Rüzgarla Konuşanlar eleştirileri

Teknik olarak sağlam bir filmdi, her Woo filmi gibi. Yine onun has dokunuşları mevcuttu...Ama içerik olarak, Woo nun Birleşik Devletler Vatandaşlığa geçişine istinaden, sanki Amerika ya bir vefa borcu ödüyormuş, gibi geldi bana film.

Berbat bir Amerikan propagandası...Dedelerini katledilen bir kızılderili,oğluna Amerikan başkanının adını verir..Bu nasıl bir saçmalık.John Woo kendine yazık ediyor.

izleyebildim filmi savaş filmi ne de olsa ma güzel ekrana yansıtılmış nicolas cage başarılıydı :) savaş filmlerini sevenler izlesin derim

ben filmi çok beğendim.2.dünya savaşında gerçekten yaşanmış bir olaydan esinlenmiş.savaş sahneleri çok başarılı insanı sıkmıyor.nicolas cage inin oyunculuğu süper.dublaj da iyi ayrıca filmdeki silahlar,uçaklar,tanklar battlefıeld 1942 oyunun aynısı eğer o oyunu oynuyarsınız filmi daha çok seveceksiniz.9/10

nicolas için seyrettim ve deydi 10/8

Steven Spielberg'ün başyapıtı Saving Privite Ryan'dan sonra Hollywood sinemasında,yönetmenlerde-yapımcılarda savaş filmlerine karşı eğilim daha bi arttı.Hong Kong'dan Hollywood'a transfer edilen aksiyon türünün kendine has,usta ismi John Woo'da nedensiz yere hatta benim anlandıramadığım bir şekilde savaş filmi çekmek istedi.Ve yaptıda.Rüzgarla Konuşanlar filmiyle Nicolo Cage'de Yüzyüze'den sonra yine başrolü verdi.Woo bir kere teknik olarak çok iyi bir filme imza atmış onu söylemeli.Belki Spielberg'ün Er Ryan'ı kadar olmasa bile iyi savaş sahneleri izlettiriyor film.Ama gelgelim Amerikan savaş filmlerinin olmazsa olmaz cesur askerlerle örülü,vatanı için ölümü bile göze alan kahramanlıklarla dolu bir propaganda filmi.Sözde kızılderililer ve Amerikan askerleri aynı cephelerde,beraber Japonlar'a karşı savaşıyorlar ve aralarında bir büyük bir dostluk bağı oluşuyor.İşin doğrusu biz John Woo'nun böyle bir filmi çekmesini hiç mi hiç beklemezdik.Woo sinemasına göre bir film değil çünkü bu.Ama yinede her türlü göz boyama,uydurma taktiklerine rağmen seyredilebilir.Yani bir John Woo filmi olduğu için değil de bir savaş filmi olduğu için izlenmeli.Ancak bu şekilde zevk alabilirsiniz filmden.Aksi takdirde biraz zor gibi görünüyor bu filmin beğenilmesi.Ha elbette Nicolos Cage faktörüde filmi sevmek için iyi bir etken.

Filmde; 2. Dünya Savaşı sırasında A.B.Dnin Navajo kızılderililerinin dilini şifreleme yöntemi olarak kullanması ve savaş sırasında Joe Endersın (Nicolas Cage) Navajo asıllı bir askeri koruması konu edilmiş ... Filmde Navajokızılderili asıllı askerle, ABD askeri ( Joe Enders) arasında arkadaşlık, dostluk bağları kurulmaya çalışılmış ...Film; savaş sahneleri, patlamalar, görsel efektler açısından güzel ... Ancak filmi diğer beğendiğim 2. Dünya Savaşı filmlerine nazaran eksik ve taraflı buldum ...Filmde öncelikle bir duygu, bir ruh, bir amaç, bir mesaj eksikliği vardı ...Filmin senaryosu, konusu daha güzel olabilirdi. Senaryo, konu, kurgu daha genel daha anlamlı olabilirdi. Filmde; savaşın insana, çevreye, doğaya verdiği zararlar, savaşların aslında her iki taraf için yıkım olduğu, savaşlarda kaybedenlerin aslında hepimiz olduğu, savaşların acımasızlığı, savaşların insanı nasıl da vahşi bir canavara dönüştürdüğü gibi konulara değinilebilirdi. Film savaş karşıtı bir tutum sergileyip kendine bir ruh bir duygu katabilirdi, bir mesaj verebilirdi. Filmdeki aksiyon sahneleri; bir duygu, bir ruh, bir amaç, bir mesaj ile bütünleşemeyince bir işe yaramıyor ...Eleştirdiğim diğer bir husus; Filmde ABD propagandası yapılıp, ABD askerlerinden kahraman yaratılmaya çalışılması ... Yönetmen kamerasını hiç Japonya tarafına çevirmiyor. Olaylara Japonya tarafından bakılmıyor. ABD Japonyaya ait olan Saipan adasına çıkarma yapıyor, ABD Saipan adasını işgal ediyor.Dolayısıyla Japon askerlerinin kendilerine ait Saipan adasını korumaya çalışmaları son derece haklı bir savunma ancak filmde buna hiç yer verilmemiş ve bu durum hiç sorgulanmamış.Bu anlamda film haksız bir işgali sorgulamak yerine ABD propandası yapıp, dostluk havasında kahraman yaratmaya çalışmış ...ABD askerleri savaş sırasında hiç - Yahu ne işimiz var bizim bu Saipan adasında, savaşın içinde ... demiyorlar ... Hiç savaşı sorgulamıyorlar ... Aksine hiç sormadan, sorgulamadan üstlerine itaat edip, kahramanlık madalyası alıyorlar. Joe Enders ( Nicolas Cage) savaşta, şifreleme yöntemini bilen ama yaralanan bir Navajo kızılderilisini, düşmanın eline geçmesin diye öldürebiliyor. Ve bu durumu - Üstlerimden böyle emir aldım, yapmak zorundaydım diyerek açıklamaya çalışıyor. Yani askerler insan olmaktan çıkıp adeta robotlaşmış. Sormak yok, sorgulamak yok üstten aldığın emirleri harfiyen yerine getir, yeter ... Hem ABD askerleri hem de Japon askerleri savaşın anlamsızlığını dile getirip, bu yönde mesajlar verip, savaş karşıtı bir tutum sergileyebilirlerdi ...Birdy ve Savaş Tanrısı gibi şaheserlere imza atan Nicolas Cage bu filmde bizleri hayal kırıklığına uğratıyor ...

Bence yatırılan paraya yazık. Tabi herkes kendi beğenisine göre değerlendiri de bir Er Ryan bir Müfreze veya en basitinden Bir Zamanlar Askerdik... filmleri yanında çok feci duran bir film. Bazı savaş sahneleri inanın bizim filmlerimizdsen kopmuş gibi.

İyi beklentilerle izleyip, büyük hayal kırıklığına uğradığım ender filmlerden. Çok kötü...

Gösterime girdiğinde de çoğu kesimin beğenmediği bir film. ben de kısmen katılıyorum. hikayeden tutun da görüntü yönetimine kadar... John Woo kafasına eseni yapıp, sadece kendi zevkleri ve inançları doğrultusunda birşey koymuş ortaya. bu da bizim, filmine mesafeli yaklaşmamıza neden oluyor. yani şu evrenselliği yakalama olayı var ya, heh işte o konuda sınıfta kalmış.Filmin daha en başındam görüntü yönetimi kopardı beni. anlamsızca iki de bir önüne gelene zoom yapıyor. sinir oldum bir kere. sonra şifreci yerli halkın acayip acayip ayinleri. basit düzeyde karakter çatışmaları. çok bildik, buna karşın önemli birşey dediğini zanneder nitelikte replikler falan. izleyenler bilir Christian Slater’ın öldüğü sahneyi. hiç gereği olmayan bi sahne ki en başta böyle bir oyuncuya yakışan bir sahne de değil. sonuçta o adam sıradan biri değil oyunculuk anlamında. tüm bunların yanında beni savaş sahneleri ilgilendirir kardeşim diyorsanız ona pek birşey söylemem, gayet iyi, özellikle de sonlara doğru.(6)

çok daha iyi olabilecek bir filimmiş.ama bu kadarı olmuş aslından 2.dünya savaşı içinde işlenen konu güzel ama görsel efekler filimin iinde bezen çok yapmacık olmuş.genede idare eder derecede bir filim ama tam bir savas filimi beklemeyin.

Nicholas Cage için izlenebilir.Fena film değil.Ama klasik savaş filmlerinden biri olmuş.Sahneler,replikler...herşey klasik

Savaş sinema için başl başına bir malzemedir. Sinemada bu malzemeden defalarca yararlanmıştır bugüne kadar. Sayısız Savaş filmi çekilmiştir bugüne dek. Savaş konusunun sinemaya bu denli uygun olmasıda çok açıktır aslında. Çünkü savaş hayatın en gerçek resmidir. Savaşırsan kazanırsın, savaşmazsan kaybedersin. Hayatla bu denli örtüşen bir konunun sinemada göz ardı edilmeside beklenemezdi zaten. Rüzgarla Konuşanlar savaşın içinde farklı bir yere bakıyor ve bence en etkileyici savaş filmlerinden bir tanesi. Belki bir Er Ryanı Kurtamak değil ama çok tatminkar ve etkileyici bir film.

Genellikle VCD film izlemem sinemayı sinemada izlemeyi tercih edenlerdenimİkincisi savaş filmleri izlemem.Genellikle hep aynı şeymiş gibi gelir bana.Kol bacak kopmasının ani ölümlerin neresi izlenesi anlamıyorum.Harici olarak bu savaş filmi VCDden izledim.Film kenidini zorla da olsa izlettirebiliyor diyebilirim her ne kadar yaw bitse artık diye kendime 5-6 kere söylensem de...Ama film bomboş hiçbişey yok Kesişen Yollar gibi birazcık ırkçılık karşıtlığı biraz her zamankinden Amerikan milliyetçiliği birazcık tedavisi çok zor olan bir askerin azimli çalışması sonucu orduda tekrar asker durumuna gelebilmesi....Yani hep aynı şeyler.Çok sıradan.Bence izlemenize hiç gerek yok.Nicolas Cage de vasat bi oyunculuk sergilemiş zatenAnlamadığım nokta filmin yönetmeni John Woo Face Off ve Broken Arrowdan sonra MI2 ve bu filmiyle düşüşte.Ben bu yönetmenin tutkulu olduğu bazı imgeleri de bu filmde göremedim.Buda Woonun filme imzasını atamamış olmasını düşünmeme neden oldu yani.Sanki tanınmamış sıradan bir yönetmenin elinden çıkmış bir film gibiydi anlayacağınız....Falan FilanTavsiye etmiyorum.Vaktim çok ve savaş filmlerini severim ben diyorsanız o ayrıBol sinemalı günleeer

Ben bu tarz filmler için propaganda yapılmış gibi laflardan hiç hoşlanmasam da özellikle filmin bir yerinde Amerikan askarleri japon köyüne sanki turistik gezi yapmaya gelmiş kişiler gibi giriyor ve çocukları seviyorlar köylülerle ilgileniyorlar falan filan...derken japon askerleri hurraa köye dalıyor hiç insan ayırtermeden sağa sola ateş ediyorlar kendi insanlarını düşünmeden...John Woo’ya diyorum ki:’’Sana yakıştı mı’’Teknik açıdan bakmak gerekirse de savaş filmleri içinde çok fazla başarılı olduğu söylenemez fakat izlenilebilir.10/7