John Wick 2 eleştirileri

emekliye ayrılmış .bir wick .sırtından bıcakladıgını bir wick .sonuc : planlama yok mantık yok merhamet yok taktık maktık hic yok BAM BAM BAM!

Muhteşemdi. Aksiyon filmlerine yeni bir boyut getirdi John Wick serisi. Böyle tarif edemeyeceğim, sadece izlediğinizde anlayabileceğiniz bir farkı var türünün diğer örneklerinden. Çatışma sahnelerinde bu çok bariz göze çarpıyor. İlk defa bu seride; çatışma sahnelerinde karakterlerin vurulma anlarını, silahını ateşleyen John karakterini yaşıyor gibi oluyorsunuz. Sanki kaliteli bir FPS oyununun içinde gibi hissettiriyor kendinizi. Aksiyon, tempo hiç durmuyor. Senaryoda saçmalıklar, mantık hataları olsa da filmdeki diğer her şey o kadar başarılı ki kim takar hikayeyi diyorsunuz (zaten bu filmin amacıda bir hikaye anlatmak değil izleyiciyi aksiyona doyurmak). Dövüş sahneleri, araba sahneleri çok detaylı ve başarılı çekilmiş. Keanu Reeves için her filminin altına övgüler yağdırırım ve bu filmde de bu övgüleri fazlasıyla hak etmiş. Bir yerde okumuştum, sahnelerinin genelinde dublör kullanmamış, poligon da atış eğitimleri almış vs. Kısaca; her zamanki gibi müthiş oynamış rolünü. Saf aksiyon filmlerini sevenler kaçırmasınlar ve filmden duyacakları hazzı arttırabilmek için mutlaka kaliteli bir sinema salonunda izlesinler. Dileriz başkan çok fazla özletmez kendini ve serinin 3.devam filmi ile tekrar karşımıza en kıssa zamanda gelmesini bekliyoruz İyi seyirler...

Şaşırtıcı derecede başarılı olan ilk filminin ardından John Wick'e bir devam filmi gelmesi kaçınılmazdı. Ben her ne kadar ilk filmin idare ettiğini düşünsem de John Wick 2, bu yılın en çok beklediğim filmlerinden birisiydi. Bu yüzden de filmi büyük bir heyecanla izledim. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki John Wick 2, serinin ilk filminden daha sürükleyici ve aksiyon açısından aşırı tatmin edici olmuş.

John Wick 2'nin konusuna detaylıca değinmek isterdim fakat filmin fragmanları hikayeye minimal bir şekilde odaklanmış ki, ben de size spoiler vermekten kaçınacağım. Film hakkında ne kadar az şey bilirseniz o kadar iyi. En az detay ile filmin konusu öyle: "John Wick, emekliliğe ayrılmak istiyordur. Fakat geçmişinde yaşanmış bir olay hayatını etkileyince hayalindeki her şey yıkılır ve Wick çok kızar. Ve yine intikam almak için işinin başına geçer."

Öncelikle filmin iyi yanlarından başlayalım. Keanu Reeves, her zamanki gibi çok iyiydi. Bu filmdeki performansı ilkinden daha çok öne çıkmış ve kesinlikle en iyi performanslarından birisini göstermiş. Üstelik aksiyon sahnelerinde neredeyse dublör kullanmamış olması da inanılmazdı. Ayrıca Laurence Fishburne de bu filme iyi yakışmış doğrusu. Bu iki oyuncuyu birlikte görmek çok güzeldi.

Açıkçası, John Wick serisini karşılaştırabileceğim en iyi örnek, The Raid (Baskın) serisi. Her serinin ilk filmi tamamıyla nefes kesen bir aksiyon filmi, devam filmiyse içinde bulunduğu dünyanın daha derinlerine inip aksiyonun derecesini iyice yükseltiyor. Bir de finaliyle birlikte üçüncü film için beklentilerimizi iyice arttırıyor.

Değinmeden geçemeyeceğim, filmdeki aksiyon sahneleri inanılmazdı. Eğer aksiyon filmlerini ve özellikle de ilk John Wick filmini sevdiyseniz, bu filmin aksiyonu ele alışına resmen aşık olacaksınız (özellikle de film bu konuda daha ilk karede tüm zamanların en iyi düblörlerinden biri olan Buster Keaton'ın filmlerinden bir kesit göstererek güzel bir gönderme yapmış). Fazla detaya girmek istemiyorum ama bu filmde her türlü dövüş sahnesi var. Gerek Wick'in bir sumo güreşçisiyle dövüşü, bir kurşun kalemle 2 kişiyi aşırı feci bir şekilde öldürmesi (evet, o sahne de var filmde) ve özellikle de son 40 dakikanın tamamı bu konuda bir hayli zengin.

John Wick'in ilk filminin en iyi yanlarından birisi de içinde geçen dünyaydı. Tetikçilerin ayrıcalıklarını, gizli kuru temizleme servisi, güvenli otel gibi detaylar çok ilginçti. Bu filmin süresinin daha uzun olmasının nedenlerinden birisi de bu. İçinde geçen dünyaya daha çok odaklanıp bu işlerin nasıl yürüdüğünü gösteriyor. Bu kısımları izlemek çok ilginçti.

Ama John Wick 2'nin ilk filme göre daha iyi olan kısımları olmasına rağmen bazı kısımlar da ilk filme göre biraz geride kalmış. Bunlardan en çok göze batanı, John Wick'in motivasyonu. Wick'in ilk filmdeki motivasyonu kısa ve netti, karısı ve köpeği öldürüldükten sonra intikam istemesi. Bu kısa konunun seyirci üzerinde yarattığı etki çok çarpıcıydı. Bu filmdeyse Wick'in motivasyonu çok zorlama geliyor. Filmin ilk yarısının neredeyse tamamı, Wick karakterine güçlü bir motivasyon hazırlamaya çalışıyor. Her ne kadar ortaya çıkan sonuç iyi olsa da film bu sırada çok fazla zaman harcıyor. Bir de film bir süreden sonra inandırıcılığını yitiyor. Filmde absürt şeyler olduğunu biliyorum fakat Wick hakkında neredeyse herkesin telefonuna bir mesaj gelmesi olayı biraz saçmaydı.

Ama genele bakacak olursak, John Wick 2'yi izlerken çok eğlendim. Senaryosu ilk filme göre daha zayıf olsa da hikayesinin işleyişi ve aksiyon sahneleri kesinlikle son zamanda gördüklerimin en iyisi. Fakat bu filmi sakın Sevgililer Günü haftasında çıktı diye sevgilinizle falan görmeye çalışmayın, pişman olabilirsiniz. Genel anlamda John Wick 2, aksiyon filmlerine hayran olan birisinin rüyasının gerçek oluşu gibi. Mükemmel kareografiler, çok yaratıcı ve nefes kesen sahneler gerçekten de görülmeyi hak ediyor. Bu haftanın en iyi tercihlerinden birisi John Wick 2. İyi seyirler.

FİLMİN İYİ YANLARI:

+ Elbette Keanu Reeves!

+ Akıl almaz derecede çekilmiş yaratıcı, heyecanlı ve kanlı aksiyon sahneleri.

+ İçinde geçen dünyanın daha genişlemiş olması.

+ Son 40 dakika.

FİLMİN KÖTÜ YANLARI:

- Wick'in motivasyonu ilk filme göre biraz zayıf kalmış.

- İlk yarısının gereğinden fazla durağan geçmesi.

- Senaryo, ilk filmin biraz gerisinde kalmış.

TOPLAM PUAN: 7.7/10

Bence birinci filmden iyi bir film konusu aksiyonu iyiydi.. film izlenir bir Jason Statham havası verdi..izlenir

muhteşem bir film.. en az 1. si kadar muhteşemdi..bir saniye bile sıkılmadan izlenir.. full aksiyon..

bol kavga bol silah devam. Sürükleyicilik bir an düşmüyor. Bence tabi bu kadar kavga bayıyor ama genede iyi film. Böyle kavgalı silahlı filmleri sevmememe rağmen iyi film.

Şöyle bir film düşünün filmde aksiyon adına ne ararsanız var. Ama ne ararsanız. Araba kovalamacası, silahlar, yakın dövüş,mafya, kiralık katiller, azılı düşmanlar, kan ve şiddet.. Evet diyeceksiniz ki ne var bunda yani bunların hepsi üçüncü parti sıradan aksiyon filmlerinde de var.. Evet doğru bu saydıklarımın hepsi sıradan bir aksiyon filminde de görebileceğiniz şeyler. Ama hiç birinde bu filmde olduğu kadar gidere gider, atara atar, mimik, jest ve en önemlisi de Keanu Reeves yok. Hani bu filmde başka biri oynasa deseniz kafanızda bir çok kişi canlanabilir eminim ama hiç biri bir Keanu Reeves olmazdı emin olun. Adam 53 yaşında olmasına rağmen resmen aksiyon nasıl olur ders niteliğinde film yapıyor. Gerçi birinci filmin başarısından sonra ikincisinin çekilmemesi düşünülemezdi bile ama böyle bir başarının devamı mutlaka gelirdi ve geldi de. Ayrıca filmin sonunda bir açık kapı bırakıp bir üçüncüsünün de gelebileceğinin sinyalini vererek sona eriyor yapım. Film ilk filmin bittiği yerden karizma bir başlangıç ile ilk filmdeki bir kaç muhabbete ve olaya atıf yaparak başlıyor ve bu tempoyu her sahnede bir tık arttırarak sonuna kadar gözlerinizi kırpmadan seyretmenizi sağlıyor. Sinemada izleyemediğime çok üzüldüğüm yapımı seyretmek için baya bekledim sayılır ve elime geçtiği ilk anda soluksuz bir şekilde tükettim resmen. Filmin başından sonuna ilk filmdeki intikamımızın sonrası gelişen olaylar ile daha önce verilmiş sözlerin kefaretini ödeyen John Wick (Keanu Reeves) aslında bu ödenmesi gereken borcun sonunda çok daha büyük olayların içine girdiğini görecek ve bu durumdan alsa kurtulamayacağını anladığı anda buna sebep olanların peşine düşüşüne şahit olacaksınız. Bir biçer döver gibi önüne geleni delik deşik edip bunu yaparken de arada afilli laflar ile düşmanlarına göz dağı vermeyi unutmayan John sizi ekrana kilitlemeyi de böylece başarmış olacak. Eğer ki bu aralar bir şeyler size yavaş geliyor ve şöyle keyifli bir film izleyip keyfinizin yerine gelmesini istiyorsanız alın size soluksuz aksiyon alın size John Wick. Çok fazla söze gerek yok izleyin ve izlettirin.

İlk filmin aksine aksiyon dozu daha yüksek, intikam duygusu daha iyiydi. 2 saatinizi dolu dolu aksiyonla geçirmek isteyen ve bu türü seven insanlar kesinlikle gitmeli.

John Wick artık kendi çapında bir yer aldı sinemada. Filmde full aksiyon var film hiç durmuyor. 3. Bölümün geleceği belli oldu.
film için fazla kafa yormaya gerek kalmıyor ve herşeyi tahmin edebiliyorsunuz.
güzel vakit geçiriliyor.

İlkine göre üzerine katılarak senaryo geliştirilmiş. Aksiyon sahneleri daha oturaklı ve ilkine göre 2 3 tık daha iyi. Açıkçası aksiyon türünü pek sevmem hep gerçekçiliğin hayallerle süslenmiş hali gibi gelir bana. Sonuç olarak insan zihni kusursuzluğu , mükemmelliği seviyor. Filme geri dönecek olursak ilkinde karısından kalan köpek için savaşan john şimdi bir mühür için tekrardan geri dönmek zorunda kalıyor. En son wiston un krallığının kurallarını çiğniyor ve devamı üçüncü filme bırakılıyor bakalım. Umarım 3'de bırakırlar.

Senaryosu, serinin yaratıcısı da olan Derek Kolstad tarafından yazılan “John Wick: Chapter 2”, yönetmen koltuğunda, ilk filmdeki gibi Chad Stahelski’nin oturduğu bir drama…

Prömiyeri, 30 Ocak 2017’de Los Angeles, California’da yapılan ve 10 Şubat 2017 tarihinde Amerika’nın genelinde vizyona giren filmin, 7.5 /10 (359.174 oy) ve 4.1/5 (56.715 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.4/10 (274 yorum) ve 75/100 (43 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, iyi bir seyirlik olduğunu söylüyor gibi…

Ama biz yine de çekimleri New York (ABD), Roma (İtalya) ve Montreal’de (Kanada) olmak üzere üç farklı ülkede gerçekleştirilen bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…

Bunun içinde, 40 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 171.5 milyon dolar gibi oldukça tatmin edici bir hasılat rakamına ulaşılmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, belirleyici özelliklerinden hiçbiri atlanılmadan “neo – noir” ın dibine vurulduğu filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

Zira kadın (Ruby Rose’un canlandırdığı Ares), karanlık, suç ve yozlaşmanın her türlüsü ile cinsellik, kin, nefret, şüphe, ihanet, (Peter Stormare’in tüttürdüğü) puro, sokaklardaki rengârenk neon ışıkları ve bardaktan boşalırcasına yağan yağmur, bu filmde de mevcut…

Yani ortada, serinin ilk filmi için yazdığımız yorumda da ifade ettiğimiz gibi Chad Stahelski ve Derek Kolstad ikilisinin aksiyonun çok ötesine taşan zekâ dolu bir kusursuz tasarımı söz konusu…

Hani öyle ki, sanki filmdeki her sahne kurguya, itinayla planlanarak yerleştirilmiş gibi duruyor…

Aksiyon dolu hikayesi, John Wick’in evinin yakılmasıyla start alan bu filmde, Keanu Reeves’e ilaveten Ian McShane ve Lance Reddick’ten oluşan serinin kemikleşen oyuncu kadrosu da artık tam bir netlik kazanmış…

Aynen Keanu Reeves’in “Matrix” serisinde birlikte oynadığı Laurence Fishburne’ün de Bowery King karakterinde bu filmin castingine renk katıp izleyen bölümlerde kendine sağlam bir yer açtığı gibi…

Elbette aynı kadroda, 60’lı ve 70’li yılların spagetti western kahramanlarından Franco Nero’yu görmek, ebeveynlerimiz dâhil bütün tanıdıklarımızın hayatta oldukları çocukluk yıllarımızı anımsattığı için bize farklı duygular da yaşattı…

Tabii her yerin, kafalara sıkılan kurşunlar sayesinde kan gölüne döndüğü bu filmde de aksiyon, ilk filmdeki gibi hız kesmeden devam ediyor…

Üstelik John Wick için bir “şehir efsanesi” haline gelen, o tek bir kalemle adam öldürme işinin nasıl yapıldığını öğrenme fırsatını da yakalıyoruz bu filmde…

Fakat bütün bunların tadını çıkartabilmek adına film için edilen, hikâyesi “mantık hatası doluydu” veya “basmakalıptı(cliché)” gibi laflara pek itibar etmemek gerekiyor…

Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Artık ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız…

Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “İyi” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 3,5 verdiğimiz türünün en iyi örneklerinden biri olan bu film için önerimiz de eğer bugüne kadar halen izlemediyseniz, olumsuz puan ve yorumlarda söylenilenlere aldırmadan “muhakkak bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

Keyifli seyirler…

Kalitesi ile seri yakalayan ve yakaladığı seriyi bir adım yukarıya taşıyabilen,filmin yükünü başarı ile sırtlayan bir Keanu Reveers klasiği. Yönetmen bir karakter yaratmış ve Keanu Reveers bu rol için biçilmiş kaftan bunu inkar etmek tabiki saygısızlık olur. Kendine has tarzı,baskın intikam duygusu, kendi doğruları ile yaşamaya karar vermiş karakteri ile karşımızda olan jonathan kendine ilke edindiği bu yolda emin adımlarla yürüyor ve izleyiciye bunu olağandışı olacak şekilde aşılıyor. Sinemaseverlerin bu seriyi kaçırmamasını tavsiye ederim.saygılar...

Aksiyon filmi arıyorsanız doğru yerdesiniz .Arkadaşında dediği gibi ilk filmi izlerseniz ki aksiyon sevenler zaten bir kaç defa izlemiştir , izlemeniz filmdeki konulara daha hakim olursunuz.

Bir aksiyon filmi için gayet yeterli bir filmdi fazla abartmaya gerek yok ancak şu bir gerçek bu filmin aksiyon sahnelerinin üstüne bir şey yok.

İlk film şahaneydi, bu film bence olmamış, ama 3.filmi merakla bekliyorum. Bir kişinin sinek öldürür gibi yüzlerce adamı saniyeler içinde öldürebilmesi bana saçma geliyor... Aksiyonun dozu fena kaçıyor... Kimsenin dile getirmediği bir saçmalık da yeraltı dünyasının gözünün ve elinin devletlerin gözünden de geniş olması. Wick için ölüm emri çıkıyor ve metroda, parkta orda burda nedense kamufle olmuş haldeki profesyonel yüzlerce katil onar metre aralıklarla iş çıkmasını beklerken gelen mesajla ava çıkıveriyorlar. Wickle Winston parkta buluşuyorlar ama etraftaki yüzlerce insan mafyanın adamı... dur deyince duruyor git deyince gidiyorlar... yuhh diyorum... ne zaman orayı kontrole aldınız girişlerde mafyanın adamı olmayanı nasıl engellediniz de kimse sizi görmüyor? İnanılmaz zırva yani... Dilsiz dövüşçü kadınla olan kavga sahnesi de çok kısa sürdü bu arada, kadının hevesi kursağında kaldı, oysa orada sıkı bir dövüş beklerdik... hevesimizi 3.filme sakladık, umarım seneye çıkar da fazla beklemeyiz...