Hesabım
    Hatırlanmayan
    Ortalama puan
    3,1
    1 Puanlama
    Hatırlanmayan hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.893 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    14 Şubat 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosu Andrea Gibb tarafından, Türkçe ’ye de “Hatırlanmayan” olarak çevrilmiş olan Emma Healey’in aynı isimli romanından (2014) uyarlanarak yazılmış olan “Elizabeth Is Missing”, yönetmen koltuğunda Aisling Walsh’un oturduğu bir TV filmi…

    Yalnız yukarıdaki cümlede kullandığımız şu, “TV filmi” kısmı lütfen kimseyi yanıltıp yanlış yönlendirmesin…

    Zira emin olun “Elizabeth Is Missing”, zaten hızla ilerlemekte olan “demans”ı nedeniyle, kimi zaman torunu Katy’i (Nell Williams) dahi tanımakta zorlanan Maud Horsham’ın (Glenda Jackson) hastalıkla mücadelesinin yanı sıra içerdiği “iki” ayrı gizem dolu kayıp olayı sayesinde sizi, kesin ekran başına kilitleyecek…

    Neler mi, bu kayıp olayları?

    Hemen söyleyelim:

    70 yıl önce Maud’un birdenbire sırra kadem basmış olan ablası Susan "Sukey" Jefford’un (Sophie Rundle) ardından şimdi de yakın dostu Elizabeth Markham (Maggie Steed) hiç haber vermeden kayıplara karışmıştır…

    Hâlbuki Maud’un elindeki not da yazıldığına göre Maud ile Elizabeth, o gün tam saat 10.00’da Sally Army’nin butiğinde buluşmayı kararlaştırmışlardır…

    Ama Sukey gibi Elizabeth’de yoktur ortalıkta…

    Ve inanabiliyor musunuz; yapacaklarını unutmamak için küçük kâğıt parçacıkları ve post – it’lere notlar yazan, üstelik kızı Helen (Helen Behan) ile devamlı müşterisi olduğu marketin kasiyeri Rafid’in (Nabs Aziz) uyarılarına rağmen şeftali dilimi konservesi almaya devam eden 80’li yaşlarındaki Maud, bu vakaların çözülmesine yardımcı olacaktır…

    Endişe etmeyin, yaslanın arkanıza ve filmi izlemeye devam edin…

    Yani siz kendinizi, Aisling Walsh’un “işi bilen” emin ellerine bırakın ve bu “şahane” kurgunun tadını çıkartın…

    İsterseniz buraya kadar gelmişken kısaca, filmdeki diğer karakterleri de tanıyalım…

    Özellikle de Maud’un bölük pörçük anılarından fırlayarak konuya dâhil olan Sukey’in çevresindeki isimleri…

    Elbette en başta anne Bayan Palmer (Michelle Duncan) ve baba Bay Palmer (John-Paul Hurley) ile tanışıyoruz…

    Fakat asıl önemli simalar ve (Maud’un düşüncesine göre) Sukey’in kayboluşunun ardındaki “olağan şüpheliler” ise, başta Palmer ailesinin evinde kiracı olarak kalmakta olan dans ve müzik sever Douglas “Dough” (Neil Pendleton) ile Maud’un her gördüğünde “öcüymüşçesine” irkildiği şemsiyeli kadındır (Cara Kelly)…

    Sakın o kara kargayı da atlamayın…

    Tabii o günlerden Maud’un aklında kalan, Sukey’in kocası Frank Jefford’da (Mark Stanley) vardır listede…

    Bütün bu isimler, bir türlü anlamlandıramadığı bölük pörçük flashbackler halinde Maud’un zihninde, devamlı olarak resmigeçit yapmakta ancak bu oldukça karmaşık “puzzle”ın parçalarını bir türlü yerli yerine oturtamamaktadır…

    Unutmadan, Maud’un evindeki yardımcısı Carla (Linda Hargreaves) ve Almanya’da yaşayan kendi oğlu Tom (Sam Hazeldine) ile Elizabeth’in oğlu Peter’da (Stuart McQuarrie), birkaç sahnede ufaktan bir el sallıyorlar bize…

    Peki, bitti mi?

    Olur, mu hiç…

    Glenda Jackson’ın olağanüstü bir performans sergileyerek “En İyi Kadın Oyuncu” kategorisindeki BAFTA TV Ödülünü de kazandığı filmin hikâyesinin bundan sonrasını ve gizemlere dair çözümü, her zamanki gibi yine sizlere bırakıyoruz…

    Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…

    Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere puan olarak 4 verdiğimiz bu “arşivlik” film için önerimiz de, olumsuz yorum ve düşük puanlara aldırmadan, “muhakkak bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

    Keyifli seyirler,

    Son bir not:
    Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 5 Ekim 2020 günü saat 00.20’de yazılarak paylaşılmıştır...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top