Hesabım
    Asla Yabancılarla Oynama
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Asla Yabancılarla Oynama

    Ali Erden’in Kaleminden: Asla Yabancılarla Oynama

    Yazar: Misafir Koltuğu

    John Dahl, son yıllarda öne çıkan çarpıcı ve yaratıcı yönetmenlerinden. 1998-99 sinema mevsiminde gördüğümüz Rounders (Tutku) filminde insanın içindeki "tutku"ları nevrotik bir anlatımla dışarı çıkaran Dahl, poker oyunuyla bu saplantının/takıntının sosyo-psikolojisini perdesinden yansıtabilmişti. Bu filminde yoğun olarak kullandığı iç mekânlar, öncelikle baş karakterlerinin iç dünyasını dışa yansıtışı gibiydi. Mekânlara düşürdüğü sarımsı-turumcumsu ışıklar da iç dünyadaki "çöl"lerin fark edilmesini sağlıyordu. Son filmi Joy Ride (Asla Yabancılarla Oynama)'da dış mekânların doğal sarı ve turuncu renklerini doğrudan fotoğraflayan Dahl, filminin büyük bölümünü kaplayan gece atmosferinde yapay ışıklandırmayı daha bir fark ettiriyor. Dahl filmleri, alt katmanda anlatımı güçlendiren üst katman estetiğiyle de güçlü. Dahl'ın ağustos ayında CNBC-e'de gösterilen The Last Seduction (Son Ayartma) filminin de önemli bir gerilim-kara film örneği olduğunu belirtelim.

    Filmde, genç Lewis (Paul Walker), bir başka şehirde okuyan kız arkadaşı Venna'yı (Leelee Sobieski) alıp Colorado'ya götürecektir. Kâbusları, kendine Paslı Çivi diyen kamyoncunun taciziyle başlar. Lewis, ağabeyinin baştan çıkarmasıyla telsizde kendini Şeker Kız diye tanıtır ve Paslı Çivi de hemen cevap verir buna. Şaka tersine dönünce, peşlerine kamyonla (simsiyah bir canavar TIR bu) birlikte korku da düşecektir peşlerine.

    "Yol film"leri tadını en başından veren Dahl'ın filmi, "derin Amerika" çöllerinden çarpıcı "an"lar yakalıyor. Yol üzerindeki benzinciler ve moteller, Amerikan tarzı yaşamın vazgeçilmez ayrıntıları (ya da bize gösterilen yönü). Gündüzleri sarının ve turuncunun kuşattığı tenha kıraç topraklarda yılan gibi uzayıp giden asfalt yollar az da olsa Amerikan sosyo-psikolojisine dair ipuçları sunuyor seyirciye. Arabaların yaşam tarzı olduğu, daha doğrusu ikonlaştığı Amerika'da, sahip olunan arabaya göre "hiçbirşey" de olabiliyor insan, "her şey". Filmin iki kahramanı iki kardeş ilk durakları "Lone Star Motel"e geldiklerinde ilk oyunlarını oynarken, yönetmen kırmızı ışıkla boyadığı mekânında Amerika'nın ırkçı yüzünü de anımsatıyor gibi. Elbette Dahl'ın filmi, Jerry Schatzberg'ün 1970'lerde çektiği yol filmi Scarcrow (Korkuluk) kadar sosyolojik yansımalar yapmıyor. Daha çok, kamyoncu tarafından kardeşlere yönelmiş psikolojik şiddet üzerinde yoğunlaşmış yönetmen.

    Sinematografik dili çok iyi olan Dahl, gerçek anlamda bir atmosfer yönetmeni. Gerilim duygusunu da hep yukarıda tutuyor. Kurgusu ve çekim açılarıyla seyircisini koltuğunda rahat oturtmuyor. Buz kamyonunun ya da özellikle kamyoncunun mısır tarlasında ve geceninin karanlığında kurbanlarını izlemesi gerçekten nefesleri kesiyor. Yönetmen, mekân gibi sesi de, adeta bir oyuncu gibi kullanmış. Gizemli kamyoncunun tedirgin edici ses tonu, hem kardeşleri hem de seyirciyi ürkütüyor. Kendine Paslı Çivi diyen bu kamyoncu çok zeki ve sinsi. İşte bu nokta biraz karışık. Kamyoncumuzun başka işi yokmuş gibi onurunu okşamak için kardeşlerin peşine takılması hiçbir ülkenin gerçekliğiyle pek uyuşmuyor. Ne de olsa bu bir film... Ek olarak, filmin sıkı bir kara mizahı, bünyesinde barındırdığını da belirtelim.

    Diyaloglar, filmin bir başka güçlü noktası. Yönetmen, elbette her filminde olduğu gibi müzikleri de yerli yerine yerleştirmiş. Dipten gelip tüm salonu kuşatan ve sinirleri geren, Marco Beltrami'nin müzikleri filmi zenginleştiriyor.

    Daha çok gece atmosferinde süren, izleyene kapalılık duygusu filmde, Jeffrey Jur'un kamera kullanımı da çarpıcı. Mekânlara düşen ışıklar, öncelikle ıslak yollara yansıyan vitrin ışıkları, kara film tarzındaki bu gerilimli yapıma "şiirsellik" katıyor.

    Filmde elbette, Hitchcock'un Noth by Northwest'ine (Gizli Teşkilat) ve Spielberg'ün Duel'ine (Bela) göndermeler var. Dahl'ın, mevzubahis filmlerin yapıldığı o yılları "masumiyet çağları" olarak görmüş olduğu açık. Buralarda "ikizleme" yöntemine başvurarak, her şeyi tersyüz ederek bu dünyanın paranoya ve şiddet yüklü olduğunu duyuruyor.

    Mevsim iyi başladı. Dahl, izlenmesi gereken yönetmen...

    Ali Erden

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top