Hesabım
    Küçük Bir Rica
    Ortalama puan
    2,2
    yayın
    • Habertürk
    • Hurriyet
    • T24

    Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.

    Basın Eleştirisi

    Habertürk

    Yazar: Mehmet Açar

    Belki de asıl sorun, hikâyenin sadece Stephanie'nin gözünden anlatılması... Bu tür filmlerde olayların farklı karakterlerin bakış açısından yansıtılması bazen çok iyi sonuçlar verebiliyor. Olayları Emily ve eşinin ya da çocuklardan birinin gözünden izlemek ilginç olabilirdi. Ama film bizi Stephanie'nin bakış açısına kilitliyor ve elindeki dramatik malzemeyi yeterince etkili kullanamıyor. Bir başka sorun da filmin son 30 dakikasını karakterlerle duygusal bağ kuramadan seyrediyor olmamız. Öyle ki bir noktadan sonra olayların artık bir yere bağlanmasını ister hale geliyorsunuz ama bir türlü bağlanmıyor. Şaşırtmacalı, sürprizli hikâye merakı nedeniyle film adeta “kendi ayağına sıkıyor”...

    Eleştirinin tamamı için: Habertürk

    Hurriyet

    Yazar: Uğur Vardan

    Eski oyuncu kimliğiyle de hatırlanan, yönetmen olarak daha çok komedileri (‘Nedimeler’, ‘Ateşli Aynasızlar’, ‘Ajan’ ve son olarak da yeni nesil ‘Hayalet Avcıları’) imza atan Paul Feig (görüntüsü itibariyle Yves Saint Laurent’i andırdığını düşünüyorum), ‘Küçük Bir Rica’da yine yer yer mizah dolu anlar yakalamış ama filmin temel derdi tonu. Öykü bir komedi gibi başlayıp sonraları ciddi bir gerilime dönüşmek istiyor (hatta kimi gelişmeler ‘Gone Girl’ü hatırlatıyor) ama bu konuda pek de ikna edici olmuyor. Zaten hikâyenin gizemi de yapıştırma gibi duruyor. Stephanie rolündeki Anna Kendrick’in sempatik ve etkileyici performansı ise filmin en iyi yanı. Emily’de izlediğimiz Blake Lively ise meseleye sadece güzellik ve hava katıyor gibi…

    Eleştirinin tamamı için: Hurriyet

    T24

    Yazar: Atilla Dorsay

    Son günlerde art arda izlediğimiz iki filmden Canavar ne kadar özgün ve sürükleyici ise, benzer temalara sahip Küçük Bir Rica da o denli abartılmış, temelsiz ve amaçsız gözüküyor. Kitabı bilmiyorum, ama tipik bir çok-satan mantığını yansıttığı kesin... Bu da hep hafif ve zekice komediler yönetmiş Paul Feig için aslında iyi bir malzeme. Ama olmamış. Feig’in işin içine bolca komedi ögesini sanki boca etmesi filmin lehine işlemiyor. Gizem denen o kurulması zor ve hassas atmosfer, öyle yılan gibi dolambaçlı, birçok yöne giden ve gereksiz uzatmalarla dolu bir üslupla elde edilemez. Bu filmde böyle olmuş. Onca viraj ve onca laf, seyirciyi avucunun içine almak yerine sanki itiyor. Ve filmin zaten aşırı uzun olan 117 dakikalık süresini daha da uzun gösteriyor. Bende son günlerin en düş kırıklığı yaratan filmi. Görmeseniz de olur.

    Eleştirinin tamamı için: T24
    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top