The Retaliators eleştirileri

Senaryosunu, Geare Biraderler olarak da tanınan Darren ve Jeff Allen Geare kaleme alırlarken...

Yönetmen koltuğunda da, Samuel Gonzalez Jr. ile Bridget Smith'in oturmak da oldukları "The Retaliators / Misillemeciler"; gizemini sonuna kadar koruyan, bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olmasına karşın zaman içinde; "türün kültleri" arasına dahil olabileceğinden emin olduğumuz, bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

***

Film...

Kederli baba John Bishop'ın (Michael Lombardi)...


"İyi bir adamın günahları, onu ne vakit kötü biri yapar?

Bence her şey, yaptığımız seçimlere bağlı... Adaletsiz bir dünyada, adaletin kolayca tecelli etmeyeceği söylenir...

Kimi zaman, şansınız da yaver giderse; kötülük bertaraf edilebilir...

Ama bazı durumlarda; belki de, kötülüğü diri tutmak daha iyidir..."


Şeklindeki girişi ile başlarken...

***

Bir ayağı aksayarak yürüyen ve kayıştan sarkan bir tomar anahtarı da belinde bulunduran...

Kimliği, şimdilik meçhul bir adam...

Beyaz bir muşambaya sarılıp sarmalanmış vaziyet de, sırtında taşımak da olduğu canlı bir insan bedenini...

Hiç bir duraksama emaresi göstermeksizin...

Başına dikildiği...

Bahçedeki, "kör" bir su kuyusunun içine...

Öylesine bırakıverir...

***

- Hillsdale, New Jersey yakınları -

Minibüsleriyle yanlış yolda ilerlemekte ve yanlış zamanda yanlış yerde bulunmakta olan Erica (Amanda Lyberg) ile Sofie (Rachel Hilbert)...

Yine farkında olmadan...

Bu kez...

Bir de özel mülke ait olan bir yola girdiklerinde...

***

İlk olarak...

Araçlarının patlayan ön sol lastiğinin...

Değişimi hususuyla meşgul olmak mecburiyetinde kalan direksiyondaki Erica...

Ardından da...

Sofie...

Yanılarak...

Kim olduklarını, filmin finalinde öğreneceğimiz...

Zombi olduklarını zannettikleri yaratıkların saldırısına uğrayarak, vahşice katledilirler...

***

- Stockbridge, New Jersey -

Akşam saat 20:00'yi gösterirken, lise son sınıf öğrencisi on yedi yaşındaki Sarah Bishop'ı (Katie Kelly)...

Halen aynı yaşlı gözlerle...

Yıllar önce kaybettiği annesinin neden olduğu acıyı hafifletmek amacıyla iştirak ettiği, "keder danışmanlığı" grup terapisi toplantılarına katılımını sürdürmekteyken görürüz...

***

Sonrasında da...

Noel arifesinde olmaları sebebiyle...

Aynı Sarah, satın almayı planladıkları Noel ağacını sürükleyen babası John "Johnny" Bishop ve kız kardeşi Rebecca Bishop (Abbey Hafer) ile beraber Noel alışverişindedirler...

***

Ancak...

Ayinlerinin açılışını...

Canlı rock müzik dinletisiyle yaptıran, modern bir kilise papazı olan John Bishop; ağacı Sarah'ın yanına bırakıp Rebecca'ya doğru yöneldiğinde...

Telefonuyla ilgilenen Sarah'nın dalgınlığından istifade eden saygısız bir adam (Brian O'Halloran)...

***

Aklınca uyanık davranarak...

50 dolarlık ücret ödemesini de yapıp...

Ağaçlarına sahip çıktığı Bishop ailesinin...

Özellikle de, babalarını kifayetsiz bulan kızlarının...

Ağızlarının tadını kaçıracaktır...

***

Ki...

Bu konuya Bishop, Noel ayininde...

Doğrudan temas edip...


"Rebecca ve ben, birkaç hediye daha almaya giderken; Sarah'yı ağacın parasını ödemesi için sırada bıraktım... Geriye dönüp baktığımızda, bir adamın ağacımızı; kendininmiş gibi sahiplendiğini gördük...

Onunla konuşmaya çalıştım... Sarah'nın gözleri de adeta bana, 'Baba, bir şey yapmayacak mısın?' diyordu...

Ben de yaptım... Bir şeyler yaptım...

'Mutlu Noeller' diledim..." deyip...


***

Aralarında kızlarının da bulunduğu cemaatine...


"Biliyorum, biliyorum...

Rambo ya da Terminatör'e yakışır bir cümle olduğunu söyleyemem... Noel ağacı parkının ortasında, onu kıçının üstüne mi devirmeliydim?" sorusunu da yöneltip...


"Diğer Yanak" ile alakalı, Hristiyanlık öğretisine ilişkin...

Nihai mesajını da verir...

***

Aynı esnada...

Bir başka yerde...

Ve...

Bardaktan boşanırcasına bir hızla yağmur yağmakta olduğu bir sırada...

***

Ayağı kırık olduğu için tekerlekli sandalyede oturmakta olan Arlo Garcia (Kristopher Kling), patronuna ait uyuşturucuyu...

Onun bir çanta dolusu dolarlarıyla değiştireceği...

Uyuşturucu çetesi liderlerinden Otto'nun (Robert Knepper) adamı...

Vic'in (Ivan L. Moody) kardeşi Ram Kady (Joseph Gatt) ile buluşacağı garaja dalarak seslenecek...

***

Fakat işler...

Hiç de Arlo'nun umduğu şekilde ilerlemeyecek...

Ve...

Parayı kendisine teslim etmediği gibi...

Bir poşet dolusu uyuşturucusuna da el koyarken...

Dişlerini de dökeceği Arlo'yu Ram...

Doğduğuna pişman edercesine hırpalayarak...

Aracının bagajına tıkacaktır...

***

Halbuki Otto...

Hiç de böylesi bir talimat vermemiş...

Ve de sadece...

Arlo'nun getirdiği uyuşturucudan numune alınmasını istemişken...

***

Zira...

Tersi bir durum...

Zaten zorla tesis etmiş olduğu çeteler arası savaşı...

Kaçınılmaz olarak...

Yeniden tetikleyecektir...

***

Derken...

Otomobilini de aldığı babasından, saat 23:30'da evde olmak koşuluyla...

Noel partisine katılma iznini de kopartan Sarah...

***

Yolda, deposunu da dolduracağı otomobil ile bir benzin istasyonuna girdiğinde...

Ne yazık ki...

Çok kötü bir tesadüf neticesinde...

Aynı benzin pompasının öteki tarafında...

Az önce Arlo'yu pataklayan Ram'de kendi aracının deposunu doldururken...

***

Sarah'ya yiyecekmişçesine bakmasına ilaveten...

Bagajdaki Arlo'da, birisi duyar da kendisine yardım eder umuduyla...

Tepinerek kaputa vurmaya başlamasın mı...

***

Gördükleri karşısında...

Anında panikleyen Sarah...

Benzin almaktan da vazgeçerek...

Otomobiline atlayıp gaza basarken, bir yandan da telefonuyla babasına ulaşmaya çalışmaktadır...

***

Elbette...

Çok kolaylıkla tahmin edilebileceği gibi...

Ram'de kendi aracıyla, suratına biber gazı sıkarak kaçan Sarah'nın peşine düşecek...

***

Üstelik yakalayıp...

Ellerini, direksiyona bağladığı Sarah'nın içinde bulunduğu otomobilin...

Yolun kenarındaki göle batmasını sağlayarak...

Zavallı kızcağızın boğularak ölmesine de sebep olacaktır...

Dakika 27...

***

"Baş Misillemeci" karakter Dedektif Jed Sawyer'ın da (Marc Menchaca), mevzuya ekleneceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; "Merhametten Maraz Doğar" özlü atalar sözünün de...

Ziyadesiyle kanıtlanacağı...

Quentin Tarantino ve Robert Rodriguez filmlerine rahmet okutur tarzdaki bir kan banyosunun sahne alacağı, beklenmedik derecedeki ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındırırken...

Sıra dışı müzikleriyle de dikkatleri üzerinde toplayan...

80 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,