Hesabım
    Git Başımdan
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Git Başımdan

    İçinizdeki sesi en son ne zaman dinlediniz?

    Yazar: Duygu Kocabaylıoğlu

    Klişe bir söz gibi algılanabilir ama tiyatro sahnesi gerçekten bir okul. Sahne tozu yutmuş oyuncu ile stüdyo kataloğundan gelen oyuncu arasında gerçekten gözle görünür fark var. Bu anlamda BKM Mutfak oluşumunun bereketi hala sinema perdesini ve televizyon ekranını besliyor desek, abartmış olmayız herhalde.  İlk kez hocaları Yılmaz Erdoğan’ın kanatları altında karşılıklı skeçlerde oynarken tanıdığımız Şahin Irmak ve Bülent Emrah Parlak kariyerlerinin bu sefer bağımsız işi Git Başımdan ile bir kez daha seyirci karşısında sınav veriyorlar.

    2010 tarihli Due Date ile isim benzerliği ve yol hikâyesi olması dışında herhangi bir bağı olmayan yapım, tanışık olduğumuz bir öyküye orijinal nokta atışları yapan bir dokuya sahip. 35 yıldır hep başkalarının tercihleri ve istekleri ile hareket etmekten bıkan Latif’in hayat canına tak eder; ama yanlış yerde! Gelini nikâh masasında bırakıp, kendi düğününden kaçan ender damatlardan olan Latif, nereye gittiğini bilmeden gelin arabasıyla kayıplara karışır; tam da bu sırada yolda garip kılıklı bir adama çarpar. Mansur adındaki bu adam aslında hepimizin kafasının içinde yankılanan ikinci benliğimiz, kendi iç sesimizdir. Mansur’un kim olduğundan habersiz halde onu arabasına alan Latif, yol boyunca önüne çıkan yeni maceralara iç sesi sayesinde atılacak, git gide kendisini tanıyacak ve hayata dair neyi/kimi istediğini daha net fark edecektir.

    Senaryosu da yönetmen koltuğu gibi Şahin Altuğ’a emanet edilen film, iç ses Mansur’un vücut bulduğu karakter olarak Tyler Durden’i anımsatıyor. Gerek parlak, rengârenk giyim tarzı ve gözlükleri, gerek Latif’in söylemek, olmak ve yapmak istediği şeylerin bütünü halinde çizilen Mansur, iç ses olmaktan da öte Latif’in akıl hocası, dert ortağı oluyor yer yer. Üstelik yolda karşılaştıkları Carreta-kurtarıcısı Selin de birkaç tereddütten sonra göremese de Mansur’a ısınıyor. Tıpkı Marla Singer gibi! Ama altını özenle çizelim kulvarlar elbette ki çok farklı;  Git Başımdan başı sonu belli bir hikâye örgüsüyle seyirciyi eğlendirmek amacıyla yola çıkıyor; daha derinlemesine bir alt metni kurcalamadan karakter dönüşümüne de olanak veren finaliyle her birimizin içindeki iç sese kulak vermemiz gerektiğini vurguluyor.

    Film teknik açıdan ele alındığında özellikle sanat yönetimi (Melike Kurt) ve özellikle yol hikâyesinin başladığı sahneden itibaren gelen görüntü yönetimi (Murat Tuncel) çok başarılı. İstanbul dışı komedi filmi seti görmeye pek alışık olmadığımızdan Eskişehir merkezinin kullanımı, Porsuk çayının Boğaziçi’ne nazire yaparmışçasına hava çekimleri yapımın akılda kalan farklılıkları.

    Datça yollarındaki çekimler ise seyircinin hikaye arasında nefes almasını sağlıyor. Düğün sahnesindeki ‘büyük patlama’ ve beraberindeki donma planı yönetmenlik dokunuşu olarak seyir lezzeti veriyor. Oyunculuklarda filmin %80 yükü iki başrol olan Şahin Irmak ve Bülent Emrah Parlak’ın sırtında; işin altından da başarıyla kalktıklarını söylemek mümkün. Özellikle Parlak ‘şeytan tüyü’ olan karakterde yine döktürmesini bilmiş. Kısa sahneleri de olsa Nevra Serezli ve Özgür Ozan seyir zevki veren oyunculuklarını izleyenlerden esirgememiş. Filmin Ömer Özgür imzası taşıyan orijinal müzikleri ve telifli parçaları da genelde iyi kullanılmış.

    Uzun lafın kısası, Şahin Irmak ve Bülent Emrah Parlak, ilk kez beraber rol aldıkları Neşeli Hayat’tan bu yana nitelik ve nicelik olarak çok yol kat ettiler; Git Başımdan ikilinin enerjisini özleyenler için bu hafta sonu tercih edilebilir bir alternatif…

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top