Hesabım
    Yarına Tek Bilet
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Yarına Tek Bilet

    Bir yataklı vagon, iki yabancı..

    Yazar: Hande Kara

    Netflix Türkiye’nin Mart ayında yaptığı lansmanda tanıştığımız  yapımlardan biriydi Yarına Tek Bilet. Yönetmenin Ozan Açıktan olduğunu öğrendiğimde heyecanlanmıştım, çünkü Açıktan hem bağımsız hem de ana akım sinemaya işler üreten, reklam kökenli bir yönetmen. Netflix’in orijinal yapımlarından Atiye’de de imzası bulunan Ozan Açıktan, komedi filmlerinin ardından çektiği Silsile ile İstanbul ve Adana Film Festivali’nde yarışmış, sonra yine komediye dönerek Aile Arasında’yı çekmiş ve eli yüzü düzgün komedi ihtiyacımızı karşılamış bir isim. Hal böyle olunca, beklentilerimiz az çok şekillenmişti. Yarına Tek Bilet, iki oyunculu, geveze, kendi halinde bir yol filmi olacaktı ki, nitekim öyle oldu.

    İsveç yapımı Hur man stoppar ett bröllop (How Stop a Wedding) isimli filmden uyarlanan, Ozan Açıktan ve Silsile’de de beraber çalıştıkları Faruk Özerten’in imzasını taşıyan bir senaryo ile karşımıza çıkan Yarına Tek Bilet, bağımsız bir yol filmi. Filmin ilk bakışta Before Sunrise benzeri bir etki bırakacağı düşünülse de, fazlaca tesadüfe dayanan senaryosu ve diyalogların havada kalmasıyla, bu düşünceden çok çabuk vazgeçiliyor. 

    Birbirine yabancı genç bir kadın ile erkek, Ankara’dan İzmir’e hareket eden Mavi Tren’de, aynı yataklı kabinde yolculuk etmek zorunda kalıyorlar. Yaklaşık 14 saat sürecek bu yolculuk boyunca, birbirlerini tanımaya başlayan bu iki insanın, ilerleyen saatlerde keşfettikleri ortak noktalar, onların trenden başka insanlar olarak inmelerini sağlayabilir, tabi birbirlerine tahammül edebilirlerse.. 

    Leyla ve Ali'nin, birbirlerini gördükleri ilk andan itibaren, yaratılmaya çalışılan çatışma, ezbere diyalogların da etkisiyle maalesef yapay kalıyor. Böyle anlarda müziğe sarılıyor hikaye.. Ozan Açıktan'ın diğer film ve dizilerinde olduğu gibi müzik kullanımı genel olarak başarılı, ancak şarkı seçimleri konusunda çok emin değilim. Sadece Ercan Saatçi'nin çok sevdiğim şarkısı "Sayenizde" aklımda kalmış mesela. Zira filmin en beğendiğim bölümü de, o şarkı ile biten 6. bölüm.

    Yarına Tek Bilet’in iki başrolü (filmde zaten neredeyse başka oyuncu yok) Metin Akdülger ve Dilan Çiçek Deniz, karakterleri için uygun fiziki özelliklere sahip olsalar da, birbirleri ile çok da uyumlu görünmüyorlar. Belki verilmek istenen mesaj budur, o yüzden bir şey diyemiyorum. Açıktan'ın Atiye'de de beraber çalıştıkları Metin Akdülger'in oyunculuğunu beğenirim, ancak bu filmde kendini göstermesi için çok da şansı olmamış, partneriyle dar alanda kısa paslaşmalar dışında.

    Orijinal filmde olduğu gibi bölümlere ayrılan Yarına Tek Bilet, hikayesindeki mantıksal boşluklar olmasa ve daha altı dolu diyaloglarla bezense, son dönemin başarılı yerli filmlerinden biri olarak sayılabilirdi. Oldukça geveze olan ve aslında sadece bu özelliği ile bile öne çıkmayı hak eden Yarına Tek Bilet, bu haliyle de Netflix'in genç izleyicisini tatmin edecek ve oyuncularının da etkisiyle yayınlandığı ilk gün Top 10 listesine girecektir. Umarım Netflix, özellikle İspanyol yapımı filmlerde karşımıza çıktığı gibi, Türk yapımlarında da böyle, küçük hikayeler çekmeye ve izleyici ile buluşturmaya devam eder. 

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    • Zaza
      Cok kotu bir film. Netflix original diye yayinlanmasi ayri bir rezalet. Netflix Turkiye masasi yuzdelik almis filmden kesin. Bu tarz filmleri turk filmi diye yayinlayip, filmelerin kalitesini dusuruyorsunuz. Hayatimda izledigim en gereksiz film. Zaman kaybi gercekten.
    • Sevil T
      Metin Akdülger'in oyunculuğundan etkilendiğim ve Dilan Çiçek Deniz'in doğallığını sevdiğim doğrudur. Fime ne katacaklarını ve nasıl uyumlanacaklarını merak ederek açtım Yarına Tek Bilet'i. Normalde bu tür filmleri izlerken detaycı davranmam, fonda duyar gibi izlerim. Ama bu, bambaşka bir film olmuş. İzlerken gözlerimi ekrandan bir an bile ayıramadım. Mekan ve kişi tenhalığına rağmen film beni için çektikçe çekti. Karakterlerin doğallığı, birbirlerini tamamlayan kışkırtıcı replikler ve özenle kurulmuş cümleler, bir tren kompartımanını kocaman bir sokağa çeviren çekim teknikleri, güzel müzikler, gülümseten ayrıntılar, içinde şiir geçen sahneler, beni filmin içinde çevirdi durdu. Beğendim gerçekten, kaliteli bir yol filmi olmuş. Filmle ilgili birkaç bilgiye de eriştim, üzerinde 5 yıl düşünülmüş ve noktası virgülüne tüm metne sadık kalınmış. İzlerken en az 20-30 kez Yok canım, burası doğaçlamadır, yoksa bu kadar doğal oynanamaz demiştim. Yönetmen ve oyuncuların birbirlerini çok iyi anladıklarını ve hazmettiklerini düşünüyorum. Mükemmel uyumlanmışlar, ortaya sahici ve sıcacık bir yol hikayesi çıkmış.
    Back to Top