Oyuncular:
Leonardo DiCaprio,
Jonah Hill,
Margot Robbie
Para Avcısı, gerçek bir yaşam öyküsünü konu ediyor. Jordan Belfort 24 yaşında genç ve hırslı bir adamdır. Para kazanma arzusuyla Wall Street borsasında önce komisyoncu ve ardından Stratton Oakmont adında bir yatırımcı firmasında zengin olmak için her şeyi yapmaya hazır bir CEO olur. 90'ların en hızlı günleridir ve New York işlem salonunda her şey olabilmektedir. Önemsiz tahvillerle birçok yatırımcıyı aldatarak, Belfort kısa zamanda bir para makinasına ve aynı zamanda bir harcama makinasına dönüşür. Bir günde hesapları milyon dolarlarla doldururken o gece hepsini aynı hızda harcayabilir. Profesyonel hayatının yanı sıra uyuşturucu, fahişeler, son derece pahalı lüks fantezilerle dolu kirli bir oyunun içindedir. Bu karakterin hayatındaki her şey abartılı bir şekilde devam ederken, çöküş ise çok uzakta değildir...Yönetmenliğini Martin Scorcese'nin üstlendiği film Amerikan borsasında komisyoncu olan Jordan Belfort'un biyografisinin bir uyarlaması. Filmin başrolünde Leonardo DiCaprio yer alırken kadroda Jonah Hill, Kyle Chandler ve Jean Dujardin kendisine eşlik ediyor.
Oyuncular:
Benedict Cumberbatch,
Keira Knightley,
Matthew Goode
II. Dünya Savaşı Nazi Almanyası'nın hâkimiyetinde birden çok cephede çok çetin biçimde devam etmektedir. İngiliz İstihbaratı tüm yoğun çabalarına ve yüzlerce kişiyi çalıştırmasına rağmen Almanların kullandığı Enigma şifreleme sistemini çözmeyi başaramamıştır. Almanların çok gizli bir biçimde şifrelediği bu yazışmalar, İngilizlere ve müttefiklerine çok ağır kayıplara mal olmuştur. Çözüm olarak İngiliz hükümeti Deniz Kuvvetleri Komutanlığı çatısı altında ülkenin en iyi şifre çözen beyinlerini ve kriptoloji uzmanlarını toplar. Bu isimlerden biri de farklı çalışmalarıyla tanınan ve kendi yöntemlerinden ödün vermeyen genç profesör Alan Turing'dir. Turing'in ekibe katılması dengeleri alt üst edecek ama o güne kadar hiç denememiş büyük çaplı bir girişimin de kapısını aralayacaktır. Ünlü İngiliz matematikçi Alan Turing'i filmde Benedict Cumberbatch canlandırırken kendisine Keira Knightley, Matthew Goode, Rory Kinnear ve Allen Leech eşlik ediyor.
Oyuncular:
Jim Caviezel,
Maia Morgenstern,
Christo Jivkov
Hz İsa’nın, Kudüs’te çarmıha gerilmesinden önceki son on iki saati anlatan film, Mel Gibson’ın yönetmenliği ile izleyicisi ile buluşuyor. Hikâye İsa’nın son akşam yemeğini yemesinin ardından dua edişi ile başlıyor. Mucizeler yaratan ve halk tarafından Tanrının Oğlu olarak ilan edilen İsa, Judas’ın da ihaneti ile birlikte tutuklanır. Ferisi liderleri onu, şeytana karşı çıkmak ve dine küfretmekle suçlarlar. Sonunda İsa ölüm cezasına çarptırılır. Çıkarıldığı mahkemede Romalılar tarafından yaşatılacağı ve uzun saatler sürecek olan işkencenin ardından çarmıha gerilip oldukça zor anlara maruz kalır.
Yaşanmış gerçek iç burkan bir olaya dayanan 127 Saat, Oscarlı yönetmen Danny Boyle'un 'Slumdog Millionaire'den sonraki çalışması. Genç dağcı Aron Ralston, kimseye haber vermeden çıktığı yolculuğunda Utah yakınlarında Moab bölgesinde büyük bir kaya parçasının arasına sıkışır. 5 gün boyunca hayatta kalmak için elinden geleni yapan Aron'ı oradan kurtaracak kimse yoktur. Tek çaresi yine kendisidir...5 gün boyunca kolu kayaya sıkılmış bir şekilde aç ve suzu kalan Aaron, başta sevgilisi olmak üzere, ailesi ve yolda karşılaştığı iki dağcı kızdan yardım bekler önce. Fakat zaman geçtikçe kimsenin ondan haberi olmadığını anlar... 5 gün boyunca yaralı halde sıkışıp kaldığı kayada içsel sorunlarıyla başbaşa kalan Aaron aynı zamanda cesareti ve kendisini metrelerce derinlikteki bu beladan kurtarmaya yarayacak tüm yönleriyle de yüzleşir... Dinamizmini ve heyecanını hiç kaybetmeyen film, seyirciye daha önce hiç yaşamadıkları ve belkide karşılaşamayacakları bir yolculuğa çıkartırken, hayattaki seçimlerle ilgili sıra dışı bir hikâye sunuyor.
20 Şubat 2015/
2s 17dk
/Savaş filmi,
Biyografik ,
Dram
Yönetmen
Angelina Jolie
Oyuncular:
Jack O'Connell,
Domhnall Gleeson,
Garrett Hedlund
Louis Zamperini Amerikalı bir uzun mesafe koşucusudur. ABD Olimpiyat Takımında ülkesini 1936'da Berlin'de düzenlenen Olimpiyat oyunlarında temsil eder. Dereceye girip madalya kazanamaz ama müthiş bir final performansı ortaya koyar. Öyle ki Adolf Hitler kendisiyle tanışmak ister. 4 yıl sonra Zamperini Tokyo'daki Olimpiyat oyunlarında favori isimlerden biridir. Fakat o seneki Olimpiyatlar II. Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle iptal edilir ve Zamperini savaşta gönüllü olarak görev alır. Pasifik'te geçirilen bir kaza sonrası iki silah arkadaşıyla hayatta kalmayı başarır ve 47 gün sürecek bir yaşam mücadelesi verirler. Ne var ki kendilerini kurtaranlar düşman taraf olan Japon Deniz Kuvvetleridir ve kurtardıkları savaş esirlerine işkence yapmaktan da geri kalmazlar...Louis Zamperini'nin gerçek yaşam öyküsünün anlatıldığı ve Laura Hillenbrand'ın kaleme aldığı "Unbroken: A World War II Story of Survival, Resilience and Redemption" adlı kitaptan uyarlanan filmin yönetmenliğini ikinci yönetmenlik deneyimine imza atan Angelina Jolie üstleniyor.
43 yaşındaki Jean-Dominique Bauby, üç hafta süren koma halinden sonra gözlerini açmıştır. Bu mucizevi uyanış doktorlar tarafından şaşkınlıkla karşılanır çünkü Bauby fiziksel olarak hiçbir eylemi yerine getiremiyorken, beyin bölgesinde hiçbir sorun çıkmaz ve izleyici bu andan itibaren Bauby'nin iç sesiyle olaylara tanıklık etmeye başlar. Tek kontrol edebildiği organı sol göz kapağı olan adam bir mucizeye daha imza atarak insanlarla göz hareketiyle anlaşmaya, dahası hayat hikayesini anlatacağı kitabını yazmaya başlar. Ünlü Fransız magazin dergisi Elle'de yazarlık ve editörlük yapan Jean-Dominique Bauby'nin gerçek hayatını anlattığı otobiyografik kitabından uyarlanan film Akademi Ödülleri de dahil yılın önemli ödül törenlerinde hak ettiği yeri bulmuştur.
Oyuncular:
Chris Hemsworth,
Daniel Brühl,
Olivia Wilde
Zafere Hücum, iki yarışçı arasındaki rekabeti konu ediyor. 1976 yılında gerçekleşen Alman Grand Prix yarışında Niki Lauda'nın kullandığı Ferrari ikinci round'un sonunda yaşadığı bir sorun nedeniyle yarış dışı kalır ve birincilik ezeli rakibi James Hunt'a gider. Bu kaza sonrasında Lauda yaralanır; aradan geçen altı haftanın ardından olağan hırsı ve öfkesiyle pistlere geri döner. İki yarışçı arasında italyan Grand Prix'i ile başlayan mücadele diğer yarışlarda katlanarak devam eder. Hedef dünya şampiyonluğudur...
Avusturyalı F1 yarışcısı Niki Lauda ve İngiliz rakibi James Hunt arasındaki dillere destan rekabeti konu alan film, Formula 1'in altın döneminde, 1970'lerde geçiyor.A Beautiful Mind filminin Oscar ödüllü yönetmeni Ron Howard'ın yönettiği filmin başrollerini Daniel Brühl ve Chris Hemsworth paylaşıyor.
Oyuncular:
Brad Pitt,
Jonah Hill,
Philip Seymour Hoffman
'Oakland A' beysbol takımının başındaki isim olan Billy Beane (Brad Pitt) , kısıtlı bir bütçe ile resmen yoktan bir takım var ederek zengin kuluplere meydan okuyor. Fakat bunu yaparken de beysbol sporunun temel inançlarını baştan aşağıya sarsıyor. Onun yöntemleri kabul görmese, hatta delilik diye nitelendirilse de, Beane inancını ve azmini yitirmeden bildiği yönde ilerlemeye devam ediyor....Michael Lewis'in "Moneyball: The Art of Winning an Unfair Game" adlı eserinden Steven Zaillian ve Aaron Sorkin tarafından uyarlanan ve gerçek bir hikaye dayanan filmin başrollerini Brad Pitt, Robin Wright ve Jonah Hill paylaşıyor. Moneyball, 2005 yılında çektiği ilk filmi Capote ile aynı sene En İyi Yönetmen Oscarı'na aday gösterilen Bennett Miller'ın ikinci uzun metraj çalışması. Dünya prömiyeri Toronto Film Festivali'nde gerçekleştirilen filme yurt dışından şimdiye kadar gelen eleştiriler ve puanlar da oldukça yüksek.
Oyuncular:
Leonardo DiCaprio,
Lorraine Bracco,
Mark Wahlberg
Jim bir lise öğrencisidir. Kendini tam anlamıyla teslim ettiği hobisi ise basketboldur. Lisesinin basketbol takımının aranan oyuncularından biri olmuştur. Prestijli liglere terfi edip de dünyaca tanınan bir oyuncu haline gelmek tek hayalidir. Kısa bir süre sonra tanışacağı uyuşturucular dünyası ise Jim’in tüm geleceğini kökünden değiştirecektir. Sefaletin getirdiği, suça mecbur bir hayat başlamıştır onun için. Onu bu durumdan kurtarabilecek tek şey ise, kendine gönülden bağlanabileceği yeni bir uğraş bulması olacaktır.Leonardo Di Caprio’nun Lorraine Bracco, Mark Wahlberg ve Ernie Hudson gibi oyuncularla rolleri bölüştüğü ve kariyerinin en dikkate değer performanslarından birini sergilediği Basketball Diaries’in yönetmen koltuğunda Scott Kalvert oturuyor.
Oyuncular:
Matthew McConaughey,
Jennifer Garner,
Jared Leto
Film, uyuşturucu bağımlısı ve HIV taşıyıcısı Ron Woodroof'un hayatından esinleniyor. Ron Woodroof'a 1986 yılında AIDS yüzünden 30 günlük ömür biçilir. Teşhiş sonrası FDA kurumundan yasal onaylı olarak kullanabileceği tek ilaç olan AZT'yi almaya başlayan Ron hızla ölümün eşiğine doğru sürüklendiğini fark eder. Çareyi ABD'de yasal olmayan ama dünyanın dört bir yanında bulunan, doğal ilaçlara başvurmakta bulur. Kendisiyle ilgilenen doktorlardan biri olan arkadaşı Eve Saks'ın da yardımıyla Ron farkıdna olmadan çevresindeki hastlar içinde bir iletişim ve satış ağı kurmuş olur. "Dallas Buyers Club" olarak bilinen bu oluşum FDA'nın tedavisi yerine alternatif tıbbı tercih edenlerin çaresi olur ve dahası hastalar üzerinde onaylı AZT'den daha çok işe yarar. Fakat durum çok geçmeden fark edilir ve ilaç firmaları ve FDA Ron'a karşı büyük bir savaş açar. Film 30 günlük ömrü kaldı dendikten sonra kendi doğal yöntemleriyle 2191 gün daha yaşamayı balşaran Ron Woodroof'un kişisel mücadelesine odaklanıyor.
Steve Jobs üniversite öğrenimini yarıda bırakıp kendisini evlatlık edinen ailesinin yanına, Kalifornia'ya geri döner. Bu hamle sadece kendisinin değil, teknoloji dünyasının da talihine yön verecek önemli bir adımı doğurur. Jobs, ailenin garajında arkadaşı Steve Wozniak ile birlikte yürüttüğü çalışmalarla o dönemki adı Apple Computer olan teknoloji devini kurduğunda artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Başrolünde Ashton Kutcher’ın yer aldığı film, Apple'ın kurucusu olan ve 2011 yılında kanser nedeniyle hayatını kaybeden teknoloji ve endüstri dahisi Steve Jobs'un gençlik yıllarından başlayan hayat hikayesine odaklanıyor. Filmde Jobs'un özel hayatından kesitler, kendini motive ediş şekli, onu yönlendiren kişiler anlatılırken özellikle Jobs'un gençlik yıllarına odaklanılıyor. Jobs'un ilk başarılarını izleyeceğimiz filmde aynı zamanda düşüşlerini ve tekrar ayağa kalkışlarını izleyerek bu önemli mucidin mücadelesine tanık olacağız. Yönetmenliğini Joshua Michael Stern'in üstlendiği filmin senaryosunu ise Matt Whiteley kaleme aldı.
Oyuncular:
Daniel Day-Lewis,
Sally Field,
David Strathairn
Film, Amerika Birleşik Devletleri'nin 16. Başkanı olan ve kuzey eyaletlerinde 1861-1865 yılları arasında yaşanan iç savaşa öncülük eden Lincoln'un son dönemlerine ışık tutuyor. İç Savaş'ın hararetli günleri geride kalınca, Abraham Lincoln ile kabinesi arasında fikir ayrılıkları da su yüzüne çıkacaktır. En ciddi görüş ayrılığı ise kölelik konusunda yaşanacaktır...Senaryosunu Pulitzer Ödüllü tarihçi Doris Kearns Goodwin'in çok satan kitabından ödüllü senarist Tony Kushner'in (Münih (Munich)) uyarladığı yapımın baş rolünde Daniel Day-Lewis yer alırken, yönetmen koltuğundaysa Steven Spielberg oturuyor. Filmin adı gelecek Oscar sezonu için şimdiden kulislerde dolaşıyor.
Başkanların Hizmetkarı'nda Cecil Gaines, 1920'lerde beyaz bir aileye hizmet eden bir ailenin oğludur ve zamanla ailesinin parçalanışına tanık olur. Bunun ardından hayatta neredeyse tek başına kalır; otellerde vale olarak başladığı yaşam mücadelesinde, Beyaz Saray’da görevli bir kahya olmaya kadar yükselir. Beyaz Saray'daki görev süresi boyunca 8 Başkan değiştiren Amerika’da insan hakları hareketlerine, başkan suikastlerine, Vietnem işgaline ve daha pek çok önemli olaya tanıklık eder. Bu olaylar sadece ülkesini ve Amerikan toplumunu değil, kendi ailesini ve hayatını da derinden etkiler.Yönetmenliğini Lee Daniels’ın üstlendiği filmi gerçek bir hikâyeden uyarlayan isim Primetime Emmy ödüllü Danny Strong. Başrolünde Forest Whitaker’ın yer aldığı filmde Oscarlı aktöre Oprah Winfrey, John Cusack ve David Banner gibi isimler eşlik ediyor.
Oyuncular:
Tobey Maguire,
Liev Schreiber,
Michael Stuhlbarg
Soğuk Savaş döneminde geçen filmde, Bobby Fischer Amerika'nın satranç alanında görmüş olduğu en büyük yetenektir. 1972 Dünya Satranç Şampiyonası gelip çatar ve Fischer ile Rus şampiyon Boris Spassky arasındaki epik maç böylece başlamış olur. Ruslar o döneme kadar satrançı domine eden taraftır ancak ilk kez Amerika'nın satranç masasında Rusya'ya karşı galip gelmesi ihtimali doğmuştur. Bu zorlu maçın heyecanı medyanın da etkisiyle yayılmaya devam ederken Fischer tüm dünyanın ona karşı bir komplo girişiminde bulunacağı paranoyasını yaşamaya başlar...Gerçek olaylardan uyarlanan filmde yenilmez Rus şampiyon Boris Spassky ile Amerikalı genç satranç oyuncusu Bobby Fischer'ın haftalar süren unutulmaz rekabeti konu ediliyor. Reykjavik'de geçen hikayenin başkarakterlerine Liev Schreiber ve Tobey Maguire ikilisi hayat veriyor. Steven Knight'ın senaryosunu yazdığı filmin yönetmen koltuğunda bulunan isim Edward Zwick.
Oyuncular:
Amy Adams,
Christoph Waltz,
Danny Huston
1950’li yıllarda çizdiği kendine has iri gözlü çocuk tablolarıyla tanınan Amerikalı ressam Margaret Keane’in, eşi Walter Keane ile yaşadığı güç mücadelesini beyazperdeye taşıyan film, Keane çiftinin aralarındaki iktidar gerginliğini konu alan biyografik bir uyarlama. Karısının göze çarpan yeteneğini ve ortaya koymuş olduğu orijinal eserleri satış stratejisi adına sahiplenen Walter Keane, para ve şöhreti yakaladıktan sonra eşi Margaret'ı gölgede bırakır. Yaptığı tabloların birisi için bile "Benim tablom!" diyemeyen Margaret, kocasının baskına karşı çetin bir savaş verecektir. Tim Burton' ‘Ed Wood’dan sonraki en kişisel filmi” olarak yorumlanan filmin başrollerini Amy Adams ve Christopher Waltz paylaşırken, senaryo Scott Alexander ve Larry Karaszewski'ye ait. Filmin müziklerinde Danny Elfman imzası var.
Oyuncular:
Salma Hayek,
Alfred Molina,
Geoffrey Rush
Sanat dünyasının 'ilk'lerinden ve en özel kişilerinden biri... Bir ressam: Frida Kahlo... Kocası Diego Rivera ile oldukça ilginç ve modern bir ilişkisi vardır. Bunun yanısıra politik ve cinsel özgürlüğün asla kısıtlanamayacak özgürlükler olduğuna inanmaktadır. Peki Frida, baskıcı dönemin 'önemli' ve 'tek' kadın ressamı olurken neler yaşanmış, neler düşünmüş ve neler konuşmuştur?
Oyuncular:
Tom Hanks,
Emma Thompson,
Paul Giamatti
Amerikalı sinemacı Walt Disney iki kızına Mary Poppins hakkında bir film yapmak için söz verir. İlk başta orijinal romanın yazarı P.L. Travers’dan izin alması gerekmektedir. 1961’de yazar Londra’dan Hollywood’a Disney projesini görüşmek için gelir. Fakat yüzleşemediği bazı acıları ve hesaplaşmaları vardır. California’da kaldığı süre boyunca Avusturalya’daki ailesinin geçmişte çektiği sıkıntıları anımsar. O sene kaybettiği babası Mr. Banks karakterine ilham kaynağı olmuştur. Travers ve Disney film için anlaşmaya varırlar ama Walt Disney’in de masaya getireceği şartlar vardır. Disney'in klasikler arasına girmiş filmi "Mary Poppins"in ortaya çıkış sürecini ve "kamera arkasını" ele alan filmin yönetmenliğini Pamuk Prenses ve Avcı filminin senaryosuna imza atmış olan John Lee Hancock üstleniyor. Senaryo ise Sue Smith ve Kelly Marcel ikilisine ait. Filmde Walt Disney'i ise Tom Hanks canlandırıyor.
Amerika bugün FBI ile gurur duyuyorsa bunda hiç şüphesiz ki J. Edgar Hoover'ın on yıllarca kendisini mesleğine ve büroya adamış olmasının etkisi var. 20.yy.'ın en tartışmalı, en esrarengiz ve en güçlü portrelerinden biri olan J. Edgar'ın gerçek hayat hikayesinden uyarlanan filmde ünlü FBI başkanının gençliğinden başlayarak Amerikan Adalet Bakanlığı'ndaki yükselişine ve neredeyse 50 yıl boyunca Federal Büro üzerindeki etkisine beyazperdeye taşınıyor. Ondan nefret edenler, mecburen saygı gösterenler ve samimi biçimde hayranlık besleyenler... Elinde bulundurduğu büyük güce rağmen, korkuları, zaafları da olan, kapalı kapılar ardında sakladığı büyük sırlarla kariyerini, hayatını mahveden bir adam... Leonardo DiCaprio'nun Amerikan tarihinin en önemli figürlerinden J. Edgar Hoover'ı canlandırdığı filmin senaryosu Oscarlı Milk filminin ve sıradışı bir dizi olan Big Love'ın senaristi Dustin Lance Black' aitken, yönetmen koltuğunda Dicaprio ile görmeye alıştığımız efsane yönetmen Clint Eastwood oturuyor...
Oyuncular:
David Oyelowo,
Tom Wilkinson,
Carmen Ejogo
1965'te Alabama eyaletinin Selma kentinden eyalet başkentine giden 87 km'lik bir yol vardı. Bu yolda o dönem ABD tarihine geçen üç protesto yürüyüşü gerçekleştirildi. Martin Luther King'in öncülük ettiği bu yürüyüşler, kamuoyunu harekete geçirdi ve dönemin ABD Başkanı Johnson Oy Hakkı Kanunu konusunda köşeye sıkıştı. Nihayetinde protestolar etkili oldu ve kanun çıktı. Değişen Amerika'nın hikayesini anlatan filmin yönetmenliğini Ava DuVernay'ın üstlenirken filmin senaryosu Paul Webb'e ait. Filmin başrolünde David Oyelowo yer alırken Tim Roth, Tom Wilkinson, Oprah Winfrey, Martin Sheen, Carmen Ejogo, Cuba Gooding Jr. gibi isimler zengin oyuncu kadrosunda kendisine eşlik ediyor. Bu epik ve tarihi yapımın prodüktörlüğünü ise “12 Yıllık Esaret / 12 Years A Slave” filminin yapımcıları üstleniyor.
Oyuncular:
Reese Witherspoon,
Gaby Hoffmann,
Laura Dern
Cheryl Strayed çok sevdiği annesinin ölümüyle sarsılmış, uyuşturucu batağına saplanmış ve evliliğin sona ermesiyle kendini adeta kendi kendini yok etmeye adamış bir kadındır. Cheryl annesi Bobbi'nin hatıraları başta olmak üzere geçmişin kabuslarıyla boğuşurken bir anda radikal bir karar alır. Çantasını alıp yollara düşecek ve Amerika'nın en uzun, zorlu ve tehlikeli bölgelerinden biri olan Pasifik Crest Yolu'nda tek başına yürüyecektir. Bu tehlikeli ancak tazeleyici macera süresince yorgunluk, umutsuzluk ve karamsarlığın yanısıra ona yaşadığını hissettirecek güzel duygularla uzun bir aradan sonra tekrar karşılaşacaktır. Başrolde Reese Witherspoon'u izleyeceğimiz filmin yönetmen koltuğundaysa, geçtiğimiz yıl Dallas Buyers Club ile sinemaseverlerin radarına yakalanan Jean-Marc Vallee oturuyor.
Basın
4,1
Üyeler
3,5
Beyazperde
4,5
FRAGMANI İZLE
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.