Hesabım
    ‘93 Yazı
    Ortalama puan
    3,9
    yayın
    • Sözcü
    • Arka Pencere
    • Cumhuriyet
    • Hurriyet

    Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.

    Basın Eleştirisi

    Sözcü

    Yazar: Burak Göral

    Frida'nın içinde kopan fırtınalarla bütün çocuksuluğuyla, biçareliğiyle başa çıkmaya çalışması; kimi zaman huysuzluk, kimi zaman asilik ve bazen de sessizliğiyle ortaya çıkmakta. Yönetmen bize Frida'nın ve çevresindekilerin ruh hallerini küçük detaylarla o kadar güzel anlatıyor ki, hiç kelimelere dökülmelerine gerek kalmıyor, hissediyorsunuz. Finalde neşeli bir anın tam ortasına bıçak gibi saplanan hüznüyle de içimizde bir yerleri düğümlüyor, salondan öyle gönderiyor bizi...

    Eleştirinin tamamı için: Sözcü

    Arka Pencere

    Yazar: Sezen Sayınalp

    "93 Yazı"nın başarısı tüm karakterlerin gözünden gördüğü bir yaz kesitinin onlarda uyandırdığı duygularda ve bu duygularla  hemhal olmamızda saklı. Frida'nın bakış açısından gördüğümüz her sahne, aileyi beraber gördüğümüz her plan, karmakarışık olmuş hayatın özetini sunan anları seyirciyle buluşturuyor. Acısının üstesinden güçlükle gelmek isteyen Frida kadar kuralsız ya da ne yapacağını bu kuralsızlıkla tekrar öğrenmek zorunda olan Irene kadar kızgınız hayata karşı.

    Eleştirinin tamamı için: Arka Pencere

    Cumhuriyet

    Yazar: Sungu Çapan

    Frida’nın alabildiğine hassas duygusal dünyasını gerçekçi gözlemlerle, sıcak dokunuşlarla, ayrıntılı, dingin bir biçimde usul usul veren yönetmen Carla Simon’ın annesine ithaf ettiğini kapanış jeneriğinden öğrendiğimiz, konusundan anlatımına, karakterlerinden oyunculuklarına ve görüntülerine dek hikâyesini baştan sona seyirciye geçiren bu sıradışı filmin lokomotifi, farklı duygusal aşamalardan geçip yeni ailesiyle sürekli dönüşerek sonuçta bir sevgi ilişkisi kurabilen Frida rolündeki Laia Artigas kuşkusuz.

    Eleştirinin tamamı için: Cumhuriyet

    Hurriyet

    Yazar: Uğur Vardan

    Carlo Simón’un ilk uzun metrajlı filmi ‘93 Yazı’ (‘Estiu 1993’), sakin, soğukkanlı bir anlatım tutturmasına rağmen duygularını seyircisine geçirmede çok çok başarılı bir film. Katalan yönetmen, altı yaşındaki minik kız çocuğunun kendi yolunu bulma çabasının yanı sıra ait olduğu döneme ait bütün reflekslerini olağanüstü bir gerçekçilikle ve sevimlilikle perdeye aktarmayı başarmış. Film boyunca izleyici koltuğunda, Simón’un üslubuna paralel bir biçimde sakin bir gözlemci olmayı başarıyorsunuz ama nihayetinde gözyaşlarınızı teslim etmeden salondan ayrılmanız çok zor. O klişe tabiriyle ’93 Yazı’ insanın yüreğine işleyen yapımlardan. 

    Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top