Oyuncular:
Charlotte Gainsbourg,
Stellan Skarsgård,
Stacy Martin
Danimarkalı autör yönetmen Lars Von Trier'in Deccal (Antichrist) and Melankoli ile sürdürdüğü aykırı filmler serisine Nymphomaniac ile devam ediyor. Nemfomanyak bir kadın olan Joe'yu merkezine alan film, baş karakterinin doğumundan 50 yaşına kadar olan hayatına, özellikle de cinsel serüvenlerine odaklanıyor. Soğuk bir kış gecesi yakışıklı bir bekar olan Seligman, yolda dövülmüş halde Joe'yu bulur. Onu evine getirip, yaralarını sarar. Joe bu adamın evinde dinlenirken kendi hikayesini de anlatmaya başlar... Filmin oyuncu kadrosu ise Charlotte Gainsbourg, Stellan Skarsgård, Stacy Martin, Shia LaBeouf, Jamie Bell, Christian Slater, Uma Thurman ve Willem Dafoe gibi pek çok sürpriz ismi bir araya getiriyor.
Orta yaşlarını süren bekar Nihat bir hastanenin kantininde çalışmaktadır. Genç Ayşe ise aynı kantinde mesai arkadaşıdır. İşe yeni başlayan Ayşe, Nihat'a fazlasıyla ilgi göstermekte ve bu durum Nihat'ı şaşırtmaktadır. Bir akşam Ayşe, Nihat’ı evine akşam yemeğine davet eder. Nihat Ayşe’nin hapisteki kocası yüzünden etrafta dedikodu çıkacağından endişe etse de daveti kabul eder. Fakat evde gördüğü bir düğün fotoğrafı Nihat’ı alt üst edecektir zira Ayşe’nin kocası kendisine ikizi kadar çok benzemektedir. Bu garip ilişki Nihat’ın sıradan hayatında tahmin edemeyeceği değişikliklere yol açacaktır. Tayfun Pirselimoğlu’nun senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği filmin başrollerini Ercan Kesal ve Maryam Zaree paylaşıyor.
Oyuncular:
Neslihan Atagül,
Özcan Deniz,
Barış Hacıhan
18 yaşındaki Zehra köyünde ailesi ile birlikte yaşamaktadır. Vardiya arkadaşı Olgun ile birlikte bir benzin istasyonunda çalışmaktadırlar. Bu ikiliyi Olgun'un Zehra'ya olan aşkı dışında Tv izleyerek geçirdikleri hayatlarında, orada gördükleri dünyalara olan özentileri ve bu yaşantıların içine girmek için kurdukları hayaller ve çaba birbirine bağlamaktadır. Bir gün benzin istasyonuna gelen 38 yaşındaki Mahur ile Zehra arasında başlayan aşk ile tüm dengeler alt üst olur...Yakın döneminin önemli kadın yönetmenlerinden Yeşim Ustaoğlu'nun yazıp, yönettiği son filmi olan yapımın başrollerini Neslihan Atagül, Barış Hacıhan ve Özcan Deniz paylaşıyor.
Üniversitede müzik araştırmaları yapan Sumru, ağıt derlemeleri üzerine yaptığı tez çalışması için birkaç aylığına İstanbul'dan ülkenin güneydoğusuna doğru bir yolculuğa çıkar. Başta kısa süreceğini sandığı yolculuk Sumru'nun hayatının en uzun yolculuğuna dönüşecektir. Sumru'nun bu yalnız yolculuğunda ona Diyarbakır'da tek başına kalmış eski bir kilisenin bekçisi olan Antranik amca, Diyarbakır sokaklarında korsan DVD satan Ahmet ve bölgede sürmekte olan 'adı konulmamış savaşa' tanıklık eden pek çok karakter eşlik edecektir.Sumru, üç ay boyunca kaldığı Diyarbakır'da izini sürdüğü ağıtların öykülerini ararken ertelediği kendi acısıyla da yüzleşir. Hakkari'de bulunan boşaltılmış bir dağ köyüne doğru yola çıkarken bu tehlikeli yolculuğa anlam veremeyen Ahmet'in "Neden özellikle bu köy, ne var orada?" sorularını yanıtsız bırakır.Sonbahar filmiyle pek çok ödül kazanan Özcan Alper'in yeni filmi 'Gelecek Uzun Sürer', yolculuğun arayışa dönüştüğü çok dilli ve çok kültürlü bir yol filmi. EURIMAGES desteğiyle çekilen filmde profesyonel oyuncuların yanı sıra pek çok amatör oyuncu da rol aldı.
Nihat ıssız bir ormanın tepesinde bir yangın gözetleme kulesine bekçi olarak sığınmıştır. Seher ise Tosya'da otoyol kenarında küçük bir otogara kendisini zor atmıştır. Başkalarından kaçarken birbirlerine denk gelen bu iki insan suçluluk duygularına karşı, kendi kendilerine verdikleri savaşı birlikte sürdürmek zorunda kalırlar.Pelin Esmer'in kaleminden ve yine kendi yönetmenliğinde beyazperdeye aktarılan filmin baş rollerini Olgun Şimşek ve Nilay Erdönmez paylaşıyor. Kastamonu'nun Tosya ilçesinde çekilen filmin ortak yapımcıları arasında Arizona Films ve Bredok Filmproduction da yer alıyor. Film iki belgeselden sonra 11'e 10 kala'ya imza atan Esmer'in ikinci uzun metrajlı işi.
Oyuncular:
Kirsten Dunst,
Charlotte Gainsbourg,
Alexander Skarsgård
Yeni evlenen çift Justin ve Micheal evliliklerini Justine'nin ablası Claire'nın malikanesinde, görkemli bir davet ile kutlarlar. Fakat bu iki kız kardeş yapı itibariyle birbirlerine ters karakterdedirler. Justine depresyona, drama ve melankoliye yakın ve yatkın bir kadınken, Claire kız kardeşine göre daha normal olan taraftır. Justine'nin düğün gününde ise ailede herkesin kendine has arızları bir bir ortaya çıkmaya başlar. Tam da bu kutlama esnasında Melankolia adlı bir gezegen, şimdiye kadar güneşin arkasında saklı kaldığı yörüngeden çıkarak dünyaya doğru gelmektedir. Şimdi herkesin kıyameti kendisine göredir... Filmini "Bu bir düğün, melankoli ve psikolojik bir felaket filmi." sözleriyle nitelendiren sıradışı yönetmen Lars Von Trier'in son işi olan Melankolia'nın başrollerini Cannes'da bu filmdeki oyunculuğu ile En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü alan Kirsten Dunst ve yönetmenin bir önceki filmi Anti Christ (Deccal)'te de beraber çalıştığı Charlotte Gainsbourg üstleniyor. Senaryosu da Lars von Trier'e ait olan filmin eleştirmen notu ise, Cannes'da yarattığı tartışmaya rağmen oldukça yüksek.
Oyuncular:
Tahar Rahim,
Simon Abkarian,
Makram Khoury
Mardin'de eşi ve ikiz çocuklarıyla birlikte yaşayan ve demircilik yaparak geçimini sağlayan Nazaret'in hayatı Birinci Dünya Savaşı'nın hüküm sürdüğü 1915 yılının kara gecelerinden birinde bambaşka bir noktaya sürüklenir. Bölgedeki tüm Ermeni halk evlerinden sürülmektedir. Genç adam da ailesinden koparılır, bilmediği yerlere uzanan zorlu bir yolculuğa çıkar ve bir şekilde hayatta kalmayı başararak yolculuğuna devam eder. Artık sahip olduğu her şeyi ardında bırakmış, ailesi ve evi çok uzakta kalmıştır. Ne var ki aradan geçen zamana ve tüm bilinmezliklere rağmen çocuklarını aramaktan vazgeçmeyecektir.Fatih Akın'ın imzalı Kesik'in senaryosu Akın ile birlikte Mardik Martin'e ait. Filmin başrolünde Cezayir asıllı ünlü oyuncu Tahar Rahim yer alırken kadroda kendisine Simon Abkarian, Arsinée Khanjian, George Georgiou ve Akın Gazi gibi oyuncular eşlik ediyor.
Oyuncular:
Julianne Moore,
Mia Wasikowska,
Olivia Williams
Agatha Weiss, kadife eldivenler takan garip görünüşlü bir kızdır. Los Angeles’a twitter üzerinden tanıştığı bir menajer ile tanışmak için gelmiştir. Orta yaş bunalımındaki Havana Segrand, annesinin hikayesinin anlatıldığı bir filmde istediği rolü kapmak için sıra dışı tekniklerle çok çalışan bir oyuncudur. Şöhretin şımarttığı çocuk oyuncu Benjie Weiss’in babası Dr. Stafford Weiss ve annesi Christina Weiss ise şöhretler camiasında tüm sertliği ile yıkılmadan duran bir aile tablosu çizmektedirler. Limuzin şoförlüğü yapan Jerome Fontana’nın asıl arzusu ise kendi yazdığı senaryoları okutabilmektir… Hollywood’un ışıltılı görünen acımasız ve aldatıcı dünyası bu insanların ortak kesişme noktası olabilir mi?
Hollywood yaşam tarzını ve genel anlamda şöhret/oyunculuk kültürünü en sert yanlarıyla ele alan filmin yönetmenliğini usta isim David Cronenberg üstlenirken, senaryo ise Bruce Wagner'a emanet. Filmin kadrosunda Julianne Moore, Mia Wasikowska, Olivia Williams, John Cusack ve Robert Pattinson gibi birbirinden ünlü isimler başı çekiyor.
Oyuncular:
Tom Hiddleston,
Tilda Swinton,
Mia Wasikowska
Eve ve Adam, insanlık tarihine çok uzun zamandır tanıklık eden ve bunun etkisiyle çoğu şeye karşı inancını yitiren iki ölümsüz aşık, iki depresif vampirdir. Adam, iflas etmiş ve büyük ölçüde terk edilmiş hayalet bir şehir görünümünde olan Detroit'te yaşayan; tüm zamanını müziğe ve kimseye dinletmediği şarkılarına ayıran başarılı bir müzisyen, karamsar ve depresif bir vampirdir. Tek aşkı Eve ise uzun bir süredir Fas'ın Tanca şehrinde, bambaşka bir kültürün içerisinde nefes almaktadır. Eve'ın, Adam'ı ziyarete geldiği zamanlardan birinde kız kardeşi Ava'nın da beklenmedik ziyaretiyle karşılaşırlar. O ana dek beladan başka bir getirisi olmayan Ava, bir kez daha işleri daha içerisinden çıkılması zor bir noktaya sürükler. İnsanlığın bilinçli olarak, kendi elleriyle belirlediği yazgısı Eve ve Adam'ın penceresinden her ne kadar karamsar bir tablo gibi görünse de her daim tutunabilecekleri bir umut ışığı bulurlar.Baş vampir rollerinde Tom Hiddleston ve Tilda Swinton'ın bulunduğu filmin yönetmenliği ve senaryosu Amerikan bağımsız sinemasının başarılı ismi Jim Jarmusch'a ait. Filmin oyuncu kadrosunda Mia Wasikowska, John Hurt ve Anton Yelchin gibi önemli isimler de yer alıyor.
Katıldığı bir ödül töreninde Nazi döneminin mimari anlayışına hayran olduğunu açıklayarak geniş kitleleri şok eden Lars von Trier, korku gerilim filmi projesi Antichrist ile beyazperde'yi de sarsmayı başardı. Senaryosunu Trier’le beraber Anders Thomas Jensen’ın yazdığı film, çocuklarını kaybettikten sonra, bir orman kulübesinde olayı unutmaya çalışan bir çiftin yaşadıkları travmayı, epik bir görsel şölen eşliğinde sinemaseverlere aktarıyor. Willem Dafoe'nun bu filmdeki performansı konusunda destan yazdığını söylemek abartılı olmayacaktır. Özellikle Charlotte Gainsbourg'un da sayrıl kadın karakter rolündeki başarısı kusursuz ve filmin etkisini en üst düzeye çıkartıyor.
Oyuncular:
Nathaniel Brown,
Paz de la Huerta,
Cyril Roy
Gelmiş geçmiş en kışkırtıcı filmlerden biri olarak görülen acımasız Dönüş Yok!’un ardından çektiği bu ilk uzun metrajlı filmi, Gaspar Noé’nin tabiriyle 'psikedelik bir melodram'. İlk gösterimi 2009 yılında Cannes’da yapılan Boşluk, transa benzer görsel üslubu ve birinci şahıs gözünden öznel anlatımıyla epey tartışma yarattı. Filmi, Tokyo’da küçük çaplı işler çeviren uyuşturucu satıcısı Oscar’ın gözünden izliyoruz. Oscar bir gece bir polis baskınında yakalanır ve vurulur. Ölüm döşeğinde, ruhu dünyadan ayrılmaya direnir ve kız kardeşi Linda’yı korumak üzere kızın peşine düşer.
Yaşadıkları köyden mecburen İstanbul'a göçen bir anne-oğul yerleştikleri Tarlabaşı semtinden de kentsel dönüşüm projesiyle çıkmak zorunda kalırlar. Ali, annesi Nigar'ın durumunun gittikçe kötüleştiğini görür. Bir gün köye geri dönmek üzere eşyaları toplayan Nigar, bir gün de kendini İstanbul'un sokaklarında gezerken bulur. Öte yandan da Ali'ye komşularının köye döndüğü konusunda ısrar eder. Ali, annesini mutlu etmek için onu yanından ayırmaz ve sürprizler yapar. Onun rüyalarına giren şarkının peşine birlikte düşerler. Bu sırada kız arkadaşı Zeynep, Ali'nin çocuğuna hamiledir. Ancak Ali'nin içinde bulunduğu durum, babalık haberiyle birlikte iyice zorlaşır. Çekimleri İstanbul ve Doğubeyazıt’ta gerçekleştirilen filmin yönetmenliğini ilk uzun metrajlı filmine imza atan Erol Mintaş üstleniyor. Filmin başrollerinde Feyyaz Duman, Zübeyde Ronahi ve Nesrin Cavadzade paylaşıyor.
Oyuncular:
Bora Altaş,
Erdal Beşikçioğlu,
Tülin Özen
Yusuf’un babası, kasvetli bir ormanın içerisinde arıcılıkla hayatını kazanmaktadır. Yusuf ise henüz yeni okula başlamıştır. Bir gece gördüğü rüyayı babasına anlatır. Rüyanın içeriği ise bir sırdır. Bir gün Yusuf’un babası ormanın derinliklerine dalar. Geri gelmeyişi, Yusuf’u içine kapanık bir insana dönüştürür. Gün geçtikçe insanlardan daha da uzaklaşan bir çocuk olan Yusuf, bir gün ormanın derinliklerine dalıp babasını aramaya çıkacaktır. Semih Kaplanoğlu’nun Berlin’den Altın Ayı ile dönen filmi, Türk sinemasının son dönemdeki en önemli filmlerinden biri olarak kabul ediliyor. Filmin başrollerinde Bora Altaş, Erdal Beşikçioğlu ve Tülin Özen var.
Cesar o gün her sabah yaptığı gibi işe gitmek için elinde çantası, yaşadığı görkemli malikaneden çıkar, beyaz limuzinine doğru yürür. Çevresindeki korumalar ona eşlik ederken, şoförü Celine kendisine kapıyı açar ve yol boyunca o gün tamamlamaları gerekan randevularından konuşurlar. Cesar eline yaşlı bir kadın peruğu alıp onu düzeltmeye başlayıncaya dek her şey normal gibi görünmektedir. Peki gerçekten her şey bu kadar normal midir? Fransız sinemacı Leos Carax'ın 13 yıl aradan sonra yeniden yönetmen koltuğuna oturduğu filmi tam bir deneysel sinema süreci. Bir hikayeden diğerine atlayan Cesar karakteri ve onun "randevu" adı altında büründüğü kılıklar, karakterler arasındaki geçişler ve tüm hikayeler boyunca farklı filmlere yapılan göndermeler seyircilerin akılını kurcalayacak boyutta. Bu filmiyle 65. Cannes Film Festivali'nin yarışmalı bölümüne de katılan yönetmen, kadroya başrol oyuncusu Denis Lavant'ın yanı sıra Kylie Minogue, Eva Mendes, Edith Scob ve Michel Piccoli gibi isimleri de dahil etti.
İşçi sınıfına mensup bir aile olan Marcos ve karısı geçinebilecekleri parayı kazanma konusunda sıkıntılar yaşamaktadır. Bu nedenle de bir plan yaparlar. Plana göre, ailesinden gelecek fidye parasıyla rahata ereceklerini düşünerek komşularının çocuğunu kaçırırlar. Başta her şey kontrol altındadır ve yolunda gider. Ancak bu iyi huylu gidişat çocuğun ani ölümüyle tersyüz olur. Olaydan sorumlu olan Marcos işlediği suçu vücudunu zevk için satan, patronunun kızı Ana'ya anlattığında aralarında tuhaf bir elektrik oluşur. Artık hem Ana hem de karısı bu beladan kurtulmak için Marcos'a yardımcı olmaya çalışmaktadır. Ancak bu aşamada yardımlar da işe yaramayacaktır. Karısının teklifi üzerine, güçlü dini inançları olmamasına rağmen Virgin of Guadalupe'ye yapılacak hac ziyaretine gitmeyi kabul eden Marcos sıradışı bir içsel yolculuğa atılacaktır.
Oyuncular:
İlyas Salman,
Mariam Buturishvili,
Irakli Samushia
Bir çiftçi ve torunu sakin ve tekdüze bir hayat sürmektedir. Bir tarım sezonu boyunca anlatılan hikayede bu dede ve torunun yaptığı şey, her yıl olduğu gibi toprağı belleyip mısır ekmektir. Gürcistan ile Abhazya arasındaki adada çalışan ikili, gün boyunca kıyıdan geçen askerler dışında kimseyi görmezler. Fazlasıyla sessiz ve sakin bu hayatı yeni bir gelişme biraz karıştıracaktır: Yaralı askerlerden biri, yetiştirdikleri mısırların arasına gizlenir ve bu durum bir taraf tutmaları ihtimalini yaratır.
Oyuncular:
Melih Selçuk,
Başak Köklükaya,
Rıza Akın
Yusuf, çoğunluğun yaşama tarzıyla yoğrulmuş sıradan bir gençtir. Bir gün annesinin bir erkekle ilişkisi olduğunu fark eder. Durumu sindirememesine rağmen kararsızlıkları nedeniyle bir tepki de gösteremez. Askerlik muayenesine gittiğinde geçirdiği bir hastalık nedeniyle askerlik yapamayacağını öğrenir. İçinde yaşadığı erkek egemen toplumda, omuzlarında baskısını hissedeceği bir yüzleşmedir bu. Yusuf değişmek zorundadır; değişebilecek midir? Semih Kaplanoğlu’nun meşhur üçlemesinin ikinci halkası olan film, Anadolu’nun zihninde geziniyor. Filmin başrollerinde Melih Selçuk, Saadet Işıl Aksoy, Başak Köklükaya ve Tülin Özen gibi isimler var.
Oyuncular:
Michael Caine,
Clémence Poésy,
Gillian Anderson
Matthew Morgan, Paris'te yaşamını sürdüren yalnız bir adamdır. Bir tesadüf sonrasında zarif ve sevimli bir kadın olan Pauline ile tanışır ve yaşama gücünü yeniden kazanır. Birlikte gerçek dostluk ve içten bir ilişkiye adım atan ikili, bu süreçte aile olmanın değerini de anımsar. Pauline bir araba kazasında ailesini kaybetmiş ve bu acı olayın sonrasında asla başka biriyle birlikte kendini güvende hissedememiştir. Matthew ise karısının ölümünden sonra çocuklarıyla sarsıcı sorunlar yaşamıştır. Pauline, Matthew'un bu sorunlarının neden olduğu son derece trajik bir olaya tanık olur ve Matthew ve oğlu Miles'ın arasındaki problemleri çözmeye karar verir.Sandra Nettelbeck'in yönetmenliğini üstlendiği filmin başrollerinde Clémence Poésy, Gillian Anderson ve usta aktör Michael Caine yer alıyor.
Micheal Kohlhaas , bir at satıcısıdır. Saxony yönetiminde bir at ekibine liderlik etmektedir ta ki Junker Wenzel von Tronka adında bir memur onu tutuklayıncaya kadar. Memur belgelerde sahtekarlık yaptığını iddia ederek ondan rüşvet olarak 2 at ister. Evine döndüğünde bu tutuklamanın tamamen keyfi olduğunu keşfeden Kohlhaas , Tronka'nın kalesinin yolunu tutar ve orada atların kötü muameleye uğradığını ve buna karşı çıkan adamının dövüldüğünü görür. Tronka'ya dava açan Kohlhaas bu kötü muamelenin cezalandırılması için uğraşmaktadır fakat , Tronka bağlantıları sayesinde davayı düşürmeyi başarır. Bunun üzerine Kohlhaas kendi savaşını başlatır...
Üyeler
3,3
Beyazperde
3,5
FRAGMANI İZLE
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.