Kahire’nin Mor Gülü eleştirileri

Woody Allen ve Kahire? nin Mor Gülü?Bir Woody Allen ve sinema harikası daha. Bu filmde Woody Allen oyunculuk hariç tüm yeteneklerini sergilemiş döktürmüş adeta. Herhangi bir rolde oynasaydı film bence daha çılgın olabilirdi ama ona göre bir rol yok gibiydi ne yazık ki. Ama filmdeki oyuncularda ellerinden geleni yapıp enfes bir seyirlik çıkarmışlar ortaya. Özellikle Rosemary's Baby filmindeki müthiş performansından tanıdığımız Mia Farrow ölçülü oyunculuğuyla filme ayrı bir tat katmış. Farrow zaten Woody nin en sevdiği ve en çok çalıştığı iki oyuncudan biridir Diane Keaton la birlikte. Woody Allen birçok önemli filminde Mia farrow a başrol vererek yeteneklerini sergilemesinde ve kariyer yapmasında önemli bir rol oynamıştır.Yaratıcı ve farklı bir bakış açısına sahip yönetmen, senarist ve oyuncu Woody Allen hemen hemen bütün filmlerinde yaptığı gibi yine şaşırtmaya ve zaman zaman da güldürmeye devam ediyor güldürürken de düşündürmeyi ihmal etmiyor. Fantastik açıdan Woody Allen bana göre bu filmle çığır açmayı başarmıştır. Öyle ki filmdeki akıl ve mantık devasa bir güzellik ve anlamlılıkla bütünleşerek şahesere dönüşmüştür. Filmin süresi 80 dakika ama bir 80 dakika daha sıkılmadan büyük bir zevkle izlerdim. Film biterken üzüldüm biraz daha uzun olabilirdi tadı damağımda kaldı. Woody Allen filmlerinin genel özelliklerinden biride sürelerinin kısa olması ama az zamanda çok şey anlatmasıdır. Woody nin fantastik dehası, yaratıcı ve çok zeki oluşu, orijinal senaryolara imza atmasının nedenidir bence ve akılda kalıcı, enfes filmlerin sahibi bu büyük sanatçıya defalarca teşekkür ediyorum bu ve bunun gibi birçok önemli eseri bizlere hediye ettiği için çok yaşa Woody ? Woody Allen bu filmi kariyerinin en başarılı ve en sevdiği filmi olarak nitelemiştir ve bu film en güvendiği, en sevdiği filmidir. Bana göre de düşündüğü şey doğru olabilir ama henüz Woody nin bütün filmlerini izlemedim bu yüzden bu filmin bana göre de Woody nin en güvendiği filmi gerçeğini kabullenmemem için yeterli bir sebep olabilir diğer filmlerini de izledikten sonra buna karar verebilirim. Sleeper başta olmak üzere Woody nin eski ve muhteşem filmlerini henüz izlemedim çünkü? Son olarak (Woody Allen i anlamak)?Her ne kadar bazı kesimler tarafından filmleri elit (veya okumuş) kesime hitap ettiği düşünülüyor ise bence onun filmlerini anlamak için illaki elit (okumuş) kesimden olmak gerekmiyor. Onun filmlerini sevmeniz ve anlamanız için Woody Allen i anlamanız lazım. Öncelikli şart bana göre onun dünyasına girmeye çalışmak ve onun sistemini, anlayışını, sinema felsefesini anlamaktır gerisi zaten çok kolay olacaktır bu kolaylık filmlerini bulup izlemektir ve en sonunda bu size büyük bir zevk verecektir.Filmle ilgili yorumlarım daha genişti ama bazı kısaltmalar yaparak okuyanları sıkmamaya çalıştım saygılarla?

Woody allen imzalı 3 film izledim.. tek beğendiğim ve etkilendiğim filmi, kahirenin mor gülü.. özellikle sıradışı senaryosu en dikkat çekici yanı filmin.. oyuncular çok sempatik ve başarılı.. finalde "hayal" ile "gerçeğin" savaşı ve kadının, yine yeni hayallere koşması çok etkiliydi.. tek eleştirim film müzikleri için.. oldukça sıradan ve zaman zaman sahnelerle uyumsuz müzik kullanımı hoş değildi.. sonuç olarak sıradışı ve etkili senaryosu ile oldukça farklı bir romantik komedi kahirenin mor gülü.. 8/10

Çok ama çok orjinal bi senaryo ve yılına göre inanılmaz yenilikçi Woody Allen eseri.Çok keyifli ve güzeldi.

Woody Allen filmlerdeki aşklarla gerçek dünyadaki aşklar arasındaki farkı anlattığı, gerçek dünyada erkeklerin ne kadar umursamaz, kaba, ikiyüzlü ve çıkarcı olduğunu ve romantik, anlayışlı, sadık erkeklerin sadece filmlerde olabilceğini vurguladığı fantastik soslu çok eğlenceli bir film. Aslında bu film Allendan Mia Farrowa bir uyarı niteliği taşıdığını düşünüyorum :) yıllar sonra evlatlıkları olan Soon-Yi Previnle Farrowu aldatmış, Farrawla uzun yıllar birlikte olmalarına rağmen evlenmemiş ama evlatlığıyla kısa sürede dünya evine girmişlerdi.
10/7,5

“The Purple Rose of Cairo”, Woody Allen’ın senaryosunu da yazarak yönettiği son derece etkileyici bir drama…

Kısaca hikâyesi, film içindeki aynı isimli (The Purple Rose of Cairo) bir başka filmin kahramanı olan Tom Baxter’ın sinema perdesinden fırlayarak gerçek hayatta mutsuz ve umutsuz bir yaşam sürdüren Cecilia ile yaşadığı fantastik bir aşk macerası olarak özetlenebilecek olan filmin, “En İyi Senaryo” kategorisindeki Golden Globe ve BAFTA ödülleri dâhil toplam 14 ödülü bulunuyor…

15 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek 1 Mart 1985’te vizyona giren filmin, 10,6 milyon dolar gibi oldukça düşük sayılabilecek gişe hasılatına rağmen 7.7/10 (41.532 oy) ve 3.9/5 (20.253 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.9/10 (35 yorum) ve 75/100 (7 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları son derece iyi…

Kim nasıl yorum yaparsa yapsın, artık sinema klasikleri arasında kendine son derece sağlam bir yer edinmiş olan bu filme, gelin isterseniz, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bir de biz bir göz atalım…

Oyuncu deyince de yan rollerdeki oyuncuları saymazsak, filmimizdeki üç ana karakterde de Mia Farrow, Jeff Daniels ve Danny Aiello gibi birbirinden değerli üç usta ismin oynadığını görüyoruz…

Ki, bu isimlerden Mia Farrow, filmdeki Cecilia karakteri ile Golden Globe ve BAFTA’da “En İyi Kadın Oyuncu” ödüllerine aday olurken, Jeff Daniels’da Tom Baxter ve Gil Shepherd karakterleri ile Golden Globe’da “En İyi Erkek Oyuncu” ödülüne aday olmuştu…

Kamera arkasındaki ekip de içinde Dick Hyman (müzik), Gordon Willis (kamera), Susan E. Morse (editör), Juliet Taylor (casting) ve Jeffrey Kurland (kostüm) gibi önemli profesyonellerin bulunduğu bir çekirdek kadronun etrafında şekillendirilmişti…

Yani kısaca özetlemek gerekirse, “The Purple Rose of Cairo” filminin, hem kamera önünde hem de kamera arkasında, tamda Woody Allen’ın klasıyla örtüşen nitelikte bir kadro vardı...

Hal böyle olunca da ortaya çıkan sonuç da doğal olarak, son derece sıra dışı bir arşivlik klasik olmuştu…

Şimdi bu son "etkileyici bir arşivlik klasik" yorumu üzerine, “İyi de o zaman, bu 10,6 milyon dolarlık ‘güdük’ gişe hasılatı işi ne oluyor?” diye bir soru sorabilirsiniz…

Haklısınız…

Evet, daha önce “Barton Fink” (1991) için yaptığımız yorumda da söylediğimiz gibi, maalesef nitelikli film demek her zaman çok iyi gişe yapan film demek olmadığı gibi çok iyi gişe yapan film demek de her zaman nitelikli film anlamına gelmeyebiliyor… Sinema tarihi, bunlara ilişkin pek çok somut örnekle doludur…

İşte tam da bu bağlamda, berbat gişesine rağmen “The Purple Rose of Cairo”, bizim her seferinde aynı keyifle izlediğimiz Woody Allen imzalı filmlerden biridir… Eğer halen izlemediyseniz, kendinize bir iyilik yapın ve bu nadide filmi mutlaka sizde izleyin…

Keyifli seyirler,

Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 4 Eylül 2018 günü saat 00.53’de yazılarak paylaşılmıştır...

hayatımda izlediğim en berbat film,izlemeyen arkadaşlar size tavsiyem zamanınızı boşa harcamayın,filmin bitmesi için dua ettim izlerken 10/3

Tek kelimeyle mükemmel bir film. Filmi izledikten sonra günümüz sinemasınız ne kadar tek düze senaryolar arasında sıkışıp kaldığını, yaratıcılıktan uzak kaldığını daha iyi anlıyorsunuz. Senaryosu çok farklı, oldıkça ilginç bir film. Öneririm.

gerçekten orjinal bir senaryo..