Hesabım
    Çıkış Yok
    Ortalama puan
    2,9
    3 Puanlama
    Çıkış Yok hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.893 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    18 Şubat 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu Andy Mayson'ın kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da İsviçreli sinemacı Claudio Fäh'ın oturmakta olduğu "No Way Up"; okyanusa düşen bir yolcu uçağına yönelik kurtarma operasyonunun anlatıldığı, adrenalin salgılatan bir drama olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüğünü Morgan Chetcuti'nin üstlendiği; dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen bu İngiliz filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Yaşamını, tek başına bir karavanda sürdürmekte olan emekli asker Brandon (Colm Meaney); denizde gerçekleştiğini gördüğü, talihsiz bir kadının boğulmak üzere olduğu...

    Ve sıklıkla tekrarlanan...

    Karabasanı andıran bu rüyasının ardından, gözlerini sabaha açıverir...

    ***

    Sonrasında da...

    Yolculuğu boyunca, korumalığını üstleneceği Vali Guy Abrahamson'un kızı Ava (Sophie McIntosh) ile birlikte...

    Erkek arkadaşı Jed (Jeremias Amoore) ve yakın dostlarından, ukala tavırlarıyla dikkatleri üzerinde toplayan Kyle (Will Attenborough) ile buluşmak üzere havalimanına gider...

    ***

    Zira...

    Hep beraber...

    Tatil yapıp dinlenecekleri Cabo San Lucas, Meksika'ya uçacaklardır...

    ***

    Ki...

    Aynı uçağın yolcuları arasında...

    Hank (James Carroll Jordan) ve Mardy "Nana" (Phyllis Logan) ile onların İngiltere'den kalkıp Amerika'ya ziyaretlerine gelen 10 yaşındaki torunları Rosa'da (Grace Nettle) bulunacaktır...

    ***

    Bu arada...

    Brandon ve kendisini çocukluk günlerinden beri tanıdığı Ava'nın Check-In'lerini yaptırıp...

    Uçağa alınmadan önce biniş kapısının önünde oturdukları bankta yaptıkları sohbet esnasındaki konuşmadan...

    Brandon'ın rüyasında gördüğü kadının, Ava'nın vakti zamanında boğularak ölen annesi olduğunu anlıyoruz...

    ***

    Derken...

    Uçağa alınış vakti geldiğinde de kendilerini...

    Kabin görevlisi Danilo (Manuel Pacific) ile Madison (Peppijna Dalli) karşılayacak...

    ***

    Ve...

    Uçak dolu olmadığı için de...

    Ava'nın, Brandon'ın yanındaki birinci sınıf koltuk yerine...

    Kendilerine, arka sıralardaki ekonomik sınıftaki koltuklardan bilet satın almış olan Jed ile Kyle'ın yanına oturmasına izin vereceklerdir...

    ***

    Yani...

    Böylelikle de bir anlamda...

    Ava ile Brandon arasındaki oturma mesafesi de açılmış olacaktır...

    ***

    Ama olsun...

    Zaten...

    Danilo ile Madison'da...

    Uçak havalanır havalanmaz...

    İçecek servisine başlamışlar ve neredeyse...

    Danilo'nun bile isteye üstüne, kendisini aşağılaması nedeniyle ikram ettiği birayı döktüğü Kyle dahil...

    Hemen herkesin neşesi yerindedir...

    ***

    Hatta...

    Kaptan pilotun (Scott Coker) yaptığı dahili anonsta belirttiği...

    Çarptıkları birkaç kuşun sebep olduğu küçük sarsıntıya rağmen...

    ***

    Ancak...

    Çok geçmez...

    Pencereden dışarıyı izleyen Rosa'nın şaşkın bakışları arasında...

    İçine kuş kaçan...

    Uçağın sol tarafındaki motor...

    Aniden alev almaya başlar...

    ***

    Böyle olunca da...

    Kaptan pilot'tan gelen ilk uyarı...

    Kemerlerin bağlanması biçiminde olurken...

    Kabin görevlileri de, kokpite çağırılırlar...

    ***

    Bütün bunlar olup biterken...

    Yanarak kopan motorun parçaları birden uçağa çarparak...

    Gövdede koskocaman bir delik oluşturmasın ve yolcuların bir kısmı...

    Tam da o delikten uçarak...

    Uçağın dışına savrulmasınlar mı...

    ***

    An itibarıyla...

    Kaptan pilotun kontrolü tamamen yitirdiği uçak...

    Son derece büyük bir hızla Pasifik Okyanusu'na düşmekte...

    Ve...

    Düşer düşmez de...

    Otuz derecelik bir eğimle...

    Okyanusun zeminindeki bir kayanın üstüne oturmaktadır...

    ***

    Büyükçe bir kısmının okyanus suyu ile dolduğu uçaktaki...

    Söz konusu eğim sayesinde oluşan "hava kilidine (air lock)" sıkışıp kalmış vaziyetteki...

    Hayata tutunabilme çabası içindekilere...

    Şöyle bir baktığımızda da...

    Sadece...

    Ava, Jed, kolu kırılan Kyle, Rosa, Nana, Danilo ve soğuk kanlılığını koruyabilmeyi becerebilmiş tek kişi olan Brandon'dan oluşan yedi kişiyi görebiliyoruz...

    ***

    Grubun kontrolünü ele alan Brandon'a göre...

    Hiçbir şey yapmadan, yardımın gelmesini beklerlerken...

    Her ihtimale karşı...

    Bir miktar daha solunacak oksijen temin etmeleri gerekecek...

    ***

    İşte bu amaçla da...

    Uçaktaki iki yedek oksijen tüpünün ikisi de boş çıkınca...

    Nana'nın, hasta yolculardan birinin kullanmakta olduğunu gördüğünü söylediği oksijen tüpüne ulaşmak gayesiyle uçağın koridorunda yüzen Brandon'da...

    Ne yazık ki...

    Açılan delikten içeriye dalan bir köpek balığının saldırısına uğrayarak hayatını kaybedecektir...

    ***

    Geriye kalan altı kişi artık...

    Uçağın içine sızma yeteneğine haiz köpek balıkları...

    Ve...

    Kısa bir süre sonra tükenmesi kaçınılmaz olan oksijensizliğe karşı...

    Bir çare üretmek mecburiyetinde kalırlarken...

    ***

    Elbette bir de...

    Uçağın gövdesinin, kayarak yer değiştirmemesi de...

    Onlar açısından...

    Olmazsa olmazlar arasında yer alacaktır...

    Dakika 32...

    ***

    Bu can pazarından, kimlerin ve nasıl kurtulabileceklerini öğreneceğimiz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; türün meraklılarını, kısmen de olsa tatmin edeceğini umduğumuz...

    58 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top