Hesabım
    Yüzleşme
    Ortalama puan
    3,2
    7 Puanlama
    Yüzleşme hakkında görüşlerin ?

    3 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    2 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Deniz O.
    Deniz O.

    Takipçi 170 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    7 Mart 2020 tarihinde eklendi
    Neyi bastırırsanız karşınıza o çıkar.

    Özellikle Hristiyanlıkta papazların Tanrı’ya yakınlaşmak için münzevi hayata çekilip, basit bir hayat yaşadıklarını izleriz. Bir çoğu bu yolculuğa özümseyerek, Tanrı’yı ve Evren’i anlayarak değil, başkalarından öğrenerek, başkalarını takip ederek yapmaya çalışmaktadır. Paraya, cinselliğe, mevkiye olan istekler bastırılır. Oysa sık sık ortaya çıkan cinsel taciz skandalları bu tip sözüm ona din insanlarının nasıl yanlış bir yolda olduğunu ortaya çıkarır. Diğer iki konu olan para ve itibar için de benzer durumlara rastlanır. Elbette taciz kadar sansasyonel olmayan bu iki konu bazen göz ardı edilir.

    Grâce à Dieu – Yüzleşme isimli yapım, erken yaşlarda bir papaz tarafından taciz edilen erkek çocuklarının günümüzdeki hikayesine dayanıyor. Yıllar boyunca sessiz kalan bu erkekler, daha fazla dayanamayarak seslerini çıkarmaya başlar. Özellikle de tacizci papazın hala görevinde olması onları daha da tetiklemektedir.

    Yazının tamamı blogta: TuvaletKağıdınaNotlar.com
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.882 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    26 Kasım 2020 tarihinde eklendi
    “Grâce à Dieu / By the Grace of God”, senaryosunu da yazan ve istisnasız bütün filmleri arşivimizin demirbaşları arasında yer alan “favori” yönetmenlerimizden François Ozon’un imzasını taşıyan “etkileyici” bir drama…

    Zira kurgusal (fiction) gibi sunulan bu “biyografik” film aracılığı ile Ozon bizlere, 137 dakikalık biraz uzun gibi görünen süresine karşın, beş ana karakter ve etraflarındaki insanların hikâyeleri üzerinden, yıllardır Katolik kilisesinde yaygın olduğu bilinen ve dile getirilen, “pedofili” denilen “psikoseksüel” rahatsızlığı, hızlıca ilerleyen bir tempoda anlatmayı başarıyor…

    Peki, kim bu “beş” ana karakter?

    Küçük yaşta, bir sapığın taciz ve tecavüze maruz kalan:
    • Alexandre Guérin (Melvil Poupaud)
    • François Debord (Denis Ménochet)
    • Emmanuel Thomassin (Swann Arlaud)

    Söz konusu taciz ve tecavüzleri gerçekleştiren sapık:
    • Rahip Bernard Preynat (Bernard Verley)

    Bilmesine rağmen, bu sapığın taciz ve tecavüzlerine sessiz kalan:
    • Lyon bölgesi Başpiskoposu Kardinal Philippe Barbarin (François Marthouret)

    Hikâyenin kendisine geçmeden, bu beş oyuncunun hepsini, özellikle de “epilepsi nöbeti” sahnelerindeki inanılmaz derecedeki etkileyici performansı nedeniyle Swann Arlaud’yu fazlasıyla kutlamak gerekiyor…

    Ozon filmi öylesine gerçekçi bir yapıda çekmiş ki, Arlaud’un yani aslında canlandırdığı Emmanuel’in motosiklet kullandığı sahneleri, yine nöbet geçirerek görünmez bir kazaya kurban gidecek diye, hani neredeyse “yüreğimiz ağzımızda” izledik…

    Gelelim şimdi işin aslına…

    Öncelikle bakmayın siz öyle Ozon’un, 2 Academy ödüllü “Spotlight”ın (2015) çarpıcı bulduğum metodolojisinden esinlenerek “kurguladım” dediği filmin, hiç “iş yapmamış” yahut da sonuç itibarıyla “bir işe yaramamış” gibi görünüyor olmasına…

    Çünkü 24 Haziran 2019 tarihinde pek çok yetkisi elinden alınan Philippe Barbarin, 6 Mart 2020’de de istifa etmek zorunda kalırken, Bernard Preynat’da 16 Mart 2020 tarihinde beş yıl hapis cezasına çarptırılmıştır…

    Yani (her ne kadar vicdanları rahatlatmaya yetmese de) verilen cezalar, tecavüze uğrayan insanlar ve onlara destek veren aile fertlerinin “medeni cesaretleri” ile bizzat bu filmin kendisinin, en azından “batı dünyasında” bir işaret fişeğine dönüştüğünü söyleyebiliriz…

    Muhtemelen bundan böyle; “Vatikan” ve onun itaatkâr müritleri, “dünya” olarak tanımlanan yer kürenin (ve yer aldığı evrenin) en tehlikeli “paraziti” olan insanın, yüz kızartan pedofili vakaları karşısındaki anlamsız korumacılıklarında, (hiç umudumuz yok ama) belki biraz daha temkinli davranacaklardır diye düşünüyoruz…

    Araya “spoiler” ve filmden fotoğraflar da iliştirebilmiş olsaydık, “kesin işin rengi daha da bir belirginleşecekti” vurgusuyla; Arapça kökenli sübyancılık anlamına da gelen pedofilinin, sadece erkek çocuklarını değil kız çocuklarını da hedeflediğini belirttikten sonra, darısı doğu toplumlarındaki benzeri vakalar içinde olsun diyerek yorumumuzu noktalayalım…

    Keyifli seyirler,
    Ozlen T
    Ozlen T

    1 değerlendirme Takip Et!

    4,0
    8 Ağustos 2019 tarihinde eklendi
    Öncelikle filmin ismi çok hatalı çevrilmiş filmin adı " çok şükür" falan gibi birşey olmalıydı bu yanlış çeviri Ozonun yapmak istediği tersköşe vuruşu ortadan kaldırmış. Ozondan beklentim artistik özellikleri dorukta bir filmdi ancak belgesel tadında bir filmle karşılaşınca biraz hayal kırıklığına uğradım. Yakın plan çekimler Emmanuel karakteri haricinde istenen etkiyi vermiyor ve biraz monotonluk yaratıyor .Konunun öznel ve abartısız anlatımı mükemmel bu konu daha zeki biçimde işlenemezdi. Bu tür filmlerin çoğalması gerekiyor. Çocukluk travmalarınn önemli nedenlerinden biri de bu taciz olayı. Yaraya usta yönetmenden ustaca bir dokunuş olmuş. Kesinlikle izlenmeli
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top