anne!: en yeniler yorumlar - Sayfa 2

Filmde yazar tanrı kadın ise meryem ve doğayı canlandırıyor. Adam kadınla yalnızken mutlu değil başkalarını istiyor ilgi istoyor insanları istiyor. Ve insanlara ulaşmak için kitap yazıyor. Kitaplar dini kitaplar; tevrat, zebur, incil, kuran gibi. Insanlar doğaya ve birbirlerine zarar veriyolar kadın o yüzden onları istemiyo. Kardeş conayeti habil ile kabil. Anne ve babaları adem ile havva. Farkettiyseniz adam gelen ilk insan zaten. Ve ilk gece adamin kaburgasi yaraliydi. Ertesi sabah kadin geldi. O gece ademin kaburgasından havva yaratıldı. Başta kılılan o cam ilk kısımda cennetin yasak elmasını temsil ediyo. Yasak olmasına rağmen havva ile adem ısrarla onunla ilgileniyolar ve cam kırılıyo. Filmin sonunda tanrıyı temsil eden yazar benim isim bu yaratmam gerek diyor kadının onun yuvası olduğunu başa dönüceklerini yani tekrar yaratıcaklarını söylüyor. Ve filmin başında kırıldığını gördüğümüz cam kadının içinden çıkıyor. Adam filmin başında camı küllerin içinden çıkardığını söylemişti. Ve filmin sonu başlangıcı gibiydi. Yeniden başlıyor. Ev yani evren dünya tekrar yaratılıyor.

İlk yarı çok kötüydü ikinci yarıda ağladım ama sonu aşırı saçma eksik yarımdı anlamadım yani acaba 2. Mi çekecekler

Aslında filmin sonuna kadar, sakin bir yaşam süren bir çiftin hikayesi gibi.... Ama öyle değil.... Çok mesaj barındıran muhteşem bir yapıt olmuş. Çok etkilendim..

Bu filmi begenmeyen arkadaslarin, cok film izledim diyerek recep ivedik ve cumali ceber den baska film izlemedikleri belli. Bu filme tamamen kadinin gözünden bakilmiş. Sonunda cok bekledim zindan adasi filmindeki gibi kocasinin gozunden bakilip aslinda kadinin ne kadar hasta ve sizofren oldugunu göstermelerini lakin o olmadı. Bazi yorumlarda da okudum ve hak veriyorum ki dini mitolojik konularla örtüşüyor. Ben filme hayran kaldim. Izleyecek arkadaslar da filme kadinin kafasindan bakarsa taslar yerine oturur ve zevk alirsiniz filmden.

FILM HAKKIN BI FIKIRLERI VARMIŞ VE BI MESAJ VERIYORMUS GIBI UZUN UZUN YORUM ATANLARA BAKMAYIN BEYINLERI OLSA BOS BI FILME FILMDEN UZUN ELEŞTİRİ YAPMAZLAR FILM BOM BOS APTALCA BISEY . MESAJIN NE OLDUGU BELLI AMA GENE DE ÇOK SAÇMA VE ZAMAN KAYBI

Ömrümde bu kadar iğrenç bir film izlemedim. Filmden anlarım ve berbat kelimesi az nefret ettim kusacağım geldi gerizekalı bir film zaman kaybı kanser olmayin mantık hiç yok konu yok saçma sapan bir film zamanım boşa gitti ve sırf bilgi vermek için üye oldum o kadar yani düşünün.

Hayatimda bu kadar sacma bir film gormeden tamamen vakit kaybi
spoiler:
spoiler:

Şair, vahiy alandır..bu ona ilham yoluyla bildirilir..uzun süredir vahiy alamayan şair kendine ilham olacak bir şey aramaktadır..evine çağırdığı o hastalıklı adam, pervasız karısı, oğulları...hepside aradığı ilhamdır..
Koca ev şairin zihni..içindeki odası kalbi..değerli taş içindeki öz..karısı, fedakar karısı, masum karısı, histerik karısı o öze o kaynağa çok yakın, aslında ilhamın ta kendisi..ilham ve histeri ikiz kardeş gibi..
Misafir ailenin oğullarının dalaşı ve birinin ölümü şairin içinde yaşadığı çatışma sancı..ilhama gebe ama olmuyor ..çatışma devam ediyor..
Şairin karısına yaklaşması ilhamın gelmesi..bebek ise şiir, yazı,vahyin kendisi..
Evin her türlü insanla dolması vahyin yansıması..ilhamın coşması..şairin kelimeleri..
Bebek, vahiy, ilham yani kelimelerin halka yansıması kişiye göre farklı anlamlar taşıyor..herkes o kelimelere sahip olmak istiyor.
Anne, bebeğe, kelimelere sahip olmak isteyen kişi..
Şair, halka, yüreklere ulaşmak isteyen..yani bebeğini paylaşmak isteyen..
Bebeğin ölümü , parçalanması ve etinin yenmesi, vahyin halka ulaşması..
Affetmek vahyin mesajı, paylaşmak vahyin mesajı, misafirden, pervasız tüm misafirlerden rahatsız olmamak vahyin mesajı.
Evin yanması şairin zihin dünyasının ürettiği kelimelerin kayboluşu
Kadının yanması ama yaşaması ilhamın var olması
Kadının karnından çıkan cevher, özün hep var olması.

Hıristiyan için oldukça coşturucu bir film olabilir fakat inançsız veya farklı inanca sahip bireyler için tam bir palavra. Korku filmi asla değil, gerilim de pek sayılmaz, fantastik cuk oturur.

Öncelikle flimin sadece zaman kaybı olduğunu belirtmek isterim....Hayatımda gördüğüm izlediğim en berbat en saçma sadece baş ağrıtan bir flim hiç bir konusu yok.Saçma sadece saçmalık

Aranofsky'nin son filmi izlemesi zor birfilm ama sadece sondaki şok edici sahne sebebiyle değil, ilk on beş dakika içerisinde zaten tuhaf şeyler oluyor ve galiba yaşlılarla çekişlmiş bir çeşit funny games izleyeceğiz diye bekliyoruz ama öyle değil elbette. Film ilerledikçe gerçek olduğunu düşündüğümüz şeyler yerini belirsizliğe bırakıyor, asla ne olup bittiğinden emin olamıyoruz, gördüğümüz tek şey evin giderek kalabalıklaşması. son yarım saatte gerçek anlamda kıyamet koptuğunda ise artık filmin bize ne anlattığını bir şekilde anlamaya başlıyoruz: aslında bize anlatılan şey, isa'nın başına gelenler, tanrıyla hastalıklı bir ilişki kuran dindarlar ve daha da önemlisi yaratıp yok etmekten, kendine hastalıklı bir bağlılıkla yaşayan kullarıyla bu hastalıklı ilişkiyi sürdürmekten haz alan son derece uysal ve canayakın, psikopat bir tanrı. Bu tanrı sözde sevgiyi önemseyen ve ondan bir yuva kuran bir yaratıcı gibi görünüyor, ama oradan kendi egosunun övüldüğü, övülmekten haz alan, sayılarını çoğalttığı ve yuvanın her yerini sahte sevgilerle dolup taşıran bir baba figürüne dönüşüyor sonuçta. Kıyamet kopup da herşey yerle bir olduğunda ise helak ettiği insanlardan o sevgiyi alıp yeniden merak ederek bir kez daha herşeyi baştan başlatan bir deneyci, merak duygusu tatmin olmayan bir bilim adamı ya da hasta ve takıntılı bir adam gibi.

Filmin tamamındaki atmosferi ürkütücü bulduğumu söylemem gerek, ancak son yarım saat cehennemin kendisi gibi; tükenmek bilmeyen ses, hareketi bitmeyen kamera, giderek daha korkutucu karanlıklar ve renk karmaşası arasında yuvanın cehenneme dönüşü ve kıyametin kopuşunu izliyoruz. Ken Russell'ın The Devils filmi hariç ilk kez böyle bir eser izliyorum. Şaşırtıcı bir eser olduğunu söyleyebilirim.

Biz Türk seyirciler için anlaması elbette ki zor.İncil'e göre evreni işleyen bir filmi anlamakta zorluk çekmedim değil ve bunun için filmin sonunda biraz araştırmak zorunda kaldım fakat bir kutsal kitabın bu şekilde bir kurgu ve senaryoya adapte edilebilmesi beni şaşırttı.Ben filmi korku türünden izleyemedim nedense.Yeşil yol filminde bu kadar hüzünlendiğimi hatırlamıyorum bence sorun bende :) burdan bi #respect Jennifer Lawrence diyip uzuyorum keyifli seyirler.

Filmi izlemeden önce yorumları okurken insanların filmi ya çok sevdiklerini yada gerçekten nefret ettiklerini görmüştüm. Filmden nefret etmek çok keskin bi tabir ve bu film için pek uygun değil. Anlatmaya çalıştığı mesaj hoş aslında önemli olan filme önyargıyla yaklaşmadan ve sabırlı olarak izlemek. Daha sonra zaten vermeye çalıştığı mesajı ve tasvirleri gayet iyi anlıyorsunuz zaten. İlk 1 saat çok yavaş ilerlerken sonrasında oldukça hızlandı. Her ne kadar defalarca kez izlenecek bi film olmasa da en azından bi seferliğine izlenmeye kesinlikle değer. spoiler:
Filmi izlerken o elmas sahnesini yani elmasın neyi tasvir ettiğini sonradan düşününce fark ettim. Hz. Havva ve yasak elma. Ama normalde anlatılan Hz. Havvanın ikna etmesiyle Hz. Adem'in yemesi değil miydi? Filmde elması düşüren kadındı. Değişik olmuş

Yüzlerce film izleyen gözlerim, böyle bir eziyete mahkum edilmedi..Neyse ki bitti ve tahliye oldum..

Film standart korku filmi gibi başlıyor ama esas derdi başka . Kutsal metinlere göndermeler var, özellikle hristiyan mitolojisine. Son akşam yemeğine benzer bir sahne bile var. Ama sanırım Darren Arefonski'nin esas irdelemek istediği sanatta yaratıcılık sanatçıyı ne hale getiriyor. Sanatı, hayranları yazarın hayatını mahvediyorlar yine onlardan vazgeçemiyor. Ancak altmetinlerle dolu bir film olsa da soğuk bir film, belkide çok fazla şeyi bir araya getirdiği için olmamış. Daha sade olsa daha güzel olabilirdi.