Hesabım
    Freak Show
    Ortalama puan
    3,0
    2 Puanlama
    Freak Show hakkında görüşlerin ?

    2 Kullanıcı yorumları

    5
    1 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.882 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    15 Temmuz 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, James St. James'in aynı isimli romanından (2007) uyarlayarak Patrick J. Clifton ile Beth Rigazio'nun birlikte yazdıkları ve yönetmen koltuğunda da ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çeken Trudie Styler'ın oturduğu “Freak Show”; LGBTQ+ ana temalı, oldukça renkli bir drama olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, 2 milyon dolarlık bir yapım bütçesiyle; hikayesi, on altı - on yedi yaşlarındaki ergenlerin ilişkileri ve birbirlerinin farklılıklarına tahammül ile bakış açıları çerçevesinde şekillendirilen bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Film, eşcinsel bir delikanlı olan Billy Bloom'un (Alex Lawther):

    "Bazen, uçabildiğimi hayal ediyorum... Ama kanatlarımı çırpmaktan, o kadar yoruluyorum ki; yükseğe tırmandıkça bana, yerde onların içinde ne kadar küçük olduğumu hatırlatıyor...Bu yüzden yükseliyorum, yükseliyorum ve daha fazla uçmak istemediğimi fark ediyorum... Zaten yukarı baktıklarında, ne gördüklerini asla bilemeyecekler...

    Fakat annem (Bette Midler) biliyordu... O, beni her zaman gördü...Ben ona, Muv diye seslenirdim... Ve onu, başka hiçbir şeyi sevmediğim kadar çok sevdim... Zerafetin, cazibenin ve Gucci'nin yaşayan bir göstergesiydi... Bunların hepsine sahipti...Stilettoların üstünde bir deniz kızı... Büyülediği erkeklerin hepsinin umutlarını tüketmiş... O, sadece çok ötede... O, bir hayal değil mi?"

    Şeklindeki, kendisi ve annesi hakkındaki nitelendirmeleriyle start alır...

    ***

    Elbette henüz kendisi küçük bir çocukken (Eddie Schweighardt), sürekli tartışarak kavga ettiği annesini terk ederek Güney'e yerleşen babası William'dan (Larry Pine) kısaca söz etmeyi de ihmal etmez...

    Ki, bu ayrılığın üzerinden geçen yedi yıl boyunca Billy, annesiyle beraber yaşamıştır...

    ***

    Ancak alkolik annesi Mauveine "Muv", bir yaz günü; kimseye haber vermeden aniden ortalıktan kaybolunca Billy, bir dolap dolusu kadın giysisi, perukalar, makyaj malzemesi ve incik boncuk eşliğinde babasının Connecticut'ın diğer ucundaki malikanesine gönderilir...

    ***

    Neyse...

    Blue jean pantolon ve tişört giymesini öneren malikanedeki yardımcı kadın Florence'ın (Celia Weston) tüm uyarılarına karşın, süslenip püslenerek pastel renklerdeki makyajını da tazelemiş olan Billy; diğer öğrencilerin şaşkın bakışları arasında, okula "şok" bir giriş yapar...

    Öyle ki, artık Billy'i; blue jean ile sıradan bir tişört değil de ancak Mars'a veya Milano'ya yahut da başka bir yere alınacak bir tek yön bilet kurtarabilecektir...

    ***

    Derken...

    Kendisine yakınlık gösteren Blah Blah Blah (AnnaSophia Robb); gerçekte bir rock müzisyeni olan Bib Oberman (Walden Hudson), mezuniyet balosunun kraliçeliğine hazırlanan Lynette Franz (Abigail Breslin), basketbol takımındaki bütün erkeklerle çıkan Sesame Blixton Charlotte Ubben), Tiffany Tarbell (Willa Fitzgerald), lisenin futbol ilahı Bo - Bo Peterson (Daniel Bellomy) ve karizmatik takılan Mark "Flip" Kelly (Ian Nelson) hakkında ilginç bilgiler verir Billy'e...

    ***

    Çok geçmez...

    Oscar Wilde'ın "Dorian Gray'in Portresi" isimli romanını yalnızca ikisinin okumakta olduğunu zanneden Flip ile Billy, ayak üstü tanışıverirler...

    Halbuki o dönem, her ne kadar Flip farkında olmasa da; edebiyat öğretmeni Bayan Monusky'nin (Marceline Hugot) öğrencileri olan bütün sınıf, aynı kitabı okumak zorundadır esasen...

    ***

    Asıl patlamaysa...

    Billy'nin, kılık kıyafet stilli konusunda kendisinden yardım isteyen Sesame, Tiffany ve Lynette'ten alay etmesiyle başlar...

    Böylelikle de bütün sınıf, Billy'e karşı bir meydan savaşı başlatmış olur...

    Bunun ilk ciddi örneği de; yaşananlar esnasında kılını dahi kıpırdatmayan öğretmenleri, Bay Reamer'ın (Wally Dunn) gözetimindeki biyoloji laboratuvarında yaşanır...

    ***

    Her ne kadar kendisinden hoşlanmayan bir başka öğrenci grubunun şiddetine maruz kalması sebebiyle gözlerini, hastanenin yoğun bakım servisinde açma pahasına:

    Garip kıyafetler giyinip makyaj yapmaktan vaz geçmek yerine işi, daha da abartan Billy; okuldakilere, pabuç bırakmak niyetinde değildir...

    Üstelik hayatını kurtarması nedeniyle, babasının da sevdiği; kendi yaşlarında, heteroseksüel bir erkek Flip ile yakın dost olmuşlar ve cinselliğe varmadığı gibi teşebbüs de edilmeyen "platonik" bir alakayı deneyimlemeye başlamışlardır...

    ***

    Uzatmayalım...

    Yediği dayağın yol açtığı rahatsızlıktan kurtularak hasta yatağından kalkan Billy'nin, yeniden okula dönüşü de gerçekleşir...

    ***

    Felicia Watts'ın (Laverne Cox) kameraları önünde, kendini bir "Ucube (Freak) olarak tanımlayan Billy; Lynette karşısında, Ulysses S. Grant Akademisi'nin / Lisesi'nin mezuniyet balosu kraliçeliğine adaylığını koyduğunu ilan eder...

    Dakika 38...

    Geride sizleri, dinsel ritüeller ile de güçlendirilmiş "homofobik nefret" söyleminin de ele alınarak; neredeyse gözlere sokulduğu, 53 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    Feyza
    Feyza

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    30 Eylül 2019 tarihinde eklendi
    Fragmanı çok hoş ve eğlenceli buldum. Fakat sadece fragman görüntüleniyor. Filmi nasıl izleyebilirim ?
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top