Ölümlü Dünya: en yeniler yorumlar - Sayfa 2

Aşırı kötü bir filmdi.Mükemmel oyuncu kadrosu bile kurtaramamış filmi.Ya 1 ya 2 defa gülmüşümdür max.

Senaryosunu da Ali Demirel, Aziz Kedi, Volkan Sümbül ve Feyyaz Yiğit ile birlikte yazan Ali Atay’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Ölümlü Dünya”, “Cinayet Süsü” (2020) öncesinde hoş bir aksiyon – komedi denemesi olmuş…

Elbette kullanılan esprilerde, Ertem Eğilmez sinemasından esintiler taşımasının yanı sıra aşağıda değineceğimiz aynı Eğilmez’e bir “saygı duruşu” da içeren bu filmde de sıradan sululuklar yerine “kara mizah” ögelere ağırlık verilmiş…

O nedenle de “Cinayet Süsü” için yazdığımız yorumda da özellikle belirttiğimiz gibi “Ölümlü Dünya” da Türkiye’de komedi denilince aklına doğrudan Recep İvedik ve Yılmaz Erdoğan gelenlere pek fazla hitap etmemiş…

Lafı daha fazla uzatmadan gelin başlayalım isterseniz…

Filmin ana mekanlarından birisi, “Mermer” ailesinin işlettiği “Anadolu Tat 1071 Restaurant” dır…

Ailenin en büyük oğlu Oktay (Alper Kul) kasada dururken kardeşlerden Zafer (Doğu Demirkol) alt kattaki mutfakta yengesi Sevil (Meltem Kaptan) ile öz olmasa da “amca bildikleri” İlhami’ye (Mehmet Özgür) yardım etmektedir…

Diğer iki kardeş Serhan (Sarp Apak) ve Serbest (Feyyaz Yiğit) ise müşterilerin yemek yedikleri servis katındadırlar…

Baba Gazanfer (Ahmet Mümtaz Taylan) telefonla gelen siparişleri alırken, kendisine amca diye hitap eden Atakan’da (Özgür Emre Yıldırım) bu küçük organizasyonun ulaştırma ve malzeme tedarik işiyle ilgilenmektedir…

İlk olarak da:

Ertesi gün düzenlenecek olan altı kişilik bir “doğum günü partisinin” catering ve servis hizmetinin siparişi işleme alınacaktır…

Yola koyulurlar ve kendilerini müşteri tarafından belirlenen deniz kenarındaki bir dış mekânda Kâhya (Mustafa Kırantepe) karşılayarak içeri alır…

Gerekli bütün ikram düzenlemeleri itina ile yapılırken konukların girerken alacakları şarap kadehleri de doldurulur…

Derken doğum günü çocuğunun da dahil olduğu on bir kişilik elleri silahlı avcı ekibi de gelerek yerlerine otururlar…

Artık partinin başlamaması için hiçbir sebep kalmamıştır…

Ki, başlarda zaten…

İşte o andan itibaren bizde, bu ailenin para karşılığı adam öldüren “uluslararası” karanlık bir suç şebekesi için cinayet işleyen “kiralık katiller” ve restoran işletmeciliğinin de tamamen bir “paravan” olduğunu öğrenmiş oluruz…

Yalnız işlenen bu cinayet sonrasında Oktay’ın cesetleri saymaya çalıştığı ve kardeşlerinin de sürekli olarak aklını karıştırdığı öyle bir bölüm vardır ki:

Büyük usta Ertem Eğilmez’in ve Yeşilçam sinemasının ölümsüz klasikleri arasında yer alan “Köyden İndim Şehire” nin (1974) Himmet ağabeyin (Zeki Alasya) kardeşleri Saffet (Kemal Sunal), Hayret (Metin Akpınar) ve Gayret (Halit Akçatepe) yüzünden bir çuval altını tekrar tekrar saymak zorunda kaldığı sahneleri anımsamamak asla mümkün değil…

“Müşteri memnuniyet oranı” yüzde doksan sekizlerde olan Mermerler, anında yeni bir sipariş daha alırlar…

Bu kez bir motokurye vurularak aşağı “indirilecek” ve taşıdığı çanta alınarak müşteriye teslim edilecektir…

İndirilir de…

Ama bu, “çanta” değil de “pide” taşıyan bir başka motokuryedir…

Yani işi ellerine yüzlerine bulaştırarak kendi kendilerini, doğrudan genel merkezce görevlendirilerek gönderilecek bir Müfettişin (Kubilay Tunçer) incelemesine açık hale getirmişlerdir…

Tam da bu fiyaskonun etkisinin hemen herkesi etkilediği bir ortamda, Serhan’ın sevgilisi Begüm’de (İrem Sak) konuya dahil oluverir…

Peki, hepsi bu kadar mı?

Elbette değil…

Serhan’ın Begüm’ün durumunu fark etmesi ve Mermerler için gelen Müfettişin de aralarında bilgi sızdıran birinin bulunduğunu söyleyerek ailenin bütün fertlerini tek tek sorgulamasının ardından “çadır karışacak” ve bu sevimli film de hız kesmeden devam edecektir…

Eğer bugüne kadar fırsat bulup da izlemediyseniz, olumsuz yorumlara aldırmadan “üçte üç yapan” Ali Atay’ın bu filmini de kaçırmamanızı öneririz…

Keyifli seyirler,

Hayatımda izlediğim en manasız en saçma filmdi. Ali Atay sen ne yaptın ya şoka girdim. Oyuncu kadrosu çok iyi ama yarısında bitti film benim için. Ne anlattı ne oldu anlamadım. Yazık vallahi yazık. İleri sara sara bitiremedim küfür sahnelerini. Yapmacık iğreti manasız...

Ali atay gibi küfür olmadanda güldüren bi oyuncu nasıl böyle rezalet filme onay verir anlamak dahi zor filmin her sahnesinde gereksiz küfürler mevcut leyla ile.mecnun diziside orta halli bir ailenin başından geçenlerdi bu filmdekilerde o kumaşta lakin o dizide küfür olmadan çok gülmüştük bu filmde acaba neresinde küfür yok diye bekliyoruz emek var.bi çalışma var.ama me YAZIKKİ vasati geçemeyen bi film

45 yaşındayım hayatımda izlediğim en gereksiz film...Koma da yatan bir hastanın verdiği spontan tepkilerin dışında birşey yok.bu film hayatta tutmaz

Hayatım da izlediğim en kötü film bu kadro nasıl böyle kötü bir film yaptı hayret bitsin diye bekledim can çekiştim resmen

Tam bir zaman kaybı. Böyle iyi komedi oyuncularından bu kadar kötü bir film beklemezdim. Aksiyon/komedi filmi olmasına ramen hem komik değildi hem de aksiyon sahneleri çok amatörce kurgulanmıştı. Ve ayrıca ana karakterlerin suç işlemesine ramen polis görmedim.

Oyuncu kadrosuna bakıp büyük beklentiyle izlediğim için fazla beğenmemiştim. En çok Doğu Demirkol ve diğer gözlüklü adama güldüm. İyi espiriler vardı ara ara güldürdü ama başarılı bulmadım. Orta bir Film.
Bu arada Türk senaristlere söylemek istediğim üç şey var.
1- Fazla küfür edildiğinde seyirci gülmüyor.
2-Fazla küfür edildiğinde seyirci gülmüyor.
3-Fazla küfür edildiğinde seyirci gülmüyor.

Hayatımda izlediğim en kötü film maalesef, her dakikası gerekli gereksiz küfürlerle dolu. Ali Atay'ı gördüm güzel birşeydir sandım ama kocaman bir hayal kırıklığı. Okadar oyuncu biraraya gelip senaryosu, komedisi olmayan bukadar küfürlü bi filmde oynamayı nasıl kabul etmişler hayret...

berbat bir film...
böylesine güzel bir kadro bu kadar kötü harcanır. sıfır sinea bilgimle ben yapsam bundan iyi sonuç çıkartırım...

BOK GIBIYDI............BOK GIBIYDI.......... BOK GIBIYDI....BOK GIBIYDI............BOK GIBIYDI.......... BOK GIBIYDI....

Hayatın kendilerini bir kalıba sığdırdığı insanların anlayamayacakları harika bir film. Kabul ediyorum bazı sahneler abartılı ama bu kadar güzel bir filmde bunlar görmezden gelinebilir. Hayatınızı robot gibi yaşıyorsanız vaktinizi boşa harcamayın, değişikliklere açıksanız her saniyesinde eğleneceksiniz, sakın kaçırmayın.

Konu yok, böyle bir kadroyu harcamışlar. Bu da yeni moda oldu bol küfür edip bağırarak konuşunca absürd komedi oluyormuş. Bir kere gülmediğim gibi izlerken uyumuşum.

Deseler ki Ali Altay al sana böyle bir kadro ama seyirciyi ters köşeye yatırıp en berbat filmi çekeceksin ve karşılığında bu halkı yerli filmden soğuttuğun için bir milyon dolar alacaksın inanın yine de böyle bir film yapmayı beceremezdi, bu film öyle hadi dostlar bizde toplanalım da biraz eğlenelim kameraya çeker yayınların filmi olmuş ya, oyuncular ayrı ayrı başka film veya dizilerden bildiğimiz insanlar ve iyiler, Ali Altay da iyi oyuncu ama film rezalet, yönetmenlik için daha çok yolu var

Verilen emeği göz önüne alarak 1 puan fazladan verdim.
Uzun uzadıya yazmak isterdim ama bunu kendi sayfalarımda yapacağım.
Burada söyleyebileceğim yegane şey seyredilmiş onlarca yabancı filmden ortaya karışık mönü yaparsanız sonuç da bu olur. Bazı yöremizde buna Türk kaşığı ile ecnebi (!) şeyi kaşıklamak da diyorlar.
Ali Atay'dan Leyla ile Mecnun izlediğimde başta sevmiş fakat ilerleyen bölümlerde sürekli aynı davranış ve replikleri/esprileri tekrarlattıkları için de soğumuştum. Kuşkusuz bu durumda onun suçlayamazdım ama gerçek hayatta on parmağında on marifet bir sanatçı olmasına rağmen bana çok da yetenekli gelmiyordu.
Yönetmen olarak filmin işleyişi, kurgusu, çekimleri üzerinde iyi iş çıkartmış olduğunu söyleyebilirim. Fakat, senaryo berbat be kardeşim. Pulp Fiction havasına girmeye ne gerek var. Sonuçta sen Tarantino değilsin. Belki ondan daha güzel bir insansın, üstelik bizden birisin ama tarz yaratacağım diye bizim de zamanımızı harcamaya, aklımızı da hafife almaya hakkın yok. Aslında ekibin geneline söylüyorum. Hakkınız yok!
Kolay değil bir film çevirmek ve bu zamanda piyasaya girip de gözümüze sokmak. Kimbilir ne zorluklar çektiniz, ne emekler harcadınız. Ama sırf bundan dolayı yaptığınız iş bazen de güzel olmayabiliyor. Harcadığınız emeğin karşılığını bulamayabiliyor.
Bu nedenle haddim olarak filmi beğenmediğimi, bu kafayı değiştirmedikçe de iyi olamayacağını söylemekte yarar görüyorum.