Upgrade eleştirileri

Çerez niyetine,kafa dağıtmalık,sürükleyici ama basit bir film.Aksiyon için bire bir fazlası yok.Keyifli seyirler.

Kariyeri boyunca izleyici kısmında begenilen islere imza atan Leigh wiannell yine basarili bir işe imza atiyor...bilimkurgu yapay zekanin gelebilecegi seviye şiddet dozu yuksek bir seviyede onumuze geliyor..

Aksiyon filmlerinin genelde en büyük dezavantajı hep bilindik yöntemlerin izlenerek belirli bir formülde vasatı geçmeyen yapımlar ortaya koyması. Upgrade bu konuda farklılık göstererek ortalama bir işin üstüne çıkıyor. Teknik, efektler, fikir ve senaryonun abartı sınırlarını çok aşmamasıyla güzel bir seyirlik ortaya koyuyor. 3,1/5

Black mirror dizisinin resmen film olmuş hali. Çok beğendim izleyin.

Upgrade klişelerle de dolu hikyesini eğlenceli bir tarzda anlatabildiği için b filmi havasını verdiği bir çok yerde ilginç bir lezzete ulaşabiliyor. Bu öykünün son derece cilalı bir şekilde anlatılabileceği diğer hollywood filmlerinden farklı olmasının sebebi, filmin her yerine sinmiş olan karanlık atmosferi..esprili, komik anlarında dahi karanlıktayız, karanlığın içerisindeyiz. Filmin sonuna dek durum böyle. Ancak filmde orijinal fikirlerle klişeler, olmuşlarla olmamışlar öylesine iç içe geçiyor ve öylesine güzel bir kıvam yakalıyor ki tadı damağımızda kalıyor gerçekten. Bu da bir maharet ve takdir de etmek gerekiyor!

Filmin finalinin klişeleri es geçmesi de bir başka nokta. Aslında tam dizi olabilecek bir konusu var Upgrade'in. Çok daha iyi yazılmış senaryolarla bu öykü daha da güzel bir hale getirilebilir.

İzlemeyi düşünenlere önerim: kaçırmayın!

Son dönemde izlediğim bir çok filmde hep birşeylerin eksikliğini hissettim. Belki özgün senaryo belki oyunculuk belki de atmosferi sarmadı bilemiyorum ama hep birşeyler eksikti. Ama daha fragmanını seyredeli iki ay olan Upgrade filmini izlemiş bulunuyorum ve işte istenildiğinde nasıl güzel fikirlerin nasıl güzel filmlere dönüştüğünün kanıtı resmen. Filmin hikayesini fragmanını ilk gördüğümde birazcık kavramıştım. Bir adama ona özel yetenekler veren bir bilgisayar donanım takılır ve adam bir anda robot ve insan karışımı bir hal alır. Sonrasında ise konu bellidir kotu adamlar ve bu kötü adamlara karşı duracak olan biz. Yalnız filmin senaryosu bu kadar basit degil tabi ki. Burada spoiler olmasın diye ben kabaca anlattım. Çok daha derin ve arka planı dolu bir senaryoya sahip. Biraz bilim kurgu, biraz günümüzde yaşanan ve yaşanması muhtemel teknolojik gelişmeler ve birazda insan- makine ilişkisinin yoğrulduğu filmde gayet ilginç noktalara değiniliyor. Ve bu yapılırken de işin içine keşke daha fazla olsa dediğim o güzelim aksiyon sahnelerinden koysalar diye içimden geçirmedim değil.
Oyuncu kadrosunda çok aşina olduğum yüzler olmasa da baş rolde oynayan Logan Marshall-Green gayet iyi iş çıkarmış. Kendisini nedense filmde ki görünümü ile Tom Hardy’ye kardeşi olabilecek kadar benziyor neredeyse. Ben filmi sıradan eğlenceli bir bilim kurgu olarak bekliyordum ama gayet arkası sağlam bir yapım olarak beklentimin üzerine çıkması nedeni ile beni şaşırttı doğrusu. Ee bu da izlediğim surenin boşa gitmediğine sevinmeme neden oldu. Bilim kurgu- Aksiyon tarzının ağır bastığı bir yapım olarak Upgrade gerçekten eğlenceli, arkası sağlam bir senaryoya sahip. Günümüzde bulunduğumuz teknolojik durum ve ilerlemenin insanlar ve bilgisayarlar arasındaki ilişkiyi nereye götürebileceği konusunda değişik bir bakış açısına sahip yapımı mutlaka izleyin ve izlettirin derim. Benim puanım 10/8.

...................................................................Güzel filmdi ama mutlu son mu olsaydı acaba .. Gerçi 2. film yapılabilir. Devam filmine çok müsait. Tavsiye edilir.

“Upgrade”, aynı zamanda hikâyesini de yazan yönetmen Leigh Whannell’ın ikinci uzun metrajlı sinema filmi…

Aslında biz kendisini, yine hikâyesini de kaleme alarak yönettiği ilk filmi “Insidious: Chapter 3” (2015) ün yanı sıra “Saw” (2004 – 2005 – 2006) serisindeki Adam ve “Insidious” (2010 – 2013 – 2015 – 2018) serisindeki Specs karakterlerindeki performanslarıyla oyuncu olarak da tanıyoruz…

Yani aslında Whannell buralara öyle tesadüfen değil de sinemanın içinden ağır ağır demlenerek gelen bir isimdir…

Buna bir de filmin yapımcılığını, para getirecek projelerin kokusunu almakta ve peşine düşüp hemen işe koyulu vermekte oldukça mahir olan Jason Blum’un kurucu CEO’su olduğu Blumhouse Productions’ın üstlenmiş olduğu bilgisini de ekleyince olay daha da ilgi çekici bir hal alıyor…

Neden mi?

Zira “Paranormal Activity” (2007), “Paranormal Activity 2” (2010), “Sinister” (2012), “The Purge” (2013), “ Insidious: Chapter 2” (2013), “Whiplash” (2014), “The Purge: Anarchy” (2014), “Ouija” (2014), “The Visit” (2015), “Get Out” (2017), “Insidious: The Last Key” (2018), “Truth or Dare” (2018), “The First Purge” (2018), “Glass” (2019) ve “The Invisible Man” (2020) gibi oldukça küçük ve mütevazı bütçelerle çekilen filmlerde de imzası bulunan Blumhouse Productions’ın neredeyse iş yapmayan tek bir projesi yok gibi…

İşte “Upgrade” e de Blumhouse Productions’ın bu tür işlerinden biri olarak başlanılmış…

5 milyon dolar gibi oldukça düşük bir bütçeyle çekilen ve dağıtımı da OTL Releasing tarafından yapılan filmin gişe hasılatı 12,5 milyon dolar…

Hani bu kez ortada çok büyük bir kazanç yoksa da en azından yol açtığı hayal kırıklığına karşın çok ciddi bir zarar da söz konusu değil…

Tamamen başa baş gibi…

İşin IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritics ayaklarına baktığımızdaysa orada esen havanın da çok farklı olmadığını görüyoruz…

7.5/10 (156.583 oy) ve 4.0/5 (5.900 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.3/10 (190 yorum) ve 67/100 (33 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritics yorum ortalamaları da film hakkında oldukça olumlu bir görünüm sergiliyor…

Bütün bu bilgilerden sonra artık bize düşen şey, prömiyeri 10 Mart 2018’de South by Southwest (SXSW) Festivalinde yapılan ve 1 Haziran 2018’de vizyona giren filme ilişkin kendi özgün yorumlarımızı ve nihayetinde de puanımızı paylaşmak olacak…

Her zamanki gibi, önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle gelin başlayalım isterseniz…

Sanıyoruz başta Logan Marshall-Green olmak üzere kadrodaki bütün oyuncular, bu filmde meslek hayatlarının en kolay işlerinden birini yapmışlar…

Zira işin büyük bir kısmı, bilgisayar başındaki sanal efekt ekibince kotarılmış gibi görünüyor…

Tabii bunun anlamı kesinlikle, “oyuncular filme hiçbir katkı sağlamamışlar” demek de değil…

Ancak dediğimiz gibi iş tamamen bilgisayar başındaki ekibin kontrolünde yürütülmüş…

Sıra kamera önündeki oyunculardan kamera arkasındaki teknik ekibe ve yaptıkları işlerin değerlendirilmesine gelince…

Şahsen biz, işin o kısmında da insanı rahatsız edecek nitelikte bir soruna da rastlamadık…

Mekân seçiminden dekorlara, kostümlerden makyaja kadar hemen her şey kesinlikle olması gerektiği gibiydi…

Hani öyle olmasaydı ne olurdu?

Bizce hiçbir şey olmazdı…

Çünkü bilgisayar başındaki aynı sanal efekt ekibi, görevin bu bölümünde de iş başındaydı…

İşte o yüzden bu filmde bizim en beğendiğimiz şey, aynı zamanda sanal olmayan tek şey olan kırmızı Pontiac Firebird otomobildi…

Peki, filmin hikâyesi?

Bize göre “Upgrade” projesinin en zayıf halkası tam da burası…

Yetişkin izleyiciyi, akıl oyunlarıyla düşündürerek etkilemek yerine kanlı aksiyon sahneleriyle ergen kitleyi eğlendirmeyi tercih eden film, bırak bir “Ex Machina” (2014) olmayı ucuz bir Netflix filmi olan “Tau” (2018) kadar dahi zekice değildi…

Ve sanıyoruz sırf bu yüzden de gişede beklenen başarıyı gösterememişti…

Sonuç olarak, bugüne kadar izlediğimiz “en vasat” Blumhouse yapımı olan bu basit çerezlik için puanımız 2,5 olacak…

Her şeye rağmen, bu filmi izlemekte halen ısrarcı olanlara da keyifli seyirler…

Son bir not:
Henüz işin içine bilim kurgu, daha doğrusu sanal efektler girip de mertlik bozulmadan eski zaman Hollywood kahramanları intikam işini nasıl hallederlermiş görmek isterseniz, Charles Bronson’lı orijinal “Death Wish” (1974) ile onun yeniden çevirimi (remake) olan Bruce Willis’li “Death Wish” (2018) e bir göz atın deriz…

Ama dediğimiz gibi bu filmler de bilgisayarlı sanal efekt atraksiyonlarının olmadığını akıllardan çıkartmadan...

Eğer beklentiniz olmadan izlerseniz sizi şaşırtabilecek bir film. Bilim-kurgu sevenler sonda zevkle ayrılacaktır.

Uzun zamandır izlediğim en aksiyonlu filmlerden biri. Filmin nabzı hiç düşmedi. Konusu ileri teknoloji olmasına rağmen hiçbir mantık hatası yoktu. Film aklınıza gelen bütün soru işaretlerine cevap verdi. Upgrade; Ip Man ve Venom birleşmesi gibiydi. Dövüş sahnelerini bağırarak izledim, aşırı keyifliydi. Grey -Logan Marshall Green- bana Tom Hardy'i anımsattı. Stem de aynı şekilde Venom'u. Logan Marshall'ın felçli halinden süper güçlü haline geçişleri olsun dövüş sahneleri olsun pek çok yerde sağlam bir oyunculuğu vardı. Filmin finali de giriş gelişme kısmı kadar iyiydi. Bu yüzden 5/5

İzlenebilir bir bilim kurgu filmi. Venom filminin bir başka versiyonu da diyebiliriz.Görsel efektler fena değil. Güzel bir bilimkurgu-intikam filmi olmuş.

Bilim kurgu sevenler için harika bir film. zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. fikir çok yaratıcı, işlenişi çok iyi, sürükleyici ve sürekli merak uyandıran bir film.

Çok güzel. Çok özel bir filmdi. Ve umuyorum devamı gelir. Rüyalar. Hissettiklerimiz. Bir filmde arka fon müzikleri, arka plan ışıkları, sahneler, açılar.. Nasıl da etkiliyor insanı. Bu film sadece bir bilim-kurgu değildi. çok şey vardı.

Müthiş bir film. Bilimsel bir bakış açısıyla ele alarak izlediğinizde gerçekle örtüşen ve olasılık dahilinde görünen senaryolara yer verilmesi seyir keyfinizi kat be kat artırıyor. Günümüz bilimkurgu filmleri bilimin de ilerlemesiyle gerçekten bambaşka ve zihnin sınırlarını zorlayan bir boyuta taşınmış durumda. Keyifli seyirler dilerim.

başı ortası sonu dolu bir filim olmuş baymıyor ve uzun sürmüyor. bilim kurgu tadında kalmış aklıma kartal göz geldi.başarılı doyurucu