Hesabım
    Mutlu Canavar Ailesi
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,5
    Kötü
    Mutlu Canavar Ailesi

    Alışıldık mesajlar, her şeyin aynı olduğu bir cephede.

    Yazar: Burçin Aygün

    Sinema salonlarının neredeyse her hafta yeni bir üyesini ağırladığı animasyon türü, maalesef ki daima dört ayak üstüne düşemiyor. Pixar gibi artık çoktan rüştünü kanıtlamış bazı büyük isimleri saymazsak (ki bu stüdyolar bile çizgi altı işler üretebiliyor) karşımıza çıkan kaliteli animasyon yapımların sayısı pek fazla olmuyor. Son yıllarda Çin’in başını çektiği Asya ve keza Almanya’nın Avrupa’da öne çıktığı türün alternatif yapımcıları ise şaşırtıcı bazı animasyonlarla Hollywood’a baş kaldırıyor. Öte yandan LAIKA’nın bir süre önce vizyonda seyir şansına eriştiğimiz harikası Kubo ve Sihirli Telleri gibi yapımlar da, sistemin içinden gelen ancak onun bir o kadar da dışında kalmayı başaran bir üyeleri.

    Daha önce "Sevimli Dinozor", "Sevimli Dinozor Tatilde" ve "Madagascar"a fazlasıyla benzeyen "Sevimli Hayvanlar" filmlerinin yönetmeni Holger Tappe ise bu sistemin dışında gibi görünen ancak fazlasıyla içinde olan bir sinemacı.  Bu hafta ülkemiz genelinde vizyona giren yeni çalışması Mutlu Canavar Ailesi, aynen önceki filmleri gibi alışıldık hikayelerin bir başka yorumundan ibaret. Az önce de söylediğimiz gibi, Hollywood’un büyük gişe canavarlarından biri haline gelen önemli animasyon örneklerini fazlaca esinlenerek yorumlayan yönetmen, bu sefer de Hotel Transilvanya serisini başka bir düzlem üzerinden anlatmayı tercih etmiş. "Mutlu Canavar Ailesi" filmi, özünde birer canavar olmayan ancak şansızlık eseri kendilerini tarihin en meşhur yaratıkları olarak bulan karakterlerin hikayesini paylaşıyor.

    Güzel bir ailenin annesi olan Emma, genellikle hayatında pasif bir karakter olarak arka planda durmayı seçmiş eşi Frank ve çocukları Fay ile Max’in sevgisi sayesinde ayakta kalmış bir kadındır. İşi ile ilgilenir, evdeki karmaşaları çözer, kocasını biraz daha öne itmeye çalışır, birbirleri ile sürükli çekişen çocuklarını sakinleştirir. Günlerden bir gün kendisini hiç olmadık biri ile iletişim kurmuşken bulur. Vampirlerin efendisi Dracula’nın ilgisini çeken kadın kendini bambaşka bir kaosun ortasında kalır. Emma’yı gelini yapmak isteyen vampir, bu işi kendisi halletmek yerine Cadı Baba Yaga’yı görevlendirir, güzel anneyi vampire dönüştürerek kendisine getirmesini ister. Bu arada Cadılar Bayramı partisi diye gittikleri mekanda kendilerini bir konser sahnesinde bulan aile, cadının büyüsü ile gerçek birer canavar olur. Emma istendiği gibi bir vampir olmuştur  ancak kocası Frankenstein’ın Canavarı, oğlu Max kurtadam ve kızı Fay de mumyaya dönüşür.

    Canavarlarımız, artık eski hallerine dönmek ve bu sefer gerçekten mutlu bir aileye dönüşmek için pek çok zorluğa göğüs germek zorundadır. Buna Mısır ve Imhotep’de dahildir.

    "Mutlu Canavar Ailesi"nin en büyük sıkıntısı anlatacak bir mesaja sahip olmaması. Daha dürüst olmak gerekirse, anlatmayı istediği şeylerin zaten uzun yıllardır binlerce defa, farklı materyaller üzerinden, binbir şekilde paylaşılması. Geçimsizlik ve önyargılardan vazgeçmesi gereken çocuklar, yeni  hedefler belirlemesi mecburi anne ve iş hayatında hep susan ve ezilen bir baba. Hepsi de başına gelen şok edici gelişme sonrasında kendilerini bulmalı, gerçek birer birey olmalıdır. Yani hep aynı hikaye etrafında koşan mesajlar silsilesi.

    Teknik olarak yeterli olan film, görsel olduğu kadar Türkçe dublajıyla da kulakları memnun etmeyi başarıyor. Hızlıca (hatta biraz fazla hızlı) akıp giden serüven, ara sıra güldürmeyi başarsa da, bu espiriler ne yazık ki pek parlak değil. Hazım sorunu çeken bir Frankenstein’ın Canavarı ne kadar komik olabilirse, o kadar ilginç ve eğlenceli. İlk yarım saat dolmadan serüvenin neredeyse yarısını getiren senaryo, arda kalan kısımda içi boş bir koşuşturma üzerinden finale gidiyor. Ne şaşırtıcı bir sürpriz, ne de bilinmedik, görülmedik bir mesaj.

    Kısacası "Mutlu Canavar Ailesi", sadece vakit geçirmek için tercih edilebilecek, fazla bir beklenti olmadan izlenmesi doğru olacak bir animasyon filmi.

    burcinaygun@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    • kanarya71
      Burçin Aygün Hanfendinin Yorumuna cevaptır. Hani Kolanya Cumhuriyetinde Ajan rolündeki oyunucunun, Belediye Başkanının Yüzüne gaz çıkardığı sahne de Belediye Başkanı s.ç Bir de S.ç dediği sahne var ya yorum aynen oyle olmuş filmi resmen anlatmışsınız okuyanın gitmesine gerek kalmadı. Şahsen sinemada bende izledim sıradan sıkıcı bir film ama bu kadar da detaylı anlatmanın bir mantığı yok
    Back to Top