Hesabım
    The Perfect Find
    Ortalama puan
    3,0
    2 Puanlama
    The Perfect Find hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.895 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    25 Kasım 2023 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, Tia Williams'ın aynı isimli romanından (2016) uyarlayarak Leigh Davenport'un kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da Numa Perrier'nin oturmakta olduğu "The Perfect Find"; komedi unsurlarla bezenilmiş, romantik bir drama olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, 14 Haziran 2023 tarihindeki dünya prömiyeri; Tribeca Festivali'nde yapılmış ve kendine, Netflix platformunda yer bulabilme "başarısını" da göstermiş olan...

    Bu bağımsız (indie) Amerikan filmine, biraz daha yakından bakalım...

    ***

    "Başarı" demişken de, merak edenler için...

    Filmin kendisinin değerlendirilmesine geçmeden önce...

    Yeri gelmişken, hemen belirtmiş olalım ki...


    Özellikle de Covid 19 pandemisinin ardından...

    Elbette internet ve diğer çağdaş teknolojik olanaklar sayesinde...


    Büyük sinema ustası George A. Romero'nun, "Dawn of the Dead" (1978) filminde; son derece şahane bir şekilde karikatürize ederek "tiye" aldığı bir biçimde...

    AVM'lerde, dükkan dükkan dolaşıp alışveriş yapmak gibi...


    Bize, ister katılın isterseniz de katılmayın...


    Ellerdeki patlamış mısır torbalarıyla, sinema salonlarına doluşup film izlemek de; günümüzde büsbütün, 20. yüzyılda kalmış...

    Ve hatta...

    "Antika" olarak da nitelendirebileceğimiz, eski bir alışkanlığa dönüşmüş durumdadır...

    Diyerek başlayalım...

    ***

    Çalışmakta olduğu moda dergisi Dujour'dan kovulmasının yanı sıra 10 yıldır birlikte olduğu, Brain Stein (D.B. Woodside) tarafından da terk edilmiş olan kırk yaşındaki Jenna Jones (Gabrielle Union); ebeveynleriyle birlikte yaşayıp...

    Bütün gün yiyip içerek ve kendine acıyarak, yatak odasında pineklemektedir...

    ***

    Bu duruma...

    Yaklaşık bir yıldır katlanmakta olan annesi Monica (Janet Hubert)...

    Nihayet kızını, yeniden New York'a dönerek...

    İş bulmaya ikna eder...

    ***

    Böyle olunca da...

    Önce kendine, New York şehir merkezinde bir ev tutan Jenna...


    Ardından da...

    Kurucu CEO'su Darcy Hale (Gina Torres) ile iş görüşmesi yapacağı, moda dergisi Darzine'nin yolunu tutar...

    ***

    Vardığında kendisini...

    Darcy'nin resepsiyondaki asistanları, Terry (Erica Jaye Green) ile Jinx (Lina Green) karşılar...

    ***

    Oldukça soğuk geçen iş görüşmesi esnasında Darcy'nin, bırak moda dünyasındaki iş ilişkilerini...

    Sırf, sevgilisi Darnell ile yatmış olması nedeniyle dahi...

    Jenna'dan, zerre kadar hazzetmediğini anlıyoruz...

    ***

    O yüzden de...

    Jenna'nın, kendini küçük düşürürcesine...

    "Lütfen, senin için çalışabilir miyim?" sorusunu yöneltmesini bekleyen Darcy...

    ***

    Bu soruyu duyar duymaz da...

    Anlamlı bir fark yaratması için kendisine, 90 günlük bir deneme süresi verdiği Jenna'yı işe alır...

    ***

    Aynı günün akşamı...

    Darzine'de, Kreatif Direktör olarak işe kabul edilişini kutlamak amacıyla Jenna...

    Sürekli birlikte takıldığı Elodie (La La Anthony) ve Billie (Aisha Hinds) ile beraber, New York gecelerinin yaşandığı lüks barlardan birine aktığında; kendisine, ziyadesiyle ilgi gösterecek...

    Ve...

    Hatta, sarılarak dudaklarından öpecek kadar ileri gidecek olan...

    Adını dahi bilmediği, genç bir delikanlıyla karşılaşır...

    ***

    Ama...

    Bu işi, daha da uzatmak istemeyen Jenna...

    Arkadaşlarını da yanına almak suretiyle, mekanı terk eder...

    ***

    Ertesi sabah...

    Darzine'deki ilk mesai gününde, patronu Darcy Jenna'yı; derginin kameramanı, Eric (Keith Powers) ile tanıştıracaktır...

    ***

    Olayın tuhaf tarafı...

    Söz konusu bu Eric, Darcy'nin oğlu olmasının yanı sıra; bir gece önce...

    Barda Jenna'ya sarkarak öpen delikanlının, bizzat kendisi olmasın mı...

    ***

    Şimdi...

    Jenna ile Eric, Darcy'nin deyimiyle...

    Derginin aboneleri için...

    Özgün, küstah ve seçkin içerikler üretmek gayesiyle, birlikte çalışacaklardır...

    ***

    Neyse...

    O gece yaşadıklarını, iş yerindeki çalışanlara duyurmama hususunda...

    Ortak bir karar almış olan Jenna ile Eric ilk ziyaretlerini; sosyal medyada hiçbir hesabı bulunmayan, tasarımcı Greta Blumen'e (TS Madison) yaparlar...

    Fakat...

    Tavuskuşu, Taraji P. Henson ölmüş olduğu için; fazlasıyla üzgün olan Greta ile yaptıkları mülakat, başarısızlıkla sonuçlanır...

    ***

    Daha da doğrusu...

    Artık bitik bir efsaneden ibaret olan Greta ile görüşme fikri Jenna'dan çıktığı ve Eric'i de yanında, kameraman olarak götürdüğü için; bu başarısızlığın sorumluluğu da, doğal olarak sadece Jenna'ya aittir...

    ***

    Ki...

    İşte bu sebeple de Eric Jenna'dan; iş birliği içinde çalışmalarına, izin vermesini ister...


    Yani...

    Daha da açık bir ifadeyle...

    Bundan sonraki projelerde, kendisinin görüşünün alınmasını da talep etmektedir Eric...

    ***

    Derken...

    1930'lu yılların Hollywood'un da, "Siyah Garbo" namıyla tanınan Nina Mae'ye hayranlık hususunda; her açıdan sinemada yüksek lisansı bulunan Eric ile hem fikir olan Jenna...

    Onu ve yanında getireceği, birbirleriyle sevgili olan dostları Tim (Sterling Brim) ile Carlita'yı (Shayna McHayle)...

    Evinde vereceği partiye davet eder...

    ***

    Zira...

    Elodie ve Billie'nin kendisine ayarladıkları, ellili yaşlarındaki bar sahibi Jimmy (Godfrey) ile; hem kendisi tanışacak, hem de Eric'i tanıştıracaktır...

    ***

    Ancak...

    Bu Jimmy'nin, nezaketten anlamayan ve kendisine rakip erkeklerin karşısında; yumruklarına güvenen, kaba saba sokak hergelelerinden hiç de farklı olmaması yüzünden...

    Jenna'nın tercihi de olamayacaktır...

    Dakika 39..

    ***

    Eric'in, kendisine olan bağlılık ve sevgisine rağmen; işini ve dolayısıyla da, New York'taki konforunu yitirmekten korkan Jenna'nın...

    Aralarındaki ilişkiyi, saklama çabasına ilaveten...


    Kendini beğenmiş, baskın narsistik kişiliğiyle...

    Gözlerini, kendilerinden ayırmadığı...

    Jenna ve Eric'in, her ikisi üzerinde de...

    Tahakküm kuran Darcy'nin...


    Damgalarını vuracakları filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; isimlerini sıraladığımız, bu üç ana karakteri de şaşırtacak seviyedeki sürprizleri...

    Bünyesinde barındıran, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top