Hesabım
    İçimde Akan Nehir
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    İçimde Akan Nehir

    Vizyona ortalama bir alternatif...

    Yazar: Burçin Aygün

    Sanat denilen olgu bir gariptir. Bir köşesinden tutsanız, öyle ya da böyle kendinizi bambaşka bir ucunda bulabilirsiniz. Bunların dünya çapında sayısız örneği mevcut iken, ülkemizde ise akla gelen ilk isimler Mahsun Kırmızıgül ve Özcan Deniz oluyor. Bir zamanların meşhur şarkıcıları, son dönemin, yılların “göreceli olarak” başarılı filmlere imza atan yönetmenleri bizleri zaman zaman şaşırtmaya devam ediyor. Ticari olsun ya da olmasın, bu gibi örnekler –sevindiricidir ki- içinde gerçekten de sanata duyulan sevginin ürünleri olduklarını belli edebiliyorlar.

    Bahsini geçtiğimiz “furya”ya şimdi de bir başka isim katıldı. Son zamanlardaki siyasi yönelimi ile oldukça büyük tartışmalara sebep olan, bazıları için de hayal kırıklığı yaşatan Erhan Güleryüz yeni nesil yönetmenlerden biri oldu. Kiziroğlu gibi şarkıların ardındaki Güleryüz, çoğumuzun aklına direkt olarak gelecek Ayna grubunun söz yazarı ve solistiydi. Son dönemde kendi başına yola devam eden, tercihleri ile şaşırtan isim, bu hafta vizyona giren İçimde Akan Nehir filmiyle karşımızda!

    Taze yönetmen Erhan Güleryüz, cesaret dolu bir adım atarak, hem filmin yönetimini, hem hikayesinin yazarlığını, bir de başrolünü üstleniyor. Bir parça “alışıldık” senaryosu ile bizleri selamlayan İçimde Akan Nehir, hem ufak tefek siyasi göndermeler, hem de insan olma derdi ile ilgili farklı şeyler söylemek amacında. İsmin en başarılı olduğu yer ise oyuncu yönetimi ve yapımın “şık” görsellik anlayışı. Lakin iş projenin hikayesine, senaryo aşamasına gelindiğinde aksamalar direkt olarak göze çarpıveriyor. Artık Türk filmlerinde bile kolay kolay göremediğimiz, çok eskinin klişeleri bariz bir şekilde kendine yer edinmiş. Bunlar arasında ise hayat kurtaracak karakterin(!) olmadık bir anda ortaya çıkması da mevcut.

    İçimde Akan Nehir’in bir başka artısı, tam da bekleneceği üzere, filmin müzikleri. Erhan Güleryüz, tabiri caiz ise, sekanslara uygun olarak, nasıl nabza göre şerbet vereceğini iyi biliyor, bununla birlikte kamerasıyla yüzleri tebessüm ettiren açıları yakalamayı başarıyor.

    Azerbeycan ve Ermenistan savaşı, Dağlık Karabağ bölgesi ekseninde başlayan hikayede, Hazar (Erhan Güleryüz) yaralanır, aradan bir süre geçince kendi yurduna döner. Burada rahatsızlığı sebebiyle öleceğini fark eden adam, babasından kalan evi ya kendi çocuğu için kullanacaktır, ya da yeni tanıştığı (ve pek tabi aşık olduğu) Nehir (Tuğçe Kazaz)’e destek çıkacaktır. Zira güzel kadının kızı da hastadır ve maddi olarak zor durumdadır. Bir tür var olma ve kabullenme süreciyle yoluna devam eden hikayede seyirci olarak neredeyse-tatmin-olabiliyorsunuz. Bunun en büyük nedeni de hem yönetmenin üslubu, hem oyunculuk konusunda sırıtmaması, hem de bir başka tartışmalı isim Tuğçe Kazaz’ın üzmeyen performansı.

    Dram türünün ortalama biz düzlemde seyreden örneklerinden İçimde Akan Nehir, şayet güncel vizyon akışı dışında alternatif arıyorsanız, sizi çok fazla hayal kırıklığına uğratmayacak, gelecekteki olası projeler için de ümitlendirecek bir film.

    burcinaygun@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top