Hesabım
    I Used To Be Famous
    Ortalama puan
    3,0
    1 Puanlama
    I Used To Be Famous hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.896 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    24 Ekim 2023 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da...

    Bizzat otistik bir davulcu olan kendi kuzeninin yaşamından esinlenerek kurguladığı, aynı isimli kısa filminden (2015) uyarlayarak Zak Klein ile birlikte kaleme almasının yanı sıra ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini de çeken Eddie Sternberg'in yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "I Used to Be Famous"; müzikal bir drama olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan; İngiliz yapımı bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    - Yıl 2002 -

    Aralarında, on dokuzundaki "asi çocuk" Vince "Vinnie D" Denham (Stanley Morgan) ile herkesin sevgilisi olan Austin Roberts'ın da (Jack Maw) bulunduğu beş gencin oluşturduğu; "Stereo Dream" adındaki pop müzik grubunun, dünya turnesi bağlamındaki son konseri Londra'daki Brixton Arena'dadır...

    ***

    - 20 Yıl Sonra -

    Stereo Dream dağılmış...

    Ve artık kendisini...

    Kimseciklerin tanımadığı gibi işsiz de kalmış olan Vinnie (Ed Skrein), bir el çekçeğine bağladığı ekipmanı ve telefonuna yüklediği kısa bir demo müzik parçasıyla; Londra Peckham'ın sokaklarındaki, akşamları canlı müzik yapılan barlarında kendine iş aramaktadır...

    ***

    Vinnie böyle umarsızca...

    O bar senin, bu bar benim dolanırken...

    Stereo Dream'deki dostlarından...

    Solo müzik kariyerini sürdüren Austin'in (Eoin Macken) "Veda Turnesi'nin Bilet Satışlarının" duyurularının giydirilmiş olduğu, Londra'nın ünlü çift katlı belediye otobüsleri; aynı cadde ve sokaklarda tur atmaya devam etmektedirler...

    ***

    Derken bir gün...

    O bar işletmecilerinden biri...

    "Bak, seni ciddiye almamız için şarkılarını, demo şeklinde bırakmak yerine bitirip yayınlayarak; Instagram ya da Tik-Tok'ta birkaç yüz bin takipçi rakamlarına ulaşmalısın..."

    Şeklindeki baklayı, ağzından kaçırıverir...

    ***

    Böyle olunca da Vinnie...

    Klavyelilerden oluşan ekipmanını Rye Caddesi meydanındaki, kafe ve diğer dükkanların bulunduğu bölgede kurarak...

    Bir şeyler çalmaya başlar...

    ***

    Çok geçmez...

    Elindeki bir çift davul bagetiyle çıkıp gelen 18 yaşındaki Stevie'de (Leo Long)...

    Çöp kutularının metal aksamlarına vurmak suretiyle, kendisine eşlik etme gayreti içine girer...

    ***

    Başlangıçta...

    Bundan biraz rahatsızlık duysa da Vinnie...

    Az bir süre sonra...

    Ritimleri arasındaki müzikal uyum nedeniyle, çevrede ilgi uyandırdıklarını fark ederek...

    Stevie'yi uyararak azarlamaktan vaz geçer...

    ***

    Tam...

    Vinnie ile Stevie, etraftaki insanları etkileyerek havaya sokmuş ve alkışları da kapmışlarken...

    Eskiden bir dansçı olan telaş içindeki annesi Amber (Eleanor Matsuura) gelip de; otistik olması sebebiyle yıllardır, abartılı bir biçimde, herkeslerden yalıttığı oğlu Stevie'yi alıp götürdüğünde...

    İleride, "Teneke Adamlar (The Tin Men)" ismini alacak olan ikilinin...

    İlk şovları da, başlamadan bitmiş olur...

    ***

    Neyse...

    Saçlarını, Stereo Dream günlerindeki gibi sarıya boyayan ve maddi olarak da...

    Yardım kermeslerinde dağıtılan yiyecekleri, cebine dolduracak kadar sıfırı tüketmiş olan Vinnie...

    Yeniden barlarda iş aramak gayesiyle turlasa da...

    Bu kez de duvara toslar...

    ***

    Baktı olmuyor...

    Bu sefer de Vinnie, yakınlarda bir yerlerde olabileceğini düşündüğü Stevie'nin peşine düşer...

    Ki...

    Aslında yanılmamıştır da...

    ***

    Zira Stevie...

    Bir kilise ofisinin etkinlik salonunda...

    Dia'nın (Kurt Egyiawan) yönetiminde, annesi ve öteki katılımcılarla beraber davul çalmaktadır...

    ***

    An itibarıyla...

    Kibarlık gösteren Dia'nın davetiyle, Vinnie'de aralarına katılarak...

    Dia'nın davulunu, kendisinden devralır...

    ***

    Bu arada...

    Birkaç gün önce...

    Vinnie ile Stevie'nin, Rye Caddesi'nin kafe ve dükkanlar bölgesinde verdikleri küçük konserin görüntüleri internete düşmüş ve şimdiden de 64 bin izleyiciye ulaşılmıştır...

    ***

    Bu fırsatı kaçırmak istemeyen Vinnie...

    Yeniden soluğu...

    Daha önce kendisini geri çevirmiş olan bar işletmecisi Büyük Dave'in (Joplin Sibtain) yanında alır...

    ***

    Elbette...

    Bu defa Dave, en azından internette yayılan görüntüler hatırına...

    Vinnie ile Stevie'ye barında, bir şans verecektir...

    ***

    Şimdiyse sıra...

    Vinnie'nin, Stevie'nin annesi Amber'ı ikna etmesi faslındadır...

    Dakika 32...

    ***

    Vinnie'nin, bugünlere de yansıyacak olan geçmişindeki mesleki ve ailesel çalkantılar ile Steve, Amber ve Mel (Racheal Ofori) başta olmak üzere yeni edindiği muhitiyle kuracağı ilişkinin damgasını vuracağı, filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; sımsıcacık duygusal bir finali de bünyesinde barındıran, 72 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Yeri gelmişken...

    Oldu olacak yorumumuza son noktayı koymadan...

    Bu güzelim "I Used to Be Famous"ı...

    Çocuklarıyla beraber izleyebilecek film arayan ebeveynlere de, gönül rahatlığıyla önerebileceğimizi de belirtelim diyoruz...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top