Hesabım
    Vahşet Gecesi
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Vahşet Gecesi

    ''Gece'' iyi başlıyor ama senaryoya kurban gidiyor...

    Yazar: Serdar Kökçeoğlu

    Afişinde kanlar içinde bir kadın olan yeni bir korku filmi daha. Bu defa Meksika doğumlu genç yönetmen J. M. Cravioto imzalı, Sundance festivalinde gösterilen Vahşet Gecesi var karşımızda. Merak edilen soruyu en başta cevaplayalım... Gözüktüğü gibi sıradan bir korku filmi mi? Cevap, hem evet hem hayır.

    Vahşet Gecesi doğrusu iyi başlayan bir film. Biraz türe takla attıran bir girişi var, benzer filmlerin bittiği yerden başlıyor. Kaçırılan ve seks kölesi olarak kullanılan bir genç kız, celladının elinden kurtulmayı başarıyor. Aslında klasik bir son sahne. Ama tam giderken yalnız olmadığını, başka genç kızların da kendisi gibi, aynı amaçlarla tutulduğunu öğreniyor.

    Avcıdan ava dönüşen celladına ''düş önüme kızların yerini göster, yoksa seni öldürürüm'' diyor. Kızın amacı bu uzun gecede diğerlerini de özgür bırakmak; ama evdeki iyi niyetli hesap yeraltı çarşısına pek uymuyor.

    J. M. Craviato asla kötü bir yönetmen değil. Belli ki filmin türe tersten bakan hikayesini de sevmiş ve bu tek gecelik hikaye için gerilim dolu bir gece atmosferi yakalamak istemiş. Görüntü yönetmeni Byron Werner ve müzisyen Simon Boswell da bu çağrıya tam destek vermiş. Filmin gecenin tekinsizliğini yansıtan müthiş bir görüntü çalışması var.

    Dario Argento ve Danny Boyle gibi usta sinemacılarla çalışan besteci Boswell de karanlık, etkileyici bir müzik ortaya koymuş.

    Fakat bu atmosfere en büyük zarar senaryo kanadından geliyor. Mantık hatalarıyla dolu, filmin ne korku ne de mizah potansiyelini iyi değerlendirememiş, biraz (daha fazla da olabilir) zeka takviyesi isteyen bir senaryo var ortada.

    Bunun örneği filmde çok ama en çok göze batanı söyleyelim: Filmin iyi niyetli kurtarıcısı Eve, kaş yaparken bolca göz çıkarıyor. Bazı kızların ölümüne sebep oluyor. Bu trajik ölümler tekrar edince ister istemez trajikomik bir manzara ortaya çıkıyor. Böyle zamanlarda film sıradışı bir korku-komedi fırsatı yakalıyor ama bu fırsatlar gol gibi kaçıyor.

    Korku sineması istismar edilen kadının intikam hikayeleriyle dolu. Bu temanın çok iyi örnekleri var. İstismar sinemasının über kült örneklerinden, Tarantino'nun intikam filmlerine de esin kaynağı olan Thriller: They Call Her One Eye mesela... Korku türünün en şöhretli filmlerinden I Spit on Your Grave veya eşi benzeri olmayan bir film olan Ms. 45 gibi.

    Bu filmlerin bazıları kadın kahramanlarını ele alış biçimiyle derin feminist okumalara da izin veriyor. Hatta bütün kadın intikam filmlerinin bir şekilde feminist incelemelere uygun olduğu söylenebilir. Vahşet gecesi bu açıdan da meselesiyle problemleri olan bir film. Bir kadının diğer kadınları özgürleştirmesini konu edinirken, geri adım atıyor ve şiddetin kaçınılmaz olduğunu farklı şekillerde gözümüze sokuyor.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top