Hesabım
    Ali Kundilli
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,5
    Kötü
    Ali Kundilli

    Güldürme sanatını hafife almak...

    Yazar: Hilal Çetinder

    Son yıllarda, milyonları kendine hayran bırakan ‘’Recep İvedik’’in rehber olduğu komedi geleneğini devam ettiren filmler çıktı piyasaya. İnternette beğenilmiş ve sonrasında beyazperdeye gözünü dikmiş (ya da bu örnekte olduğu gibi keşfedilmiş) birbirinin kopyası karakterler, hikayeler... Tek karakterin etrafında şekillenen, afişinden ismine benzerlikler gösteren ‘’Recep İvedik’’giller...  Hani ‘taklitlerimden sakınınız!’ gibi bir anlam çıkıyor ortaya ama aslında yok birinin diğerinden farkı. Bıçkın mahalle delikanlısı ‘’Şevkat Yerimdar’’ ile yeni komedi sinemasının geldiği noktayı özetleyen ‘’Sabit Kanca’’ serisi ilk akla gelenler... ‘’Ali Kundilli’’ de yapımcılığını Fatih Aksoy’un (‘’Recep İvedik’’ serileri, ‘’Fetih 1453’’), yönetmenliğini Bülent İşbilen’in üstlendiği, bu minvalde bir komedi filmi. Filmin yaratıcısı Cem Gelinoğlu ise Vine’da çektiği 6 saniyelik videoları ilgiyle izlenen, hatırı sayılır hayran kitlesine sahip bir internet fenomeni. Vine’ları ve sosyal medyadaki gelişimini takip etmediğimden hayranlarına haksızlık etmek ya da filmle aralarına girmek niyetinde değilim. Aynı tadı alabilir, ilgiyle izleyebilirler... Geri kalanlar için ise durum pek de iç açıcı değil.

    Filmin başrolünü de üstlenen Cem Gelinoğlu’na kendisi gibi vine fenomeni arkadaşları eşlik ediyor. Ailesi ve sevdiği kadının zorlamalarına rağmen sigortalı bir işte çalışmak yerine zihni sinir olma çabasındaki Ali Kundilli, hayatının icadını yapıp, keşfedilmeyi umuyor. Gerçek hayatta olan filmde neden olmasın... Hiç gücümüz yok ama afişte de yer alan güldürme davetini kabul ettik diyelim. Öyle çok acı, utanç ve hüzün var ki, gülmeye, biraz da olsa rahatlamaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var diyelim. ‘’Ali Kundilli’’ de, belli ki, sıcak bir mahalle ortamıyla, arkadaşlık, yardımseverlik ve aşk ile yakalamak, güldürmek istiyor izleyicisini. Ancak sadece niyet yeterli olmuyor, olamıyor ne yazık ki... Skeçler halinde ilerleyen senaryosuyla her şeyin ama her şeyin tatsız olduğu gündemin tam olarak neresine düşeceğini kestirebilmek, vasatı aşamayan oyunculukların kimi, nasıl rahatlatacağını anlayabilmek gerçekten de zor. Oysa Chaplin ne güzel söylemiş: ‘’Mizah bizim hayatta kalma gücümüzü yükseltir ve aklımızı korur’’...

    Hayatımızın pamuk ipliğine bağlı olduğu bir ortamda, bir varmış bir yokmuş bir düzende, izleyicisini ve güldürme sanatını hafife alan filmlerden bir tane daha izlemek isterseniz, iyi seyirler dileyebilirim ancak...

    Twitter.com/hilalcetinder

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top