Hesabım
    Çapkın Aşık
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Çapkın Aşık

    Hikaye Eski, Aşık Acemi, Serüven Gani...

    Yazar: Misafir Koltuğu

    Kadın, şarap ve macera düşkünü Fanfan, 18. yüzyılda yaşadığı rivayet edilen bir halk kahramanı. Kral 15. Louis döneminde patlak veren savaşlarda, askerlerin cephe gerisinde eğlenmek için anlattığı hikayelerden doğmuş bir figür. Özgürlüğüne düşkün bu şahsiyet, üstleriyle eline geçen her fırsatta dalga geçmekten geri durmuyor, ancak kıvrak zekasıyla her defasında ceza almaktan kurtuluyor ve içine düştüğü her durumdan sıyrılıyor.

    1819 senesinde Emile Debraux'nun şarkısında izine rastlanan Fanfan, 1907 senesi itibariyle Alice Guy'in yönettiği sessiz filmle birlikte beyazperdede vücut buluyor. Rene Leprince'in yönetmenliğini üstlendiği 1925 yapımı pek ses getirmeyen versiyonu, Christian Jaque'ın 1952'de çektiği, Gérard Philipe ve Gina Lollobrigida'nın baş rolleri paylaştığı Fanfan la Tulipe izliyor ve film dünya çapında büyük beğeni toplayarak Fransız klasikleri arasındaki saygın yerini alıyor.

    Luc Besson'un yapımcılığını üstlendiği 2003 yapımı Fanfan la Tulipe, yönetmeni Gérard Krawczyk'in kendi deyimiyle 1952 yapımına bir "saygı duruş" niteliği taşıyor. Senaryo yeniden kaleme alındığında aslına sadık kalmak için büyük çaba harcanmış, ancak projeye girişilirken daha "modern bir bakış açısı" getirmek amaçlanmış. Cannes'da açılış filmi olarak gösterilmesinin ardından topladığı cılız alkışlar ve eleştirmenlerin "Artık ne izlesek bize şaheser gibi gelecek" derecesine varan saptamalarının odağı olması noktasında, filmin modern bir yaklaşım getirmekte ne kadar başarılı olduğu pek de önem arz etmiyor aslında. Bunun ötesinde, orijinallik beklentisiyle salonu dolduran izleyici için hayal kırıklığı yaratması da muhtemel.

    Fanfan la Tulipe, macera, romantizm ve komedi unsurları arasında gidip gelen ahenkli bir ritm tuturuyor. Film süresince özgürlüğüne olan düşkünlüğü her an vurgulanan Fanfan'ın kendisine bakılan bir el falı neticesinde kralın kızıyla evleneceğini öğrendiğinde büyük bir saplantıyla kaderine odaklanıyor olması, karakterin doğasıyla çelişkili bir durum yaratırken, hayatının aşkını yanlış diyarlarda arayan kahramanın, burnunun ucundaki gerçeği görerek kendisine el falı bakan Adeline'in (Penelope Cruz) birdenbire farkına varması da, senaryonun bir diğer zayıf noktasını oluşturuyor.

    Çekim aşaması süresince hava muhalefetine maruz kalarak Fransız topraklarını bir uçtan diğer uca arşınlayan ekibin, bu zorluk haricinde karnaval havasında geçen oldukça eğlenceli dakikalar geçirdiği, filme kattıkları enerjiden belli oluyor. Vincent Perez'in her daim gülen yüzü her ne yapsa sevimli addedilmesine yol açarken, film süresince ender olarak yerinde durması, filmin akıcılığını artıran en temel unsur olarak karşımıza çıkıyor. Değerlendirmelerin ekseni izleyicinin beklentisiyle değişik şekillenmeler alabilme ihtimali taşısa da Fanfan la Tulipe, melez janrıyla; estetize edilmiş kılıç dövüşleri, yüceltilen aşk ve mutlu son çizgisini takip eden bir film. Kraliyet erkanı ve soyluları inceden inceye ti'ye alıyor olması ise filmin belki de en başarılı unsuru.

    Derya Atakan

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top