Hesabım
    Kapan
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,5
    Muhteşem
    Kapan
    Yazar: Oktay Ege Kozak

    Türün hayranı olarak klasik korku sinemasını modern korku’ya tercih etmemin sebeplerinden biri de sanırım eski dönemin en başarılı örneklerinin türün gerektirdiği elementleri sosyopolitik mesajlarla muazzam bir biçimde karıştırmaktaki ustalığıydı. George Romero’nun zombi şaheseri Dawn of the Dead, tabii ki türünün gerektirdiği süspans ile gore ve kan efektlerini bol bol sunuyordu, fakat aynı zamanda yükselmekte olan ruhsuz tüketici kültürünü de akıllı bir biçimde iğneliyordu. Diğer bir sürü bariz örneği bir kenara bırakın, safi Romero ve John Carpenter’ın filmografisinin yarısı bu tarz tür/mesaj bileşimleriyle doludur.

    İşte bu bileşimi seven bir korku hayranı olarak Kapan, süspans bazlı modern bağımsız korku sinemasından çok haz almamıs bir seyirci olarak resmen ilaç gibi geldi. Son yıllarda kan ve gore yerine 70'ler stili tansiyon ve atmosfer yakalamaya çalışarak popüler olan filmler, ya sağlam senaryolarına rağmen türün gerektirdiği korkuyu ortaya koyamıyorlarlar (The Babadook), ya da fos senaryonun eksikliklerini etkileyici tonal görsellerle kapatmaya çalışıyorlar (It Follows). Kapan, bu bakımdan mükemmel bir balans sunuyor.

    Hem konunun sürprizlerini incelikle adım adım açan sağlam bir senaryoya sahip. Hem süspans ve atmosfer bakımından türün gereksinimlerini aradan çıkarırken akılda kalan ilginç ve acayip yenilikler sunuyor. Hem de günümüz ABD’sindeki ırkçılık hakkında güçlü bir alegori oluşturan bir mesaj filmi yaratıyor. Bu mükemmel paketin üstüne bu denli başarılı bir korku filminin skeç dünyasından gelen, Kapan vizyona girmeden önce safi komedi ile tanınan Jordan Peele’den gelmesi ise harika bir sürpriz oluyor. İlk uzun metraj filmini sunan Peele, komediyle beraber korku dünyasında da kalıcı bir yeri olduğunu kanıtlıyor.

    Filmin hikayesi hakkında açıkcası ne kadar az bilgi versem o kadar iyi. Bu yüzden fragmanlarda gördüklerimizin ötesine pek kaymamakta fayda var. Beyaz kız arkadaşı Rose’un (Allison Williams) ailesini ziyaret etmeye gidecek olan siyahi genç Chris (Daniel Kaluuya), bu aradaki ırk farkı yüzünden biraz ürkektir. Fakat Rose’un ailesinin liberal olduğu ve hiç bir biçimde ırkçı olmadığını söylemesi Chris’in içini biraz rahatlatır. İlk bakışta Catherine Keener ve Bradley Whitford’un harikülade nuanslı performanslarıyla akılda kalan ebevenyler, gerçekten de ırkçı değil gibilerdir. Hatta bir bakıma siyah olmanın avantajlarını savunuyorlardır. Fakat zaman ilerledikçe Chris, beyni yıkanmış gibi görünen insanlarla dolu bu zengin mekanın kendisi için ne tarz bir kabusa dönüşeceğini anlamaya başlar.

    Peele’in Kapan ile son yılların en başarılı sosyal mesajlı korku filmini yaratmaktaki anahtarı, safi tür bazlı süspans ve korku ile sosyal mesajlarını neredeyse inceden hesaplanmış bir denge ile bir araya getirmesi. Hatta bazı konu elementlerinde eski usül korku ile modern sosyal iğnelemeler bir araya girmiş. Hikayeden ırk ile ilgili sosyopolitik içeriği çıkarırsak gayet tatmin edici bir psikolojik korku filmi var zaten elimizde. Fakat Peele, basit numaralara kaçmadan modern Amerika’nın ırk problemlerini incelemesiyle sosyal soslu özel bir deneyim yakalıyor. Bu meseleye daha yüzeyden bakan bir yönetmen, Rose’un ailesini açıkça ırkçı, redneck dediğimiz köylü kafalı maganda tiplere dönüştürebilirdi. Fakat filmin daha alttan giden liberal ırkçılığı incelemesindeki nüans, baştan başarılı olan bu tür filmine eksta bir doping aşılıyor.

    Filmin Being John Malkovich’den tutun Under The Skin gibi birbirinden farklı filmlere göndermede bulunan yaratıcı görsel yapısı büyülüyor resmen. Bunun dışında bütün oyuncu kadrosu, hikayenin gerektirdiği, gerdiği kadar komik olan havasını yakalamayı başarıyor. ABD’de yaşayan bir eleştirmen olarak filmin Black Lives Matter ve polislerin siyahları öldürmesi etrafında oluşan tartışmalar ile kurduğu bağlantılara daha kişisel bir biçimde yaklaştığımı itiraf etmeliyim. Fakat bir bakıma Kapan gibi bir filmin bu meseleleri takip etmeyen ülkelerde vizyona girmesi önemli, çünkü ince ve göze batmayan bir biçimde seyirciyi eğitmeyi başarıyor. Diğer yandan ‘Benim umrum değil ırk meseleleri, damardan 70'ler stili süspans bazlı korku istiyorum’ diyenlerdenseniz, o zamanda gayet tatmin olacaksınız.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top