Hesabım
    The Menu
    Ortalama puan
    3,4
    34 Puanlama
    The Menu hakkında görüşlerin ?

    4 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    2 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    2 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Aamir Khan
    Aamir Khan

    Takipçi 427 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    18 Haziran 2023 tarihinde eklendi
    Filmi beğendim insanların doyumsuzluğu yüzünden artık görmesi gereken takdiri göremeyen mutsuz bir şefin sanatını son kez ve en çarpıcı şekilde icra etmesini izliyoruz. Hayal kırıklığı, vazgeçiş, ve değerinin bilinmemesi... Çok iyi işlenmiş. Şef o kadar mükemmel ki ona layık müşterilerinin olamayacağını anladığı vakit sanatına son vermeyi planlıyor ve enteresan kısmı buna ekibinide inandırıyor.
    Margot'ın şefin gençken sokakta hamburger satarken ki mutluluğunu nokta atışı ile kendi lehine çevirmesi efsane bi dokunuştu. Filmdeki hiç bir şey fiyatı 9.95 olan hamburger yenilirken şefin duyduğu hazzın yerini tutamaz. Oysa şefin tek istediği buydu memnuniiyet....
    Film gayet güzeldi izlenir.
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.898 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    5 Ocak 2023 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, Will Tracy'nin Norveç'teki balayında Cornelius Sjømatrestaurant'da yediği yemekten esinlenerek ürettiği kendi hikayesinden uyarlayarak Seth Reiss ile birlikte yazdığı ve Mark Mylod'un da yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "The Menu"; kültürel birikimin zerresinden dahi nasiplenmemiş "sonradan görme" insanların, maddi zenginlik sayesinde elde edebilecekleri varsayılan ayrıcalıklı statünün sebep olduğu "edilgen vasatlık ve görgüsüzlük hali" ile ezberletilmiş inançlarının, "kara mizah (dark comedy)" çerçevede resmedilerek kurgulandığı, gerilim dozu yüksek bir drama olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, 30 milyon dolarlık bir bütçeyle ABD Georgia'daki Jekyll Adaları'nda çekilerek; dünya prömiyeri 10 Eylül 2022 tarihinde Toronto Uluslararası Film Festivali'nde (TIFF) yapılan ve tam anlamıyla bir hayal kırıklığı olarak nitelendirilebilecek, brüt 73.5 milyon dolarlık bir hasılat rakamına takılıp kalmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Julian Slowik'in (Ralph Fiennes) züppe hayranlarından Tyler Ledford (Nicholas Hoult), aniden işinin çıkması nedeniyle gelemeyen Bayan Westervelt'in yerine; kişi başı ücreti 1.250 dolar olan Hawthorne adasındaki akşam yemeğine, müşterisi olduğu eskort kızlardan Margot Mills'i (Anya Taylor-Joy) götürmektedir...

    İkramların başlayacağı, özel bir tekneyle gidilecek olan Şef Slowik'in, on iki müşteri kapasiteli restoranının diğer varlıklı konukları; Slowik'i bizzat keşfeden yemek eleştirmeni Lillian Bloom (Janet McTeer), Lillian'ın editörü Ted (Paul Adelstein), Hawthorne'un müdavimi olan müşterilerinden iş insanı Richard Liebbrandt (Reed Birney) ve eşi Anne Liebbrandt (Judith Light), ünlü aktör George Díaz (John Leguizamo) ve onun özel asistanı Felicity Lynn (Aimee Carrero) ile Soren (Arturo Castro), Dave (Mark St. Cyr) ve Bryce'tan (Rob Yang) oluşan yeni nesil üç genç girişimci ortaktır...

    Elbette adada her daim, hazır ve nazır bir biçimde bulunan Slowik'in alkolik annesi Linda Slowik'i (Rebecca Koon) hiç saymıyoruz bile...

    ***

    Vardıklarında kendilerini; elindeki rezervasyon listesiyle, Slowik'in sağ kolu Elsa (Hong Chau) karşılar ve ardından da konuklarına adada bir genel tanıtım turu attırır...

    Ancak Julian Slowik'in yaşadığı, kulübeyi andıran özel ahşap mekana uğranılmaz...

    Ki, çalışanların hiçbirinin de; oraya girme izni bulunmamaktadır zaten...

    ***

    Neyse...

    Topluca, yemeklerin yenileceği restoran bölümüne geçilir ve konuklar; kendilerine ayrılmış masalara oturdukları esnada da, Julia Slowik arzı endam eyler...

    Bunun anlamı da, artık yemek servisinin başlayacağıdır...

    ***

    - Amuse Bouche / Tadımlıklar -

    Aynı anda, konukların tümüne birden sunulan tadımlıklar; sıkıştırılmış kelek turşusu, kar kreması ve pürmüzle yakılmış danteldir...

    ***

    Masalarda yemekler yenilirken, doğal olarak ilginç sohbetlerde yapılmaktadır...

    Örneğin Sony'de çalışmaya başlayacak olan Felicity, kız arkadaşı da olduğu patronu George Díaz'e veda ederek; iş telefonu ve şirket kredi kartı ile Los Angeles, New York ve karısının varlığından haberdar olmadığı evlerinin anahtarlarını teslim etmektedir...

    ***

    - İlk Kurs -

    Adet olduğu üzere...

    Konuklarına "İyi akşamlar" dileyen Şef Slowik, konuşmasına başlar:

    "Hawthorne'a hoş geldiniz... Ben Julian Slowik... Bu akşam sizleri beslemek, benim için bir onur... Önümüzdeki birkaç saat içinde midenize yağ, tuz, şeker, protein, bakteri, mantar, çeşitli bitki, hayvan ve hatta bazen topyekûn ekosistemler girecek... Ama sizlerden tek bir ricam var... Ufacık bir rica... Yemeyin... Tadını alın... Kokusunu hissedin... Keyfini çıkartın... Lokma deyip geçmeyin, damağınıza odaklanın... Anın içinde olun... Ancak yemeyin... Menümüz yenerek ziyan edilmemeli... Etrafınıza bakın... Hep beraber bu adadayız... Kabullenin... Her şeyi kabullenin... Ve... Bağışlayın...

    Bunu da dedikten sonra yemek gelsin!

    İlk yemeğimizin adı, "Ada..." Tabağınızda, ada da yetişen sebzelerle sahilden topladığımız taşlar var... Filtrelediğimiz donmuş deniz suyu, eridikçe yemeğinize tat katacaktır...

    Bu yemekle ilgili bilmeniz gereken şey şu:

    Adadaki insanlar olarak bizler önemli değiliz... Ada ve sunduğu gıdalar, biz onları toplamasak da, işlemesek de, sindirmesek de; en mükemmel şekilde var olmaya devam edecekler... Bu salonda yaşananlar; dışarıda, doğada, toprakta, suda, havada yaşananlarla kıyaslandığında, anlamsız... Bizler ürkek birer nanosaniyeyiz... Doğa ise ebedi... Tadını çıkartın..."

    ***

    Nedenini bir türlü anlayamayan Margot bu konuşmayı anlamsız bulurken, duygulanan Tyler'ın gözlerinden yaşlar gelmiş; üstelik Şef'in konuşması sırasında, istemeden de olsa deniztaraklarından bahisle sözünü kestiği için canı fazlasıyla sıkılmıştır...

    Çünkü böylelikle Tyler, kızdırdığı Slowik'in kendisini sevmeyeceğini düşünmektedir...

    Halbuki Margot'a göre, Slowik'in Tyler'ı sevip sevmemesinin; 1.250 dolar ödeyebilen bir müşteri olarak kalabildiği sürece hiçbir manası yoktur...

    ***

    Bir garsonun (Peter Grosz), şarap ikramına başladığı bir ortamda...

    Yemek eleştirmeni Lillian'a gelince...

    Editörüne ifade ettiği gibi sıradan ve sunumu da biraz abartılı fakat yiyecekleri okyanussal bulmuştur...

    Yani bir anlamda, okyanusu yemektedirler...

    Diğer masalarda da...

    Benzeri tarzda, gizli kalmış sırların ortalığa saçılmakta olduğu samimi sohbetlere devam edilmektedir...

    ***

    - İkinci Kurs -

    Şef Slowik, önceden hazırlanmış konuşması için yine sahnededir:

    "Ekmek, 12 bin yıldır farklı biçimlerde tükettiğimiz bir besin kaynağı, özellikle de yoksullar için... Un ve su... Daha basit ne olabilir? Günümüzde bile tahıl üretimi, tarım faaliyetlerinin %65'ini oluşturuyor... Meyve ve sebze üretimi, sadece %6 oranında... Antik Yunan'da köylüler; kahvaltıda bayat ekmeklerini, şaraba banarmış... Ya İsa Peygamber? Bize ekmeğimiz için dua etmeyi öğretmedi mi? Ezelden beri ekmek, 'sıradan insanın' gıdası olmuştur... Ama siz değerli konuklarım, sizler 'sıradan insanlar' değilsiniz...

    O yüzden bu akşam, size ekmek yok..." der...

    Ve...

    İştah açıcılarla dolu ekmeksiz ekmek tabakları masalara dağıtılıverir...

    Öyle ki...

    Konukların tamamı, neredeyse şoktadır...

    Dakika 24...

    "Toplumsal/sınıfsal analizin" giderek sertleşeceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; sonunun nereye varacağını tahmin edemeyecekleri, ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran 83 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    Veysi Demirtaş
    Veysi Demirtaş

    2 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    29 Ocak 2023 tarihinde eklendi
    ne saçma bi film. bende çekeyim bitane. bi lokantada müdür içeri aldığı herkesi doğrayan bi mutfak. . geleni gideni öldürsünler .hadi lokanta müdürü manyak deli piskopat. yav 15-20 kişi kendilerininde ölecegini bilerek neden bu manyağa yardım eder? en sonda hepsi ölsün.. adam kimdir bunu niye yapıyor amacı ney.ona uyan 2, tane mal o manyağı nasıl dinler canları pahasına ona yardım eder? . hiçbi amacı olmayan saçma sapan bi film.
    orhan yıldırım
    orhan yıldırım

    4 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    1 Şubat 2023 tarihinde eklendi
    İnanılmaz saçma geldi böyle bir restaurantda bir dakika bile kalmam ama insanlar onca olaya rağmen fazla tepki vermemesi çok ilginç ,vakit kaybı
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top