Hayalet Hikâyeleri eleştirileri

İlk andan itibaren farklı bir tarzı olduğu hissediliyor. Öyle de ilerliyor zaten. Finaldeki twist seyircileri ikiye bölmüş gibi, doğal olarak filmin genelini beğenip beğenmemek de bu twisti beğenip beğenmemek ile belirleniyor. Tatmin edici olduğu söylenebilir. Bittikten sonra bazı boşluklar kalabilir ancak olayın genel çerçevesine etki eden boşluklar değil bunlar. Sürükleyicilik üst düzeyde. Korku-gerilim türüne yeni bir bakış getiriyor.

Güzel başlayan fakat sonlara doğru gereksiz saçmalayarak uzatılan finalle de gözümde iyice batan İngiliz yapımı bir korku filmi.

“Ghost Stories”, Jeremy Dyson ve Andy Nyman ikilisinin, senaryosunu da birlikte yazıp yönettikleri ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmi…

Üç "paranormal" hayalet öyküsünün anlatıldığı “Ghost Stories”, aslında Jeremy Dyson ve Andy Nyman tarafından kesintisiz (arasız – molasız) 80 dakikalık bir tiyatro oyunu olarak tasarlanarak yazılmış ve (muhtemelen reklam / PR amacıyla) “15 yaş altı” uyarısı ile de ilk kez 4 Şubat 2010’da Liverpool’da sahnelenmiştir… Filmin tiyatro sahnesindeki bu ilk versiyonunda da Professor Goodman karakterini, aynen mevcut filmde olduğu gibi yine Andy Nyman oynamıştır…

Bu küçük bilgi notundan sonra tekrar filmimize dönecek olursak, dünya prömiyerini 5 Ekim 2017’de Londra Film Festivalinde yapan ve 6 Nisan 2018’de İngiltere’de vizyona giren filme ilişkin 6.6/10 (6.058 oy) ve 3.5/5 (1.387 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puan ortalamalarıyla 7.1/10 (88 yorum) ve 68/100 (27 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamalarının, TV ve radyo istasyonlarınca “şemsiyenizi almayı unutmayın” uyarısı yapılan bulutlu bir Londra sabahı havasından çok da farklı olmadığını görüyoruz…

Elbette kendi kendinize, “Film yorumunda, bu yağış tahmini uyarısı işi de nedir böyle?” demiş olabilirsiniz…

Haklısınız…

Şimdilik kaydıyla, hiçbir alakası yok diyelim ve filmimize biraz daha yakından bakalım…

Her zamanki gibi işe önce oyuncu kadrosundan başlayalım diyeceğiz… Diyeceğiz ama… Bu iyi oyunculuk işi, sanki İngilizlerin genlerinde var…

Bir filmde, bir tanede olsa kötü iş çıkartan oyuncu olmaz mı be arkadaş?

Sadece Andy Nyman değil A dan Z’ye filmde sahne alan herkes son derece iyi iş çıkartmış… Öyle ki, filmde aksayan yahut da rolünde sırıtan tek bir oyuncu dahi yok…

Aynı şey mekân ve dekor seçimleriyle kostüm, makyaj ve efektler içinde geçerli… Yine her şey tam kıvamında…

Ole Bratt Birkeland’ın kamerasıyla tespit ettiği bütün bu iyi şeylere, Haim Frank Ilfman’ın müzikleri ve yönetmenin kurgusu da eklenince ortaya sıra dışı bir iş çıkmış…

Öyle ki, kesinlikle abartmıyoruz ilk hikâyede bir ara kendimizi, Lars von Trier’nin “Riget / Kingdom” (1994 – 1997) isimli efsane mini dizisinin karanlığında mahsur kalmış gibi hissettik… Üç farklı hikâyenin anlatıldığı filmin tamamı ise bize, bazı bölümlerinde Wes Craven, Joe Dante ve Atom Egoyan gibi önemli isimlerinde yönetmenlik yaptığı “The Twilight Zone” (1985 – 1989) dizisinin gizemini ve çarpıcı sürpriz finallerini anımsattı…

Oldukça düşük bir bütçeyle kotarıldığı apaçık belli olan bu filmde, Jeremy Dyson ve Andy Nyman ikilisi, gereksiz tek bir sahne ve saniye içermeyen son derece rafine bir işe imza atmışlar…

Uzun zamandır ilk kez bir korku – gerilim filmini izlerken büyük bir keyif aldık… Umarız, arşivimize de eklediğimiz bu filmi, sizlerde sever ve aynı keyifle izlersiniz,

Son iki not:
1. Hangi mevsim ve hangi şiddet ve süreyle olursa olsun Londra’da yağacak bir yağmurda, eğer şemsiyeniz yoksa en fazla biraz ıslanırsınız… Tecrübeyle sabittir...

2. Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 24 Temmuz 2018 günü saat 01.09’da yazılarak paylaşılmıştır...

Bir başyapıt değil ama beklentiniz yüksek değil ise izlenebilir.Ortalama bir film .Sonunu ilginç bitirmişler.Puanım 3

Berbat berbat ötesi çok coooook kötü bir film şuan sinemadayim izliyorum bitmesi için dua ediyorum paranıza ve zamaniniza yazık!!

Son zamanlarda izlediğim en kötü, en klişe filmlerden biriydi. Tavsiye etmiyorum, vereceğiniz paraya yazık.

Çok ağır aksan işleyen bir film. Sonunda ter köşe yapacağız diye bu kadar da sıkıcı tutulmaz bir film. Geçe geçe izledim. Sonunu zor bağladım.