Hesabım
    Yakalandın!
    Ortalama puan
    2,4
    yayın
    • Habertürk
    • Birgün
    • Sabah
    • Sözcü
    • Hurriyet
    • T24

    Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.

    Basın Eleştirisi

    Habertürk

    Yazar: Mehmet Açar

    Karakterlerin bazen uzayıp giden diyalogları değil ama hırslarını kontrol edemedikleri, içlerindeki rekabetçi çocuğu dizginleyemedikleri sahneler gerçekten eğlenceli. Sözgelimi, ebelemece gibi basit bir oyunun “Matrix” filmindeki dövüş sahnelerini hatırlatan bir tarzda çekilmesi komik anlara vesile olabiliyor. Yönetmen Jeff Tomsic, bu sahneleri aksiyon ve dövüş filmlerinin parodisi haline getirmeyi başarırken filmi de hareketlendiriyor. Birbirlerini ebelemek uğruna geldikleri noktalar kuşkusuz abartılı olabilir. Ama gerçek hayattaki bütün yetişkin oyunları da rekabet duygusunu abartarak ve böylelikle çocuk oyunlarının akıl dışılığına dönerek daha keyifli ve eğlenceli bir hale gelmez mi? “Yakalandın!”, aksiyon ve gerilim parodisi arasında gidip gelen mizah duygusuyla herkesin sevebileceği bir film değil ama komedide Amerikan ekolünü tercih edenler için iyi bir tercih olabilir.

    Eleştirinin tamamı için: Habertürk

    Birgün

    Yazar: Tuğçe Madayanti Dizici

    Sersem ve kafası karışık Hannibal Burress, aşırı sakin Jake Johnson ve psikopat gibi davranan Jeremy Renner ve ekibe kadın enerjisi ekleyen Isla Fisher’dan oluşan kadroya bakınca bu isimlerin beraber oluşturabilecekleri sinerjinin harcandığını görmek üzücüydü. Sonuç olarak, Yakalandın filmi iyi bir senaryo olmadan birkaç yetişkinin sürekli birbirini kovaladıkları bir filmden başka bir şey değil. Elbette bazı hoş anları var ama bir iz bırakmaya yetecek kadar değil. Üstelik komedi aksiyon sahneleri de son derece çocukça.

    Eleştirinin tamamı için: Birgün

    Sabah

    Yazar: Olkan Özyurt

    Film temel olarak, büyüdüğümüz için oyun oynamayı bırakmıyoruz, oyun oynamayı bıraktığımız için büyüyoruz gibi ilk elden pek de itiraz edilemeyecek, naçizane oldukça romantik bir önermeye sırtını yaslıyor. Tamam köklü arkadaşların oyun oynamasına, birbirlerine sürprizler yapmasına, eğlenmesine kimsenin itirazı olmaz ama bu filmdeki oyunun erkeklerin içindeki o ergen duyguları açığa çıkaracak yavanlıkta olması ve şakaların çok da zekice olmaması hem filmin hem de bu önermenin elini zayıflatıyor... Açıkçası Yakalandın! insanın çocukluk dönemindeki saflığına, samimiyetine, kırılganlığına övgü yapar gibi gözüküp büyüklerin çocuklaşmasının macerasına dönüşen yani bir anlamda sağ gösterip sol vuran bir film. Ki senaryo da bu anlayışın esiri olunca, parıltılı bir oyuncu kadrosuyla kotarılmaya çalışılan (kadroda Ed Helms, Jake Johnson, Annabelle Wallis, Hannibal Buress, Isla Fisher, Rashida Jones, Leslie Bibb, Jon Hamm, Jeremy Renner var) Yakalandın! vasat bir yapım olarak kalıyor.

    Eleştirinin tamamı için: Sabah

    Sözcü

    Yazar: Burak Göral

    Aslında bir yere kadar son derece eğlenceli ve hatta 'oyun oynamayı bıraktığımız zaman hayat çok sıkıcı bir şey' temasını güçlü bir şekilde ilerletiyor. Ancak Jerry'nin oyundaki ustalığı filmi de bir ajan komedisine döndürüyor sanki. Jerry'nin ebelenmemek adına yaptıkları giderek daha da absürtleşiyor ve bu sevimli oyun, çizgi film şiddetine, kıran kırana bir mücadeleye dönüşüyor. Bol bol hile yapılıp tuzaklar kuruluyor. Oysa gerçek hikayenin kendi masumiyeti ve naifliği çok daha tatlı. Finale doğru yapılan duygusal bir manevra da seyirciyi neşeyle çıktığı bu yolda hayatın gerçeklerine toslatıyor adeta.

    Eleştirinin tamamı için: Sözcü

    Hurriyet

    Yazar: Uğur Vardan

    “Gerçek olaylardan esinlenerek sinemaya aktarılmıştır” ibaresi eşliğinde gösterime çıkan ‘Yakalandın’ (‘Tag’), bir-iki şenlikli sahneyle başlıyor ama çok geçmeden sıkıcı, kendisini tekrarlayan bir komediye dönüşüyor. İnsan filmi izlerken iki şeyi düşünüyor: Bir; çocukluk oyunlarının en basitlerinden ‘Elim sende’nin hayat boyu sürmesinin ne türden bir eğlencesi olabilir. İki; ne gamsız hayatları var ki, çıtayı buraya kadar düşürmüşler...

    Eleştirinin tamamı için: Hurriyet

    T24

    Yazar: Atilla Dorsay

    Film gerçek bir olaydan alınmış. Yani böyle bir grup gerçekten de varmış. Ve ünlü Wall Street Journal gazetesinin bir kadın yazarı farkına varıp işin peşine düşmüş, hatta kovalamacaya bizzat katılmış. Bu haliyle film son derece tipik bir Amerikan eğlencesine dönüşüyor. Konforlu banliyö evleri, dev şirketleri, illa da başarıya programlanmış kapitalist mantığı. Ve de ayni ölçüde kendinden emin, gururlu ve beyaz Amerikan erkeğine adanmış olmasıyla... Hatta yukarıda andığım kaynak, hikâyeye aslında olmayan bir-iki siyahi kahramanın katılmasını, bu beyaz kimliği saklama çabasına bağlıyor. Kendisi de beyaz Amerikalı olduğu halde... Bana söz düşer mi? Bizim seyircimiz içinse bu aşırı geveze, çok abartılı bir mizaha yönelik ve oldukça yapay duran bir film. Herkesin –başta senaryo yazarları- çok zeki gözükmeye çalıştığı ve bu gayreti fazlasıyla belli eden... Oysa kadrosu iyi, kimi esprileri güzel. Bunlara yazık olmuş!..

    Eleştirinin tamamı için: T24
    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top