Hesabım
    The Post
    Ortalama puan
    4,0
    yayın
    • Hurriyet
    • T24
    • Habertürk
    • Sabah
    • Sözcü
    • Aksam
    • Milliyet
    • Birgün

    Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.

    Basın Eleştirisi

    Hurriyet

    Yazar: Uğur Vardan

    'The Post’, ‘basın özgürlüğü’ konusunda ders olarak gösterilecek (ya da okutulacak) bir film. Yaşlandıkça bir tür ‘Tarih yazıcılığı’na soyunan Steven Spielberg, Liz Hannah ve Josh Singer’ın (ki ‘Spotlight’ın da yazarlarındandı) kaleme aldığı metinden çektiği bu son çalışmasında bir haberin bütün unsurları arasında geziniyor. Ve en önemlisi neyin ülke, toplum, siyaset, ahlak ve vicdan yararına olabileceği konusunda, tarihten alınma gerçek bir olaya kendi dokunuşunu katarak, sinema tarihine ‘derin’ bir not düşüyor. Filmdeki her bir diyalog adeta mesleğin temel ilkeleri üzerine hatırlatmalardan oluşuyor. Hele bir gazeteci dayanışması var ki, unutulmaz: The New York Times’a yönelik mahkeme kararının ardından Bradlee, ekibine “Onlar kaybederse biz de kaybederiz” uyarısında bulunuyor...

    Eleştirinin tamamı için: Hurriyet

    T24

    Yazar: Atilla Dorsay

    Film kaçınılmaz olarak konuşmalara dayanan, geveze ve basın mesleğine yaslanmış bir yapım. Ama ne yapım!...Kim demiş gerilim sadece aksiyondan, fantastik öykülerden ve üstün-adamlardan yayılır diye! İşin içinde gerçek ustalar olunca, gerilim Washington’un up uzun gazete yönetimi salonlarından, Beyaz Saray’dan loş odalara uzanan buluşma mekanlarından da çıkıyor. Ve bize o denli uzak bir coğrafyada ve eskice bir tarihte geçen bu hikaye, sonuç olarak bize ve de günümüze öylesine yakınlaşıyor ki... Kitlelerin gerçekleri bilme ve doğruları öğrenme hakkı, demokrasinin ayrılmaz ögesi olan basın özgürlüğü...Tüm bunlar çağdaş bir toplum için öylesine önemli ki...Filmde dendiği gibi “Eğer The Washington Post’un neyi yazıp neyi yazmayacağına hükümet karar verecekse, bu gazetenin işi bitmiş demektir”.

    Eleştirinin tamamı için: T24

    Habertürk

    Yazar: Mehmet Açar

    Steven Spielberg her zamanki gibi hikâyeye ve filmin anlamına hizmet eden, gereksiz süslemeler ve zorlamalardan uzak bir anlatım tutturuyor. Karakterler arasındaki ego çatışmalarını derinlemesine işleyerek durağan öyküyü, tansiyonun giderek yükseldiği, hızla akıp giden bir film haline getiriyor. Görüntü yönetmeni Janusz Kaminski’nin özellikle iç mekânlarda sağlam ve özenli bir iş çıkardığı “The Post”, sadece haftanın değil, yılın da en iyilerinden biri olmaya aday.

    Eleştirinin tamamı için: Habertürk

    Sabah

    Yazar: Olkan Özyurt

    The Post gücünü gerçek hikayeden alan filmlerden. Spielberg, 70'lerin atmosferini yaratarak, klasik anlatıyla, senaryonun sadeliğine ve oyuncu performanslarına bel bağlayarak tempolu bir film koyuyor önümüze. Meryl Streep, Graham rolüyle kendi çizgisinin üzerinde bir performans sergilerken Tom Hanks bize hep anlatılagelen inatçı, kararlı, biraz ukala ama karizmatik bir Bradlee portresi çiziyor. Eğer bu portre tatmin edici bulunursa Hanks için Oscar günleri başlayabilir

    Eleştirinin tamamı için: Sabah

    Sözcü

    Yazar: Burak Göral

    Meryl Streep, Kay Graham'in baskın erkek iktidarında bir kadın yönetici olmasının, zamanında oğlunu Vietnam savaşına uğurlamış bir anne olmasının, eski savunma bakanı McNamara ile dostluğunun ve bir gazete yöneticisi olarak mesleki sorumluluklarının sırtına yüklediği bütün tereddütleri, ikilemleri ve kararsızlıkları o kadar ustalıkla yansıtıyor ki seyirciye, adeta bir oyunculuk dersi veriyor (yine). Tom Hanks ve Bob Odenkirk de böyle bir hikayenin içinde yer almaktan gurur duyduklarını neredeyse rol aldıkları her sahnede belli etmekteler..

    Eleştirinin tamamı için: Sözcü

    Aksam

    Yazar: Derya Canan Süter

    ‘The Post’, toplumun haber alma özgürlüğü ve gazetecilik etiği üzerine iyi bir kurgu ve etkileyici sinemasal anlatım biçimiyle gereksiz yan yollara sapmadan derdini anlatıyor. Filme konu olan ‘Pentagon Belgeleri’nin ardından Watergate skandalının ortaya çıkarılmasında da önemli rol oynayan Washington Post gazetesinin bu gerçek hikâyesi sadece gazetecilik öğrencilerini, yayıncıları ve gazetecileri değil çoğu kişiyi etkileyecek ve Oscar alacak olsa da olmasa da izlenmesi gereken değerli bir film.

    Eleştirinin tamamı için: Aksam

    Milliyet

    Yazar: Nil Kural

    “The Post”, Watergate Skandalı öncesi geçen olaylarda bu gazetecilik başarısını merkeze alan başyapıt “Başkanın Bütün Adamları / All The President’s Men”in (1976) dünyasını özleyen izleyicinin hasretini gideriyor. Spielberg, yönetmenlikteki ustalığını gazetecilik etiği ve bunun toplumdaki önemini vurgulayan bir hikayenin hizmetine veriyor. Spielberg, 1970’lerde bir kadınlık konusuna ise Graham üzerinde özel bir önem veriyor. Filmin bu konuları romantize eden tonu ele aldığı konulara duyulan hayranlık nedeniyle filme yakışıyor. Hanks ve Streep başta olmak üzere tüm oyuncu kadrosunun etkileyici performansları da eklenince yılın en dikkate değer filmlerinden biri ortaya çıkıyor.

    Eleştirinin tamamı için: Milliyet

    Birgün

    Yazar: Cüneyt Cebenoyan

    Yine de dönemin “cesur” gazetecilerine şapka çıkaralım! Yaptıkları iş cesaret istiyordu. “The Post” kanımca vasat, bakış açısı son derece sınırlı, kahramanları derinlikten yoksun, zaman zaman sıkıcılaşan bir film. Ama seyre değer yine de. Washington Post’a gelince, düzenli okumuyorum ama sahibinin sesi tarzı bir gazete işte, yani kapitalist sınıfın gazetesi. O sınıf içinde tercihleri olabilir ama bu tercihler Amerikan çıkarlarını tehdit etmez, edemez.

    Eleştirinin tamamı için: Birgün
    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top