Hesabım
    Beyaz Şeytan
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Beyaz Şeytan

    Şeytanın Rengi Olmaz : Blow

    Yazar: Burak Hatipoğlu

    Uyuşturucu kullanımı ve bağımlılıklar hakkında The Panic In Needle Park ( 1971 ), Drugstore Cowboy ( 1989 ), Trainspotting ( 1996 ) ve Requiem For A Dream ( 2000 ) gibi sayısız film izledik.

    Suç örgütlerini ve acımasız işleyişlerini Martin Scorsese filmleri ile tanıdık. Goodfellas ( Sıkı Dostlar, 1990 ) ve Casino ( 1995 ) bizlere Italyan mafyasının nasıl işlediğini en ufak ayrıntısına kadar gösterdi.

    Brian De Palma ise bizleri, Al Pacino'nun kimliğinde 1983 yapımı Scarface ( Yaralı Yüz ) ve Carlito's Way ( Carlito'nun Yolu, 1993 ) ile Latin ülkelerinden gelenlerin suç faaliyetlerine gerçekci bir anlatımla soktu.

    Geçen senenin sürpriz filmlerinden Traffic ( Trafik, 2000 ) birbirine paralel üç hikayeyi anlatırken, bizleri hem uyuşturucu kullananlarla, hemde uyuşturucu satıcılarına karşı verilen amansız mücadele ile yüzleştiriyordu.

    Blow ( Beyaz Şeytan ) ise ne uyuşturucu kullanımına, ne uyuşturucu trafiğinin ardındaki kartellere, ne de uyuşturucuya karşı verilen mücadeleye yoğunlaşıyor.

    Anlatılan, gerçek hayat hikayesi izleyiciye sunulan George Jung'ın trajik öyküsü.

    1960'lı yılların sonunda ufak bir marihuana satıcısı olan George Jung ( Johnny Depp ) bazı tesadüfler ve zekası sonucunda kendini ABD'ye inanılmaz miktarlarda kokain sokup dağıtan bir tekel durumunda bulur.

    Film boyunca bizlere Jung'un gençliği, ot satışına başlaması, Kolombiya mafyası ve efsanevi Pablo Escobar ile tanışıp onlarla birlikte çalışması, ortağı ile olan ilişkisi, kadınları ile olan ilişkisi ( Franka Potente ve Penelope Cruz tarafından canlandırılıyorlar ), tutuklanması, özgür kalması gibi sayısız kesit sunuluyor.

    60'larda başlayan hikaye 2000'li yıllara kadar devam ederken filmin gizli teması uyuşturucu kullanan insanların çevrelerine verdiği zarar.

    Jung'un, anne ve babası ( ki onların fakirliklerinden nefret ettiği için bu yola sapıyor ) ile olan ilişkisi, onların hayatlarını inanılmaz derecede zorlaştırması film boyunca devamlı olarak irdeleniyor.

    Fakat yönetmen Ted Demme bunu işaret parmağını yüzümüze doğru sallayarak, didaktik bir şekilde yapmıyor. Inanılması güç iniş ve çıkışlarla dolu bir hayat hikayesini anlatırken arada ustaca aktarılıyor bu temel hikaye bizlere.

    Geçen sezon oynayan Eddie Murphy - Martin Lawrence komedisi Life ( Müebbet Kuşları, 1999 )'ın yönetmeni olarak hatırlanabilecek Ted Demme, anlattığı hikayenin ilginçliğine tam olarak güvenerek eli yüzü düzgün bir film koymuş ortaya.

    David McKenna ve efsanevi John Cassavetes'in oğlu Nick'in kaleme aldığı senaryo hiçbir konu üzerinde fazla yoğunlaşmazken, film genelde kısa tutulmuş planlarla izleyiciyi sıkmadan finale kadar geliyor.

    Johnny Depp, Jung karakterini 40 yıllık bir süreç içerisinde başarıyla canlandırıyor. Jung yaptığı ticaretle binlerce insanın sonunu hazırlamış olmasına rağmen film boyunca ve salondan çıktıktan sonra ona kızamıyorsunuz. Filmi yaratanların ona karşı belirli bir sempati taşıdığı ortada.

    Filmin asıl yıldızı ise Depp'in babası olarak görünen Ray Liotta. 1989 yapımı Field Of Dreams ( Düşler Tarlası )'dan beri önemli filmlerde, sıradan rollerde gözüken Liotta bence hayatının en iyi oyununu çıkarıyor.

    Oyuncu kadrosonu tamamlayan Penelope Cruz, Franka Potente ve Paul Reubens ise bu iki isme başarılı şekilde destek çıkıyorlar.

    Blow ( Beyaz Şeytan ) birçok konuya şöyle bir değinen, derinlemesine çözüm üretmeye hiç soyunmayan ve hiç böyle "derin" mevzulara dokunmaya kalkmadığı için gayet başarılı sayılabilecek bir yapım.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top