Beyazperde
Hesabım
Ortalama puan
3,0
1 Puanlama
Don’t Come Back From The Moon hakkında görüşlerin ?
5
0 Eleştiri
4
0 Eleştiri
3
1 Eleştiri
2
0 Eleştiri
1
0 Eleştiri
0
0 Eleştiri
Sırala
Filtrele:
Hepsi
“Don't Come Back from the Moon”, senaryosunu aynı isimli romandan (2005) yazarı Dean Bakopoulos ile birlikte uyarlayarak yazan Bruce Thierry Cheung’un yönetmen koltuğunda oturduğu fantastik bir drama…
Prömiyeri, 20 Haziran 2017’de Los Angeles Film Festivalinde yapılan ve 18 Ocak 2019 tarihinde vizyona giren filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O nedenle bizde bu filmi, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi paylaşalım:
Karşımızdaki, hayata dair çok farklı bir şeyler söylemeye çalışan ama 82 dakikalık süresine rağmen yüksek bütçeli Hollywood prodüksiyonlarından hoşlananları kesinlikle mutlu etmeyecek olan bağımsız (indie) filmlerden biri…
O nedenle daha işin başındayken biz, “Herkes kendi tarzına uygun filmlerle yoluna devam etsin” şeklinde bir uyarı yapmış olalım ve sonradan kimse (özellikle de "ayarı bozulanlar") çıkıp da, “Bu da neydi ya?” demesin…
Peki, nedir şu “Ay” meselesi?
Gerçekten de oraya giden ve dönmeyen birileri mi var?
Elbette yok…
Filmde “Ay”, sadece bir metafor olarak kullanılmış…
Bu “Ay” metaforunu tercih eden de, aynı isimli romanı yazmış olan Dean Bakopoulos…
Ki aslında kendisi de bunu (bizzat kendi ifadesiyle), Charles Mingus’un “Please Don't Come Back from the Moon” isimli muhteşem caz kompozisyonundan ödünç almış…
Yani, kalarak gerçeklerle yüzleşmek yerine bir daha dönmemek üzere kaçarcasına gidilen ve saklanılan yer “Ay” değil de “Mars” da olabilirmiş eğer Charles Mingus olmasaymış…
Çok kısa olduğu ve bu kısa süre içinde dön dolaş aynı kaçış teması detaylandırılarak işlendiği için "spoiler" vererek filmi henüz izlememiş olanların ağzının tadını kaçırmış olmamak adına daha fazla ayrıntıya girmiyoruz…
Filmin oyuncu kadrosuna gelince…
James Franco’nun kadroda yer alıyor olması sizi kesinlikle yanıltmasın…
Zira o, filmin sadece bir iki sahnesinde var…
İşin geri kalanı, çok yerinde bir kararla genç yetenek Jeffrey Wahlberg’in performansına emanet edilmiş…
Tabii, annesi rolündeki Rashida Jones’un da hakkını yememek lazım…
Jones da, beklenildiği gibi yine iyi iş çıkartmış…
Sonuç olarak, son derece düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan bu sıra dışı film için puanımız 3 önerimiz ise, sinemada farklı lezzetler arayanlardansanız “mutlaka denemelisiniz” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Prömiyeri, 20 Haziran 2017’de Los Angeles Film Festivalinde yapılan ve 18 Ocak 2019 tarihinde vizyona giren filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O nedenle bizde bu filmi, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi paylaşalım:
Karşımızdaki, hayata dair çok farklı bir şeyler söylemeye çalışan ama 82 dakikalık süresine rağmen yüksek bütçeli Hollywood prodüksiyonlarından hoşlananları kesinlikle mutlu etmeyecek olan bağımsız (indie) filmlerden biri…
O nedenle daha işin başındayken biz, “Herkes kendi tarzına uygun filmlerle yoluna devam etsin” şeklinde bir uyarı yapmış olalım ve sonradan kimse (özellikle de "ayarı bozulanlar") çıkıp da, “Bu da neydi ya?” demesin…
Peki, nedir şu “Ay” meselesi?
Gerçekten de oraya giden ve dönmeyen birileri mi var?
Elbette yok…
Filmde “Ay”, sadece bir metafor olarak kullanılmış…
Bu “Ay” metaforunu tercih eden de, aynı isimli romanı yazmış olan Dean Bakopoulos…
Ki aslında kendisi de bunu (bizzat kendi ifadesiyle), Charles Mingus’un “Please Don't Come Back from the Moon” isimli muhteşem caz kompozisyonundan ödünç almış…
Yani, kalarak gerçeklerle yüzleşmek yerine bir daha dönmemek üzere kaçarcasına gidilen ve saklanılan yer “Ay” değil de “Mars” da olabilirmiş eğer Charles Mingus olmasaymış…
Çok kısa olduğu ve bu kısa süre içinde dön dolaş aynı kaçış teması detaylandırılarak işlendiği için "spoiler" vererek filmi henüz izlememiş olanların ağzının tadını kaçırmış olmamak adına daha fazla ayrıntıya girmiyoruz…
Filmin oyuncu kadrosuna gelince…
James Franco’nun kadroda yer alıyor olması sizi kesinlikle yanıltmasın…
Zira o, filmin sadece bir iki sahnesinde var…
İşin geri kalanı, çok yerinde bir kararla genç yetenek Jeffrey Wahlberg’in performansına emanet edilmiş…
Tabii, annesi rolündeki Rashida Jones’un da hakkını yememek lazım…
Jones da, beklenildiği gibi yine iyi iş çıkartmış…
Sonuç olarak, son derece düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan bu sıra dışı film için puanımız 3 önerimiz ise, sinemada farklı lezzetler arayanlardansanız “mutlaka denemelisiniz” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
- En son Beyazperde eleştirileri
- En İyi Filmler
- Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler