Hesabım
    Down With The King
    Ortalama puan
    3,0
    1 Puanlama
    Down With The King hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.896 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    27 Nisan 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da, başroldeki Mercury "Money Merc" Maxwell karakterini canlandıran Freddie Gibbs ile birlikte yazdıkları hikayeden uyarlayarak Xabi Molia ile beraber kaleme alan Diego Ongaro'nun yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Down With The King"; müzikleriyle de kulakların pasını silen, bir drama olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçe ve amatör bir oyuncu kadrosuyla çekildiği her halinden belli olan; bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Şehirden uzaklaşarak taşradaki...

    Kiraladığı bir çiftlik evine yerleşen...

    Ve orada...

    Yeni albümünün hazırlık çalışmalarını yürüten Mercury Maxwell, kestiği domuzun derisini yüzmekte olan...

    Komşu çiftliğin sahibi Bob'a (Bob Tarasuk) yardımcı olmakta ve kesim sırasında ödü patlatmamanın teknik ile önemini de öğrenirken...

    ***

    Derken kendilerine...

    Bob'ın mutfağındaki domuz eti ziyafeti esnasında...

    Diğer çiftçilerden...

    Hernan (Hernan Orozco), Jared (Jared Smith) ve Cole'de (Cole Tarasuk) katılmaktadır...

    ***

    Ardından...

    Eve yerleşme ve şarkılarını yazma aşamasının başındaki Mercury...

    Mutfaktaki su sızıntısını fark eder etmez soluğu...

    Kasabadaki nalburda alır...

    ***

    Ve...

    Reyon görevlisi Michaele'in de (Jamie Neumann) yardımıyla...

    Gerekli tamir ve diğer hırdavat malzemelerini sepetine doldurarak...

    Kendisiyle...

    Uzmanı olduğu rap ve hip hop hakkında sohbet edip...

    Fotoğraf da çektireceği kadın kasiyere (Susan Tarasuk) ödemesini yapar...

    ***

    Çok geçmez...

    Üç haftadır çiftlik evinde yaşamakta olan Mercury'i...

    Menajeri Paul (David Krumholtz) telefonla arayarak...

    Albümünün durumunu sorup...

    ***

    Üstelik de kendisine...

    Bir ay daha süre verdiğini belirttiğinde...

    ***

    Sıkıştırılmaktan hoşlanmadığını ifade eden Mercury...

    Her ne kadar Paul hoşlanmayacak olsa da...

    "Yaratıcılık, elektrik düğmesini açıp kapatmaya benzemez..." diyerek

    Anında yanıtını yapıştıracak...

    ***

    Ancak Paul...

    Asıl talebin...

    Kendisinin üzerinde baskı kuran...

    Kontrat yaptıkları plak şirketinden geldiğini iletmeyi de ihmal etmeyecektir...

    ***

    Neyse...

    Şehrin stres ve gürültüsünden uzak bir biçimde...

    Sabah koşusu ile günlük sporlarını da icra eden Mercury...

    Ziyaretine gelen annesi Darlene (Sharon Washington) ile ormanda yürüyüş de yapmaktayken...

    ***

    Şarkı sözleri ve bestelere konsantre olmak yerine...

    İşinin başını aştığını gördüğü Bob'a...

    Destek olmayı tercih etmektedir...

    ***

    Ki...

    Zaten istese de yeni bir şeyler üretemeyen ve pes eden Mercury...

    Sonunda bu durumu...

    Tüm dünya aleme... .

    "Ben artık yokum..." mesajını göndereceği Twitter'dan duyurur...

    Ve kendini büsbütün, Bob'ın çiftliğindeki hayvanlara adar...

    ***

    Elbette...

    Böyle olunca...

    Panikleyen Paul...

    Anında çıkıp gelecek ve son bir uyarıda bulunacaktır...

    ***

    Zira...

    Bu albümü yapmaması halinde Mercury...

    Hem kendine ait tüm mal varlığını hem de annesine aldığı evi kaybedecektir...

    Dakika 30...

    ***

    Şöhretli bir sanatçı olmanın dahi, ırkçılığı takıntı haline getirmiş insanları engelleyemeyeceğinin de anlaşılacağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; Mercury'nin, başta çiftçi dostu Bob, menajeri Paul ve nalbur çalışanı Michaele olmak üzere...

    Çapraşık bir hal alan ilişkilerine odaklanıldığı, 70 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top