Hesabım
    Separation
    Ortalama puan
    2,7
    3 Puanlama
    Separation hakkında görüşlerin ?

    2 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.896 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    17 Ekim 2023 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, Nick Amadeus ile Josh Braun'un kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da...

    "The Boy" (2016), "Brahms: The Boy II" (2020) ve "Orphan: First Kill" (2022) gibi...

    Yine bu mecrada kapsamlı birer yorumlarını da paylaştığımız William Brent Bell'in oturmakta olduğu "Separation", "hayaletli ev (hounted house)" konseptindeki...

    Her ne kadar biz katılmasak da...

    Kimilerini yeterince tatmin etmeyen bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle...

    Ağırlıklı olarak, görüntü yönetmeni (Karl Walter Lindenlaub) ile set ışıkçılarının becerilerine yaslanılmak suretiyle kapalı tek bir mekanda çekildiği her halinden belli olan; bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

    Tabii...

    Görsel efekt teknolojisi, animasyon ve makyaj uygulaması sanatçılarının becerilerini de ıskalamadan...

    ***

    Evin küçük kızı Jenny Vahn (Violet McGraw) çatı katındaki, bir sehpanın önünde oturmuş; etrafına dizdiği annesinin tasarladığı kukla bebekleriyle birlikte oyun oynar ve odanın tepesindeki, bir kuşun konduğu pencereye doğru...

    Üst üste yığılmış eşyalara basarak tırmanırken...

    ***

    Çalışma masasının başındaki babası Jeffrey "Jeff" Vahn (Rupert Friend)...

    Fazlasıyla samimi olduklarını fark ettiğimiz, dadı Samantha "Sam" Nally (Madeline Brewer) ile...

    Geçmişte kendisini şöhrete kavuşturan, yaratıcısı olduğu çizdiği karakterler üzerine sohbet etmektedir...

    ***

    Hatta bu ikili...

    Jenny...

    Kucağındaki, Scarlett isimli kukla bebeğini yere düşürdüğünde dahi...

    "Bir şey olmuş olsaydı, ağlardı..." diyerek...

    Pek de oralı olmazlar bile...

    ***

    Derken...

    Milyarder babası Paul Rivers'ın (Brian Cox) ofisindeki, o günkü mesaisini tamamlamış olan evin annesi Margareth "Maggie" Vahn'da (Mamie Gummer) çıkıp gelir...

    Kapıdan içeriye girerken de, bırakılan elektrik faturasının üzerindeki "son bildirim" uyarısını fark ederek...

    Bunun nedenini sormak amacıyla kocası Jeff'e seslenir...

    ***

    Aynı esnada...

    Görmek için tepeye kadar tırmandığı, uçarak gitmiş olan bir kuş; yeniden dönerek pencerenin camına çarptığında, dikkati aniden dağılan Jenny...

    Tam düşecekken...

    Önce asılı kaldığı bir tahtaya tutunur...

    Ardından da...

    "Anne..." diye bağırarak zemine çakılıverir...

    ***

    Halbuki dadısı Samantha'ya ücreti, işsiz güçsüz bir biçimde evde pinekleyen Jeff ile vakit geçirmesi için değil de...

    Jenny'e göz kulak olması için ödenmektedir...

    ***

    Sinirlenerek iyice öfkelenen Maggie...

    Kafasından yaralanan kızı Jenny'i kaptığı gibi hastaneye götürüverir...

    Hem de kendileriyle gelmek isteyen Jeff'i de geri çevirerek...

    ***

    Çok geçmez Maggie...

    Babasının da desteğiyle, neredeyse üç yıldır işsiz olan Jeff'e karşı boşanma ve kızları Jenny'nin velayetini alma davalarını açar...

    Ki...

    Bu süre boyunca Maggie, planlandığı kadarıyla Jenny ile beraber babasının malikanesinde yaşayacaktır...

    ***

    Neyse...

    Avukatları ile Maggie'nin babası Paul'ün de hazır bulunduğu görüşmede, Maggie'yi evliliklerini sürdürmeye ikna edemeyen Jeff; yeniden yapayalnız ve züğürt kaldığı evine döndüğünde, eski mutlu günlerine ait video kayıtlarıyla oyalarken bulur kendini...

    ***

    Ertesi gün...

    Kendisini, telefonla arayan avukatı Janet Marion (Linda Powell)...

    Uzun ve pahalı geçecek dava sürecinin, hem kendisine hem de kızına acı verici olacağını söyleyerek...

    Maggie ve babasıyla savaşmamasını önerecektir...

    ***

    Aksi taktirde...

    Kızı dahil her şeyini kaybetmesi kaçınılmaz olacaktır...

    O yüzden de...

    Önüne konulan sözleşmeyi kabul ederek imzalamalıdır...

    ***

    Bu telefon konuşmasının geçtiği Williamsburgh'daki bir kafede...

    Jenny ile beraber Maggie'yi beklemeye koyulan Jeff...

    Üniversite yıllarından arkadaşı olan Connor Gibbons'a (Eric T. Miller) rastlayacak ve artık kendi çizgi roman şirketini kurarak yöneten aynı Conner, kendisini ofisine davet de edecektir...

    ***

    Bu tesadüfi rastlaşma sırasında...

    Jeff'in telefonu yeniden çalacak...

    Ve...

    Kendisini arayan Maggie'nin buluşmak için adresini verdiği mekanın, şu an içinde olduğu Williamsbugh'daki kafe yerine Dumbo'daki Golden Gring olduğu anlaşılacaktır...

    ***

    Konuşarak yürümesini sürdüren Maggie, kızı Jenny'nin velayetini de almasının ardından; New York'tan ayrılarak, babasının şirketini denetleyeceği Seattle'a taşınarak...

    Kendisinden...

    Büsbütün uzaklaşmaktan söz etmekte ve Jeff'e yönelik olarak başka tehditler de savurmaktadır...

    ***

    Çünkü...

    Maggie'ye göre Jenny, yalnızca kendisinindir...

    ***

    İşte...

    Jeff ile Maggie arasında geçen, bu oldukça sert görüşme sırasında...

    Elindeki, kulağına dayadığı telefonla yolun karşısına geçmekte olan Maggie...

    O an için...

    "Polisin kimliğini tespit edemediği", bir aracın altında kalarak hayatını kaybeder...

    ***

    Böylelikle de filmin, "Giriş" kısmı tamamlanmış olur...

    ***

    Sıra "Gelişmeler" dedir ve o da...

    Kayınpederi Paul'ün de hazır bulunduğu, Jeff'in evde verdiği cenaze anması partisinde...

    Jeff'in bizzat kendisinin çizmiş olduğu...

    Maggie, Jenny ve kendisinin beraber oldukları bir yağlı boya tablonun üzerine; önündeki mumlardan birisi tesadüfen devrilecek ve sadece Jeff'in suratının bulunduğu yer, yanarak mahvolacaktır...

    ***

    Sonrasında da...

    Karabasanlarla dolu bir gece geçiren Jeff...

    Kızıyla kahvaltı yapma hazırlığındayken, kapısına dayanan Paul; Maggie'nin yarım bıraktığı, Jenny'nin velayetini Jeff'ten almakta karalı görünmekte...

    Ve...

    Bunu da, yetmiş iki saat içinde halledebileceğini iddia etmektedir...

    ***

    Yani...

    Maggie'nin ölmüş olması da...

    Jeff'in Jenny'e dair kabuslarını bitirememiştir henüz...

    ***

    Bütün bu olumsuzlukların karşısında...

    Elbette Jeff'in ilk etapta, para kazanabileceği bir iş bulması gerekecek ve bunun için de; eski dostu Connor ile, kendisini yeniden keşfedecek olan onun ortağı Alan Ross'un (Simon Quarterman) ziyaretine gidecektir...

    ***

    Ama...

    Her şey gerçekten de bu kadar kolay ve basitçe bir biçimde çözülüyor gibi olsa da...

    Jeff'in rüyalarına girmekte olan tıpatıp benzer yapıdaki karabasanlar, şimdi de Jenny'e musallat olmuşlar ve odasında tek başına kalamayan Jenny artık...

    Babasının yatağında uyumak mecburiyetinde kalmıştır...

    ***

    Bunu da...

    Jeff ile Jenny'nin, birbirlerinden habersiz olarak karalamış oldukları, "karanlıktan fırlayarak gelen" çizgi karakterlerin aynılığından anlıyoruz...

    ***

    Ancak...

    Böylesi bir gidişatın, çok daha uzunca bir süre devam ettirilemeyeceğini bilen Jeff...

    Jenny'nin odasına, sürekli kayıt halindeki bir kamera düzeneği de yerleştiriverir...

    Dakika 37...

    ***

    Kategorinin hayranlarını, kısmen tatmin edebileceğini düşündüğümüz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; bilhassa da Maggie'nin ölümüne sebep olan otomobil sürücüsünün de belirleneceği, beklenmedik öteki ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran 70 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    CEYHUN GÖNCÜOĞLU
    CEYHUN GÖNCÜOĞLU

    1 değerlendirme Takip Et!

    1,0
    20 Eylül 2023 tarihinde eklendi
    Yorum yazmaya zaman ayırmak korku türüne hakaret oldu. Ama gerçek seçim yapmanız için bunu yapmamız gerekiyordu.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top