Hesabım
    Van Gogh: Sonsuzluğun Kapısında
    Ortalama puan
    3,0
    17 Puanlama
    Van Gogh: Sonsuzluğun Kapısında hakkında görüşlerin ?

    3 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    2 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Mert H
    Mert H

    Takipçi 1.257 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    23 Eylül 2019 tarihinde eklendi
    Fragmanı çok hoşuma gitmişti ancak filmi beğenmedim. Özellikle kamera çekim tekniği berbat. İlk kez hiç durmadan hareket eden bir kamerayla çekilen film izledim ve sanırım bir daha asla izlemem. Loving Vincent'in eline su bile dökemez, kötü bir film.
    martinscorsese
    martinscorsese

    Takipçi 125 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    19 Nisan 2019 tarihinde eklendi
    Van Gogh ne kadar yaratıcıysa bu filmde o kadar sıradan. Tamam düşük bütçe ile çekilmiş ama hiç mi yaratıcı bir fikir olmaz :(
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.882 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    20 Temmuz 2021 tarihinde eklendi
    “At Eternity's Gate”, senaryosunu Jean-Claude Carrière ve Louise Kugelberg ile birlikte yazan Julian Schnabel’in yönetmen koltuğunda oturduğu biyografik bir drama…

    Prömiyeri, 3 Eylül 2018’de Venedik Uluslararası Film Festivalinin ana yarışma bölümünde yapılan ve 16 Kasım 2018 tarihinde vizyona giren filmin, 6.9/10 (30.672 oy) ve 3.5/5 (1.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.2/10 (188 yorum) ve 76/100 (34 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, izleyiciyi sinema salonlarına çekmeyi beceremeyen orta halli bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…

    Yine de isterseniz, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle brüt 11,4 milyon dolarlık bir gişe gerçekleştirebilmiş olan bu filmi, birde biz inceleyerek yorumlayalım ve ardından da puanlamaya çalışalım…

    Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi paylaşalım:

    Karşımızdaki, Vincent van Gogh’un hayatının son yıllarını, kardeşi Theo ile olan sıcak ilişkisi ve uğrunda bir kulağını kestiği Paul Gauguin ile olan tartışmalı dostluğu dışında son derece duygusuz ve bir o kadar da yüzeysel bir içerikle anlatmaya çalışan yetersiz bir biyografik deneme…

    Eminiz bu filmi, mezarından kalkıp da Vincent van Gogh’un kendisi izlemiş olsaydı, kesin daha fena çıldırır ve filmin senaryosunun da yazarlarından birisi olan yönetmen Julian Schnabel’in her iki kulağını birden kesip atardı…

    Gelelim filmde “one man show” yapan Willem Dafoe’nin “En İyi Erkek Oyuncu” kategorisindeki Academy ödülü adaylığı meselesine…

    Eğer çok büyük bir sürpriz olmazsa, bize göre Golden Globes’da olduğu gibi bu kategorideki Oscar heykelciği de Rami Malek’e gidecek…

    Ha oldu da jüri ödülü Malek’e vermedi…

    Bizce, Willem Dafoe’ye vermesi yine çok uzak bir ihtimal…

    Peki, bunun anlamı ne?

    Daha doğrusu bu ifadeyle, “Willem Dafoe kötü oynamış” o yüzden de Academy ödülünü hak etmiyor demeye mi çalışıyoruz…

    Elbette ki, hayır…

    O, bu dördüncü Academy ödülü adaylığında da yönetmenin kendisine söylediklerini, (En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu kategorilerinde aday olduğu) “Platoon” (1986), “Shadow of the Vampire” (2000) ve “The Florida Project” (2017) filmlerindeki gibi harfiyen yerine getiren sıra dışı bir oyuncu…

    Onu biliyoruz zaten...

    Burada gerçek anlamda kusurlu olan biri varsa, o da Vincent van Gogh’un son yıllarını, akıl sağlığını yitirmiş sıradan bir meczubun hayatıymış gibi kupkuru bir biçimde beyazperdeye aktaran Julian Schnabel’in bizzat kendisi…

    Panaromik sahneler aracılığı ile renklere, bilhassa da van Gogh denilince akla ilk gelen renk olan sarıya yapılan vurgu, ne yazık ki yeterli olmamış bu kurguda…

    İyi de, 24 Şubat 2019 akşamı hiç mi sürpriz olamaz?

    Neden olmasın?

    Vakti zamanında çok daha tartışmalı işlere de imza atmış olan Academy jürisinden her an her şey beklenebilir…

    Nihayetinde, sırtlarında yumurta küfesi taşımıyorlar ya…

    Bitirmeden…

    Özellikle Oscar Isaac, Mads Mikkelsen ve Emmanuelle Seigner gibi isimlerin varlıklarıyla filme ayrı bir renk kattıklarını da söyleyelim…

    Ve…

    Sonuç olarak, pek fazla keyif alamadığımız bu film için puanımız 2,5 önerimiz ise, “sabır küpüyseniz buyurun sizde izleyin” şeklinde olacak diyerek de yorumumuzu noktalayalım…

    Son bir not:
    Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 22 Şubat 2019 günü saat 00:20’de yazılarak paylaşılmıştır...

    Burada yaptığımız tek şey, istatistiki rakamları güncellemek oldu...

    O nedenle de:

    Yukarıdaki yorumumuz da, “En İyi Erkek Oyuncu” kategorisindeki Academy ödülüne ilişkin olarak ifade ettiğimiz tahmin, “Tamamen o günkü nokta atışı niteliğindeki kişisel değerlendirmemizin sonucudur” diyebiliriz...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top