Hesabım
    anne!
    Ortalama puan
    3,0
    134 Puanlama
    anne! hakkında görüşlerin ?

    55 Kullanıcı yorumları

    5
    13 Eleştiri
    4
    9 Eleştiri
    3
    5 Eleştiri
    2
    3 Eleştiri
    1
    17 Eleştiri
    0
    8 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    ilknrcnn
    ilknrcnn

    2 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    9 Ocak 2018 tarihinde eklendi
    Şu filmden bir anlam çıkarmaya uğraşan arkadaşları hayretle okuyorum!! Zeka ve kültür seviyesiyle bunu bağdaştırmak çok çok saçma, evet tamam sembolleri anladık, anlattınız zaten, eee peki sonuç? Ne kattı bildiğimiz şeyleri tekrar etmek, he evet tanrı, toprak ana bla bla... Sinema bu değil arkadaşlar, kurgu olmak zorunda değil belki tamam ama bu kadar da değil!! Jennifer Lawrence çok iyi oynamışştaa, ya kadın film boyunca her şeye şaşırıp durdu sadece!! Çok kötü, eğer sinemada izlemiş olsaydım verdiğim paraya acırdım!
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    27 Aralık 2017 tarihinde eklendi
    TEK KELİME İLE 4X4 LÜK BAŞYAPIT BİR YAPIM
    2017 nin en çok olumlu ve olumsuz eleştiri alan filmi olan mother sinema tarihinde en çok tartışılan ve tartışılmaya devam edecek olan filmi olma özelliğini hep koruyacak gibi şunuda net söyliyeyim kendi seyir zevkime göre benim için şaheser bir filmdir ve şu konuda çok iddialıyım ileride kült olarak konuşulacak 30.40 sene sonra böyle bir film çekilmiş denilerek sinema derslerinde gösterilecek bir yapımdan bahsediyoruz
    dünya sinema tarihinde spoiler vermeden yorum yapmanın mümkün olmadığı tek film budur bence
    yine belkide sinema tarihinde filmi beğenen ile beğenmeyen arasında uçurumun bu kadar büyük olduğu tek filmdir neden bu örneklemeyi yaptım İMDB sitesinde puanlamaya baktığınızda çok büyük bir çoğunluk filme 10 puan verirken aynı oranda büyük bir çoğunluk ise filme 1 puan vermiş
    aldığı kötü yorumlardan dolayı çekindiğim yılın en çok tartışılan ve tartışılmaya devam edecek olan filmi. izlediğime değdi mi, kesinlikle değdi darren aronofsky sinemasına olan hayranlığımdan dolayı dayanamayıp sonunda gittiğim ve bayıldığım filmdir. evet film yönetmenin sinemasına ve fikirlerine hakim olmadan izlendiğinde saçma, sıkıcı bulunabilir. aronofsky'ın varoluşu, dinleri sorgulayan bir sinemacı olduğu filmlerinden net bir şekilde görülebilir. the fountain yine bu tarz sorgulayıcı, yoruma açık bir filmdi. noah filminin en kötü filmi olduğunu düşünsemde olaya farklı bir bakış açısıyla yaklaşmıştı. metafor kullanma başarısını da zaten black swan'dan biliyoruz. mother'da bu sorgulayıcı gözle izlenmediğinde anlamsız bir film gibi gelebilir ama üzerine düşündükçe ve araştırdıkça değeri artacak bir film olduğunu düşünüyorum.
    Herkesin farklı bir tepkisi olacaktır mesela ben Black Swan” filmini 3 kere izledim ve her seferinde farklı bir şey görüp hissettim. Bu film de kesinlikle çok tartışmalı olacak.
    mekanlar , çekimler , gerilimin yansıtılışı ve oyunculuklar kısacası film gerçekten etkileyiciydi. bir yaratılış, evren, tanrı, din, doğa ve dünya tarihi hikayesini 2 saate ve tek bir mekana sığdırmak gerçekten müthiş bir beceri ve cesaret ister. Bravo kameranın başrolü takip edişi , sanki siz de o evin içindeki sessiz şahitlerden biriymişçesine hissettiriyor. jennifer lawrence'ın o güzel yüzü tüm film boyu yakın plan. illa kıssadan hisse yapmak zorunda diilsiniz veya haa şu tanrıydı bu isa bu da meryem'i keşfetmek zorunda diilsiniz. oturup izleyin ve sinemasalın keyfini çıkarın 10 üzerinden 9
    Deniz O.
    Deniz O.

    Takipçi 170 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    25 Aralık 2017 tarihinde eklendi
    The Fountain'in yönetmeni bu sefer ne anlatıyor? Sembolleri bilmeden seyretmek eziyet olabilir. Oysa sembollerin ardına ne yatıyor?

    Tüm dini mitler ortak özellikler gösterir. Tanrı insanı yaratmış; Adem Havva ile çocuklar doğurur. Habil ile Kabil birbirini öldürür. Şeytan Tanrı’ya karşı çıkar ve insanın yoldan çıkmasından sorumludur. Daha sonra belli dönemlerde Tanrı’nın elçileri insanları doğru yola sokmak için Dünya Ana’ya gönderilmiştir. Her millet kendi Peygamberinin dediklerinin bu güne kadar değiştirilmeden geldiğini iddia eder ve ona gör ekendi davranışlarını ayarlar. Ancak ortak zemin iyi ve kötü, günah ve sevap, iyi melekler ve şeytan arasındaki karşıtlıklardır.

    spoiler: The Mother filmi dini sembollerle dolu bir film. Bu sembolleri anlamadan filmi seyretmek sadece zaman kaybı. Filmde anne, dünyayı temsil ediyor; baba ise Allah. Eve sonradan gelen Adem ve Havva; onların kavga eden çocukları Habil ile Kabil ve diğer tüm insanlar... Yasak elmanın sembolü ise babanın elinde tuttuğu ve yeniden yaratım için ona ilham veren kristal. Annenin çocuğu ise Hz. İsa... Hristiyan bir bakış açısının hakim olduğu filmde insanlar dünyayı perişan ederler ve Tanrı evreni bir arada tutan güç; sevgi ile yeniden başlar. İnsanlık başarana kadar tekrar ve tekrar denenecek bir oyun gibidir hayat...


    Yazının tamamı TuvaletKagidinanotlar.Blogspot.com da...
    samove
    samove

    Takipçi 8 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    7 Aralık 2017 tarihinde eklendi
    Jennifer Lawrence anne rolüy ve doğurgaganlığı ile doğayı,Jennifer Lawrence ise tanrıyı temsil ediyor.İnsan oğlunun kendi sonunu getirmesine karşın tanrı her şeyi kontrol edebileceğini zannederken anne buna kıyametle nokta koyuyor.Fakat tanrı yaratım sürecinden vazgeçmiyor.Hristiyanlık ve incil inancına atfen şeyler olduğu aşikar.Metaforlar ve kısa süre içerisine bu kadar şeyi sıkıştırmaya çalışmak malesef izleyiciyi yoruyor.
    Kısacası üzerine konuşulacak filmlerden.Bir süper kahraman yada recep ivedik gibi çabuk sindirilemeyebilir..
    Eğer beğendiyseniz Nocturnal Animals 2016 ya bayılıcaksınız.
    Birol D.
    Birol D.

    1 değerlendirme Takip Et!

    4,5
    7 Aralık 2017 tarihinde eklendi
    Filmde tanrıyı kutsal ruhu havva ile ademi ,habil ile kabili hz isayı hz meryemi cenneti dünya insanlarının savaşını zulmünü kainatın varoluşunu çöküşünü ve yeniden başlangıcı göreceksiniz
    filmde önce adem geliyor ardından havva yasak olana dokunup zarar veriyorlar kovuluyorlar sonra ürüyorl habil ve kabil arasında ilk cinayet işleniyor isa geliyor katlediliyor savaş fuhuş sapkınlık ve kaos ardından kıyamet kopuyor ve tanrı yeni bir başlangıç yapıyor.saygılar.
    serdar k.
    serdar k.

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    6 Aralık 2017 tarihinde eklendi
    filmi çok iyi takip edin yaşanan olayları çok iyi analiz edin ve sonrasında din-tarih bilginizi konuşturun öteki genel kültür seviyesi 0 olan şahsiyetler siz izlemeyin zira psikolojik bir filmdi derin anlamlar var
    Kırtay K.
    Kırtay K.

    1 değerlendirme Takip Et!

    0,5
    17 Ekim 2017 tarihinde eklendi
    Neymiş film cok anlamlıymış derin mesajlar içeriyormuş hayatımda izlediğim en kotu kurgulardan biri sadece bir ev içerisinde gerçeklesen sıkıcı ve berbar ötesi bir film. Tamamen vakit kaybı
    Alp T.
    Alp T.

    Takipçi 441 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    15 Ekim 2017 tarihinde eklendi
    Yönetmen Darren Aronofsky, filmleriyle sinemanın sınırlarını zorlayan ve sürekli seyirciye hiç görmediği şeyleri sunan bir yönetmen. Her ne kadar Aronofsky'nin en büyük hayranlarından birisi olmasam da, onun bu yönünü oldukça takdir ediyorum. Bu yüzden mother! filme karşı büyük bir ilgim vardı. Filmi, Filmekimi festivali programının içerisinde izleyememiş olmama rağmen, festivalin olduğu haftanın ortasında sinemada izleme fırsatı bulmayı başardım. Ve neredeyse 2 hafta önce izlemiş olmama rağmen mother!, hala kafamın içinde dönmeye devam ediyor. Çünkü bu film bildiğin deli işi.

    Şimdi sıra geldi filmin konusuna. Size fragmanlardan anlaşıldığı kadarıyla bir özet geçmeye çalışacağım: "Jennifer Lawrence ve Javier Bardem, hiçliğin ortasında yaşayan evli bir çifti canlandırıyordur. Fakat evlerine Ed Harris'in karakteri bir ziyaretçi olarak kalmaya geldiğinde işler biraz karışmaya başlar. Derken Michelle Pfeifer'ın karakteri de eve gelir. Bundan sonra ev dolup taşmaya başlar ve Jennifer Lawrence'ın karakterinin başına büyük olaylar gelir." Filmin bundan ibaret olmasa da konuyu en rahat böyle yazabildim. Bu arada unutmadan; her ne kadar mother!'ın fragmanı bir korku filmi gibi gözükse de, filmin bununla hiçbir alakası yok. Bu yüzden mother!'a korku filmi görmeye gidenler hayal kırıklığı ile ayrılacak.

    Aranızda bu filmin seyircileri ve eleştirmenleri ikiye ayırdığını duymayan yoktur herhalde. Her ne kadar eleştirmenler bu filmi iyi veya idare eder bir şekilde bulsa da, seyirciler bu filmden gerçekten nefret etti. Herkes bu filmin çok saçma ve anlaşılmaz olduğunu söylüyordu. Bu konuda seyircilere biraz hak verebilirim. Eğer filmi, hakkında hiçbir fikriniz olmadan izlediyseniz ve yapılan herhangi bir analizi okumadıysanız, büyük ihtimalle sonuçtan nefret edeceksiniz. Çünkü gittiğim sinemada yanımda ve önümde oturan çiftler hep film boyunca "Bu ne saçmalık" veya "İşte iyice abarttılar" gibi şeyler deyip durdu.

    Ben mi? Şahsen, mother! filmine bayıldım. Filmin dört dörtlük, kusursuz bir başyapıt olduğunu düşünmüyorum ama içeriğinin sırf insanları düşündürüyor olması bile filmi takdir etmek için yeterli bir sebep. Özellikle de günümüzde böyle dev bir stüdyonun, böyle büyük oyuncularla, böyle garip bir film yapıyor olması gerçekten de nadir görülüyor.

    Bu film hakkında en çok sevdiğim şey, hikayesinin karmaşık yapısıydı. Çünkü filmin gerçek anlamını bir yana koyarsak mother!, neredeyse her türlü düşünceye açık olan ve insanların üzerinde uzun bir süre düşüneceği bir iş. Çünkü mother!, şu ana kadar çekilmiş hiçbir şeye benzemiyor. Belki filmin posterinden ve fragmanından bir "Rosemary's Baby" havası sezebilirsiniz ama gerçekte filmin bununla hiç alakası yok.

    Darren Aronofsky, insanların üzerinde yıllar boyunca konuşacağı bir film hazırlamış. Filmdeki karakterlerin adlarından evin dekorasyonuna, sakin açılışından tek kelimeyle çılgınca olan finaline kadar mother!, sevseniz de sevmeseniz de sizi etkileyecek bir film. Aronofsky, bu filmde resmen ustalık eserini hazırlıyor gibiydi. Üstelik filmin senaryosunu sadece 5 günde yazdığını düşünürsek, çıkan sonuç gerçekten de "vay be" dedirtiyor. Bu yılın en özgün senaryosu bence.

    Ayrıca Darren Aronofsky'nin yönetmenliği de oldukça ilginçti. Çünkü filmin neredeyse tamamı Jennifer Lawrence'a odaklıydı. Kamera film boyunca ya onun yüzüne odaklıydı ya da onun omzunun arkasından yaşananları gösteriyordu. Bu yüzden gerçekte yaşananlar tam olarak net değildi. Bunun kasten yapılmış olduğunu biliyorum ama bir süreden sonra bunun çıldırtıcı bir hal aldığını da söylemeliyim. Bu yüzden bir süreden sonra geniş bir açı için yalvarır oldum.

    Bu konuda Aronofsky, filmi böyle yönetmeyi kasten seçmiş olmalı. Çünkü mother!, film boyunca bir sürü soruyor ve tıpkı ana karakter gibi neler olduğu hakkında en ufak bir fikriniz bile olmadığı için durum giderek çıldırtıcı bir hal alıyor. Bu yüzden Aronofsky'nin yönetmenliği böyle bir film için son derece uygun olmuş. Sizi çıldırmasına rağmen filmin içinde bulunduğu atmosfer bundan daha iyi bir şekilde yansıtılamazdı.

    Oyunculuklar ise başlı başına bir konuşma konusu. Çünkü filmdeki herkes o kadar başarılı ki, oyuncuları nasıl övebileceğim hakkında hiçbir fikrim yok. Bu yüzden olabildiğince özet geçeceğim. Jennifer Lawrence, bu filmde kariyerinin en iyi performansını sergilemiş. Özellikle de Lawrence'ın bu rol için oldukça karanlık yerlere gittiğini düşünürsek, ortaya çıkan sonuç gerçekten de göz kamaştırıcıydı. Eğer Akademi'nin Lawrence'a Joy filmindeki oyunculuğu için bir adaylık verdiğini düşünürsek, mother! için de kesinlikle aday olması gerekiyor. Bu yılın en iyi performanslarından birisiydi.

    Javier Bardem'e ayrıca bayıldım. Her ne kadar filmde oyunculuğuyla değil de karakteriyle ön plana çıkıyor olsa da Bardem, karakterini olabilecek en iyi şekilde canlandırmış. Ayrıca Ed Harris ve Michelle Pfeifer arasındaki rol değişimi de hoşuma gitti. Normalde Harris filmlerde oldukça sert kişileri ve Pfeiffer da cana yakın kişileri canlandırıyor iken, bu filmdeki karakterleri ise bunun tam tersiydi. Ayrıca Domhnall Gleeson filmdeki kısa rolüne rağmen son derecede etkiliydi. Bir de sürprizi bozmamak için adını vermeyeceğim bir oyuncu var. Çok sevdiğim bu oyuncunun filmde olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu ve onu görünce çok şaşırdım.

    Filmle ilgili olumsuz yanlarıma gelecek olursak, mother!'ın kolayca yeniden izleyebileceğiniz bir film olmadığını ve filmde herkesin sevmeyeceği farklı bir şeyin olduğunu düşünüyorum. Mesela ilk yarının yavaş tonu ile ikinci yarının hızlı ve şok eden tonu arasındaki geçişin biraz hızlı yaşandığını düşünüyorum. Çünkü film asıl noktaya yavaş yavaş gelmeye çalışırken birdenbire bodoslama dalıyor. İki yarıyı da sevdim ama bu geçişin daha güçlü olabileceğini düşünüyorum. Yine de, bu son derece ufak bir sorun.

    Kısacası mother!, ya seveceğiniz ya da nefret edeceğiniz bir film. Ben şahsen filme bayıldım. mother! öyle garip ve sorgulayıcı bir film ki, izlerken sizi içine çekiyor ve süresi boyunca da bırakmıyor. Aronofsky'nin yönetmenliği ve senaryosu çok başarılıydı, oyunculuklar ise şahaneydi. Eğer daha önceden hiç eşi benzeri olmayan ve bittiğinde üzerinde düşünmeye devam edeceğiniz bir film arıyorsanız, mother!'ı mutlaka izleyin. Çıkan sonuç kusursuz değil belki ama filmin kendisi kesinlikle bir göz atılmayı ve üzerinde konuşulmayı hak ediyor.

    Kısa Bir Analiz:

    Eğer mother!'a hakkında hiçbir şey bilmeden izlemek istiyorsanız diye bu kısmı en sona sakladım çünkü burada filmin gerçek anlamından bahsedeceğim. En ufak detaylara kadar değil, sadece ana şeylerden. Bu yüzden yazının bu son paragrafı son derece spoiler içerir:

    spoiler: mother!, gerek karakterleri, gerek senaryonun içeriği olsun, daha çok İncil ve dünyanın kendisi üzerinde duran bir film. Jennifer Lawrence'ın karakterinin Toprak Ana'yı, Javier Bardem'in ise Tanrı'yı temsil ettiğini düşünüyorum. Ve film de insanların dünyamıza nasıl kötü davrandığını ve Tanrı'nın da bütün bunlara rağmen insanları affetmeye çalışmasını anlatıyor aslında. Bunu yaparken de İncil'de yazan şeylere de değiniyor. Mesela Ed Harris ve Michelle Pfeiffer'ın karakterleri aslında ilk insanları, Adem ile Havva'yı temsil ediyor. Bundan sonra eve giren iki erkek ise onların oğulları, Habil ile Kabil'i. Sonraysa Kabil, Habil'i öldürüyor ve evden kaçıyor. Bundan sonra da Harris ve Pfeiffer, Lawrence ile Bardem'in yaşadıkları evin kalbi olan kalp şeklindeki kristale (yani yasaklı elma) dokunuyorlar ve her şey alt üst oluyor. Bu yüzden de Bardem, Harris ile Preiffer'ı evinden (yani cennetten) kovuyor. Bundan sonra ise film iyice çılgınlaşmaya başlıyor, özellikle de son 30 dakikasında. Gelen itibariyle; Lawrence ile Bardem'in evine tonlarca insan gelmeye başlıyor ve insanlar, Bardem'in yazdıklarından çok ilham aldıklarını söylüyor (yani İncil). Ve evin içine giren insanlar duvarları sökmeye, mobilyaları kırmaya, her türlü şeyi yapmaya başlıyor. Bu ev ile Lawrence'ın karakteri dünyamızı temsil ettiği için, eve yaşanan şeyler Lawrence'a da yaşanmış gibi oluyor. En sonunda da doğan bebek ise İsa'yı temsil ediyor. Film, genel anlamda böyle bir işlenişe sahip. Ama bunlara rağmen filmde hala anlamını bilmediğim şeyler de var. Mesela yerdeki kanın silinmesine rağmen iyice yeri delip bodrumdaki ampulü patlatması veya Lawrence'ın içtiği sarı sıvı gibi. Yine de bu film her türlü tartışmaya açık. Her ne kadar bütün bu anlattıklarım son derece gösterişçi ve sıkıcı gibi dursa da mother!'ı bu kadar etkileyici yapan şey, bunları anlatış şekliydi. Film bütün bunları olabilecek en gizli ve gösterişsiz şekilde işlemeyi başarmış. Üstelik konseptin yaratıcılığını da düşünürsek, ortaya böyle bir sonucun çıkmış olması bile inanılmaz doğrusu. Şahsen filmin bununla alakalı olduğunu düşünüyorum ama yine de mother!, her türlü tartışmaya açık bir iş.


    FİLMİN İYİ YANLARI:

    + Aronofsky'nin yaratıcı senaryosu ve yönetmenliği.

    + Jennifer Lawrence başta olmak üzere bütün performanslar.

    + Sürükleyici bir işleniş ve çılgın bir son 30 dakika.

    FİLMİN KÖTÜ YANLARI:

    - İlk yarının sakinliği ve ikinci yarının hareketliliği arasındaki geçiş biraz hızlı olmuş.

    - Kolayca yeniden izlenebilecek bir film değil.

    TOPLAM PUAN: 8.5/10
    Burak P.
    Burak P.

    Takipçi 26 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    11 Ekim 2017 tarihinde eklendi
    Filmi izlerken, özellikle ilk yarı çok sıkıldım, bunaldım. Ama ciddi anlamda değişik, deneysel bir film olmuş. Film önemli mi? Kesinlikle! Bir anda " Bu neydi, lanet olsun böyle filme!" deyip kestirip atmak da geçti aklımdan, özellikle ilk yarıda. Ama elim düşük puana gitmiyor. Sanırsam 1 veya 2 kere daha gitmem gerekecek. Çünkü bundan 20 yıl sonra " Değeri yeterince anlaşılmamış X tane film" listelerinde görürsem, en azından ben bu filme gereken değeri verebilmiş olayım. Çünkü bu filmin o tarz listelere gireceğine dair içimde çok yüksek desibelde bir ses var. Bu arada, düşük tempo filmlere alışık olmayan, sinemaya eğlenmek için giden arkadaşlar. Sizler kesinlikle gitmeyin, çünkü bu filme 2 puan bile vermezsiniz ve paranız da boşa gider.
    Osman Y.
    Osman Y.

    1 değerlendirme Takip Et!

    1,0
    11 Ekim 2017 tarihinde eklendi
    Şu ben filmi anladım öyle herkes anlayamaz diyen kendini sanatsal sanan kişilikler çok eziksiniz :)) sizden hep vardı hep de var olacak malesef.. ulan madem çok iq’nuz yüksek, niye biriniz de filmden ne anladığını söyleyen bir cümle yazamadınız şuraya?? :)) bütün herkes gerizekalı bi siz süper zekasınız değil mi? :

    Neyse bütün normal insanların düşündüğü gibi tamamen bir zaman ve para Ziyanı.. birde benim gittiğim salondaki en az 30 kişi nasıl bir araya toplandıysak hepimizin iq’su çok düşük tesadüf :)) herkes lanet ediyordu film çıkışında!!
    EbRu K.
    EbRu K.

    Takipçi 1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    10 Ekim 2017 tarihinde eklendi
    MOTHER!Önce saçma sandığınız film izlerken kendini içine çeken bir derinliğe sahip.Bütün parçaları sizin toparlayıp birleştirmeniz ve kafa yormanız gereken türden.Yaşanan her olayın ve her karakterin bir vasfı var ve bunu anlamak bu konuda bilgi sahibi olmanızı gerektiriyor. Bu konuda bilgisi olmayan insanların filmin özünü anlayamaması çok normal.Çok etkileyeci bir film olmuş.Beni düşündüren eksik kalan parçaları tamamlamak için ikinci kez gidip izlemek istiyorum.
    Demir E.
    Demir E.

    1 değerlendirme Takip Et!

    1,0
    9 Ekim 2017 tarihinde eklendi
    Hayatimda izledigim en kotu film olabilirdi sakin gitmeyin paraniza yazik onun yerine lego filmine falan gidin daha iyi gecer. O kadar sacmaydi ki jennifer lawrence i arayip ayiplayasim geldi.
    Handan Ç.
    Handan Ç.

    3 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    8 Ekim 2017 tarihinde eklendi
    Öncelikle filmi anlamadığını soyleyenlere yapacagim eziklemeler icin üzgünüm olduğumu belirtmek isterim çünkü baya baya IQ gerektiren bir film olmuş içerisinde geçen mesajlar anlayana cinsinden 😊 tanriyi erkek karisinida melek diye disi gostermek ve ciftlestirmek yazarin allah = cinsiyet merakina kendince bi uyarlamasi diye dusunuyorum filmi ince ince anlatip merakinizi gidermek istemem sadece filmden cok etkilendigimi ve bana en derin duygularimla ölümü hatirlattigi icin de ayrica bi gicik oldum tabi 😒 velhasil bana filmi izlerken sözleriyle anlatsin diyenler gitmesin 🎃 bu öyle salak filmlerden degil..
    Oğuzhan H.
    Oğuzhan H.

    1 değerlendirme Takip Et!

    4,0
    6 Ekim 2017 tarihinde eklendi
    Öncelikle filmi izlerken gerim gerim gerildiğimi ve sinirlenip salonu terk etmek istediğimi söylemeliyim. Bu filmi iyi yapan tek şey olayları tamamen sizin çözmeniz. Anlamayanlar için özetlemek gerekirse, (bunu filmden çıktıktan sonra yolda düşündüm) spoiler: Adem ile Havva, Habil ile Kabil İsa peygamberi öldüren insanlar Meryem ana ve Tanrı filmde sembolize edilmiş.
    Eğer olayları bu semboller ile birleştirmezseniz film sizin için bir anlam ifade etmeyecek. Ve dahası Requim For a Dream gibi piskolojik filmlere imza atan yönetmenin izleyenleri yine sinirlendirip gerdiğine şahit oldum. Karmaşık ve anlamak için kafa yorulması gereken bir film istiyorsanız bu sizin filminiz! Filmi izlemediyseniz okumayın!!! spoiler: İlk gelen ziyaretçiler Adem ve Havva idi. Ve her zaman bağışlanması gereken ve hatalar yapanlardı. Hatta günah ile doluydular. Onların soyundan gelen Habil ile Kabil olaya dahil oldu ve ilk cinayet işlendi yani kardeş kardeşi öldürdü. Evi yas için insanlar doldurdu ve zarar vermeye başladılar. Sonra kristal kırıldı ve aslında bu kristal sevgiyi aşkı sembolize ediyor. Filmin ilerleyen kısımlarında Havva (as) hz. İsa ya hamile olduğunu öğreniyor ve bu sırada Tanrı incili yazıyor. İncil'i okuyan kişiler Tanrı ile tanışmaya çalışıyor. Ve tabiki karşı çıkanlar ortalığı savaş alanına çeviriyorlar. Ama sakin bir yer bulunuyor ve hz. İsa dünyaya geliyor. O kargaşanın içinde yahudilerin toplandığı bir kafes var galiba tam olarak anlamadım ama ilk hristiyanların olduğu zaman gerçekleşen olayları sembolize etmişler. İnsanlar hz. İsa yı öldürüyorlar ve öldürenler en sonunda cehennemi yaşıyorlar. Tanrı Meryem ana dan aşk ve sevgiyi alıyor ve yeni bir kristal meydana geliyor. Bu bildiğimiz gibi bir aşk ve sevgi değil Tanrıya duyulan bir aşk. Bu kristal yani aşk ve sevgi dünyayı tekrar yoluna sokuyor yani barış ve düzen geliyor. Aslında bana göre filmi yapanlar bir nevi hristiyanlıktan sonra gelecek olan yeni bir dine işaret etmişler çünkü yeni bir Anne var. Çok ilginç ki semboller bizim dinimize göre oldukça hassas içeriklere sahip.
    Selma Y.
    Selma Y.

    1 değerlendirme Takip Et!

    1,0
    4 Ekim 2017 tarihinde eklendi
    Ne dikkati yaa.dikkatten beynim çatladı bi halt yok içinde.ayni sahne içinde savaş clup cenaze hepsi vardı.😂..ama hiçbir anlam yoktu.bizim anlamadığımız yeri bi kaç ayrıntıyı açıklayin da öğrenelim.ordan oraya atladı durdu.en son rüya çıkacak falan deeim o da yok.berbat
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top