Hesabım
    Sadakat Yolunda
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Sadakat Yolunda

    “Bir köpek kadını, bir kadın köpeği kurtarır”

    Yazar: Burçin Aygün

    Irak’taki korkunç savaşın, henüz bizler için acıları oldukça taze olan o bitmek bilmeyen dehşetin içerisinde, keder ve korkunun yanında ümit ve sevginin de dallandığını söylesek ne derdiniz? İnanması güç ama bu haksız, sonuna kadar yanlış olan işgalin bünyesinde tek tük bile olsa güzellikler de yeşerdi. Yeşerdi çünkü her şeyin merkezinde insan vardı. Gittiği her yere kötülüğü taşıdığı gibi, eser miktarda güzel şeyler de getirebilen canlılar, bizler. Bu hafta vizyona giren Sadakat Yolunda filmi de bu sevgi dolu minik hikayelerden bir tanesine eğiliyor. Üstelik gerçekten yaşanmış, hakiki bir olaya.

    Savaş döneminde, 2003 senesinde kişisel tercihi ile Irak’ta askeri hayatına başlayan Megan Leavey adlı kadın, çok kıymetli bir dostunu kaybetmiş, kendi bakış açısına göre yaşamda yapayalnız kalmıştır. Seveni, güvenebileceği, sırtını dayayabileceği gerçek bir insan yoktur, ya da böyle olduğuna inanmak istiyordur. Görevi esnasında yaptığı bir hata yüzünden bir tür ceza alır, kendisini köpek eğitim bölümünde bulur. Depresyonu ve yalnızlığı ile yoluna devam eden Megan, burada tanıştığı K9 köpeği Rex ile farklı bir dünyaya merhaba diyecektir. Zira artık karşısında koşulsuz sevgi veren, güvenilir ve iyi niyetten başka bir şey taşımayan bir canlı vardır. Bir köpek!

    Sadakat Yolunda filmi her ne kadar belli açılardan klişelere bel bağlasa da, hikayenin odağını sadece sevgiden geçen bir ilişkiye kaydırdığı için seyri çok zevkli, duygusal bir yapım olarak çıkıyor karşımıza. Bunda oyuncu kadrosunun, Megan Leavey’i canlandıran Kate Mara ve sevgili Rex’in de katkısı büyük.

    Projenin oyuncu kadrosu da dikkat çekici aslında. Mara’nın yanında Onbaşı Matt Morales rolündeki Ramon Rodríguez’in “klişe odaklı” başka bir sevgi kaynağı olarak yerleştirilen Ramon Rodríguez, Tom Felton’ın canlandırdığı ve köpeği ile olan ilişkisine dikkat çekilen Adrew Dead gibi aktörler, senaryonun gereğini yerine getiriyor. Ancak serüvenin merkezi en çok Megan ve Rex üzerine kurulduğu için, hikayeyi besleyen bahsini ettiğim diğer karakterler çemberin dışında kalıyor. Bu da kahramanımızın geçmişi ve şimdiki hali arasında köprü kurmayı zorlaştırabiliyor. Eskinin Megan’ı ve hızlı geçen anlar ya da sadece cümlelerle paylaşılan anılarla şimdiye ayna tutuyor. Bir yandan hedeften sapmamak adına akıllıca bir tercih, bir yandan da bazı izleyiciler için karaktere yönelik merakı törpüleyebilecek bir yöntem.

    Kate Mara’nın kalbi soğumuş kahraman rolünde sağlam bir iş çıkarttığını gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Nitekim bu ruhsal durumdan, Rex’li döneme geçiş, yüzleşmeler, yeni ve gerçek dostunu kaybetmemek için giriştiği “kendi savaşı” ve muazzam final, aktrisin adım adım izlediği yolla daha çok gerçeğe dönüşüyor.

    Sadakat Yolunda’nın eksikleri ise yine Hollywood’un içinden çıkamadığı ya da çıkmak istemediği “kötü ya da cahil Doğulu” kalıbı. Irak halkı köpekleri sevmiyor. Yer yer anlayışsız ve kaba insanlar. Batı’nın kahramanı ise belki tüm batı halkını değil ama oranın kültürünü “parlatıp” sunuyor. Daha önce belgesel çalışmalarıyla tanınan ve ilk kurgu hikaye filmini çeken kadın yönetmen Gabriela Cowperthwaite, bu klişelerin üzerinde fazla durmamış, her ne kadar göze batsa da bu çukurda fazla debelenmemeyi seçmiş. Böylece karşılıklı iki büyük sevginin dramatik ve mutluluk dolu “savaş”ını rahatça perdeye yansıtabilmiş.

    Aksi ve hırçın bir köpek ile depresif ve ruhu buz kesmeye başlamış bir kadının birlikte gerçekleşen değişim macerası Sadakat Yolunda, izlenmesi gereken haftanın kıymetli vizyon filmlerinden.

    burcinaygun@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top