Hesabım
    Zafer Yolu
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Zafer Yolu

    <b>Zafer Yolu</b>:İkinci Bir Şans...Ve de üçüncü...

    Yazar: Ali Ercivan

    Herkes ikinci bir şansı hak eder diyor Zafer Yolu. Ama ikide de kalmıyor, üçüncüyü, dördüncüyü de veriyor karakterlerine...

    Gary Ross'un yönetmen koltuğunda da oturduğu ikinci film olan Seabiscuit (Zafer Yolu), 1910 Amerikasında başlıyor. Birinci Dünya Savaşı öncesinde, henüz süper güç konumuna gelmemiş, gelişmekte olan bir Amerika. Sanayileşmenin hız aldığı, ekonominin canlandığı, refah düzeyinin arttığı bir Amerika. Chris Cooper tarafından canlandırılan seyis Tom Smith'in devrinin sona ermekte olduğu bir Amerika...

    Film oradan Ekonomik Buhran döneminin hemen öncesine atlıyor. Karakterlerimizi tanımaya devam ediyoruz. Merkezde zeki girişimci Charles Howard var. Bridges yaygınlaşan otomobil sektöründe kendine sağlam bir yer edinerek, hatırı sayılır bir servet sahibi oluyor.

    Fakat Buhran'ın başlamasıyla birlikte tüm toplum sarsılıyor. Zengin bir ailenin çocuğu olan Red Pollard, Buhran sonrası beş parasız sokakta kalan ailesi tarafından bir seyisin yanına çalışmak üzere verilince çocuk yaşta kendi ayakları üzerinde durmak zorunda kalıyor. Howard ise bu ekonomik çöküşten pek etkilenmemiş gözükse de, yaşadığı ailevi trajedi onu da yapayalnız bırakıyor. Ve en sonunda üç ana karakterin yolları kesişiyor.

    Zafer Yolu gerçekten de Amerikan halkı için o zorlu dönemde umut kaynağı olmuş bir figür. Gary Ross da filmini elbette bu ekonomik kriz dönemiyle paralel kurguluyor. Evet, Zafer Yolu'nun esas amacı Amerikan toplumuna kendilerini iyi hissettirmek. Fakat yine de umut ve ikinci şans temaları herkes için anlamlı ve etkileyici olabilecek temalar. Ve Zafer Yolu gerçekten de iyi bir klasik sinema örneği olarak seyirciyi yakalamakta gayet başarılı.

    Filmin ilk yarısı dönemin bir portresini çizerken, üç ana karakter ve aralarındaki ilişkilere yoğunlaşıyor. Karakterler arasında kurulan paralellikler ustaca. Sadece dönemin ruhunun değil, üç ana karakterin yaşadıklarının da bir sembolü olarak kullanılıyor çoğu yerde. Film belli bir noktadan sonra, Buhran'a dair söyleyeceği her şeyi bitirdiğinde, daha ziyade bir at yarışı filmine dönüşüyor. İşin içine rakip bir at giriyor. Rakip at toplumun elit kesiminin simgesi halinde sunulurken, Seabiscuit ekonomik sıkıntı içindeki halka umut ve zafer dağıtıyor.

    Ancak bu halkçı tavrına rağmen Zafer Yolu gelenekselci, muhafazakar bir film özünde. Ne de olsa karşımıza bir otomobil üreticisi çıkarıyor ve bu adam tek oğlunu bir araba kazasında kaybettikten sonra atlara yöneliyor. Yanına aldığı seyis Tom Smith karakteri de modernleşmeden önceki o eski Amerika'nın bir simgesi. Fakat bu adeta modernizm karşıtı tavrın yanında, girişimci Howard ticari zekasından da hiçbir şey kaybetmeyerek atının promosyonunu iyi yapıyor ve parsayı da topluyor. Anlayacağınız, Amerikan Rüyası'nın öngördüğü her şey var bu filmin içinde. Tam bir muhafazakar demokrat şablonu çıkarılıyor karşımıza.

    Fakat sinemaya bazen biraz daha düz bakmaktan yana biri olarak, Zafer Yolu'nun çok iyi bir seyirlik olduğunu da eklemeliyim. Kaya ve Pearl Harbor gibi çok daha teknik ve kişiliksiz işleriyle tanıdığımız görüntü yönetmeni John Schwartzman, bu kez gerçekten son derece başarılı. Filme hakim olan toprak rengi tonlarının dışında, çerçeve düzenlemeleri ve yarış sahnelerindeki kamera kullanımı da müthiş. Filmin kurgusu da bahsedilmeyi hak edecek kadar iyi. Oyunculukların tümü belli bir düzeyin üzerinde ama özellikle William H. Macy ufak rolünde filme ayrı bir dinamizm katıyor.

    Kendi adıma, Zafer Yolu'nun bu yılın Oscar yarışındaki diğer klasik Amerikan sineması örnekleri Gizemli Nehir veya Soğuk Dağ'a göre bir gömlek üstün, kendi içinde eksiksiz ve işçilik anlamında da birinci sınıf bir yapım olduğunu düşünüyorum. Uzun vadede hatırlanacak bir iş olmasa da, iyi bir seyirlik. Senaristlikten gelen yönetmen Ross'un da Uyarlama Senaryo dalında bu yıl Oscar almaya oldukça yakın olduğunu söylemek mümkün.

    Ali Ercivan

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top