Hesabım
    Tesadüfler
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,5
    Muhteşem
    Tesadüfler

    Ruhani Polemik

    Yazar: Sibel Maksudyan

    Tesadüfler tek sözcükle tanımlanacak olsa, seçeceğim sözcük kesinlikle 'garip' olurdu.

    Garipliği tarif etmek zaten zor olduğundan, bu garipliğin nedenlerini bulmak daha da zor olabiliyor. Yine de denemekte fayda var.

    En Basit Sebep: Filmde karakterlerin tümünün birbirinden acayip olması. Tamam, çok karakterin olduğu, hepsinin bir şekilde birbiriyle bağlandığı filmleri çok seviyorum. Acayip tiplerin olduğu filmleri de çok seviyorum; ama burada çokluk da acayiplik de iyi sunulamamış. Kimin ne yaptığı belli değil. İnsanlar yaşadıkları kendiliklerinden bir anda sıyrılıp, özlerini anlayabiliyorlar. Hayatın anlamıyla ilgili sorulara bir çırpıda cevap verebiliyorlar (özellikle Dustin Hoffman'ın canlandırdığı Bernard, çok ve de dolu konuşuyor gibi gözükse de aslında boş konuşuyor).

    Filmdeki tipler: Aynı zamanda kötü şiirler de yazan bir çevreci Albert (Jason Schwartzman), Huckabees marketler zincirinin üst düzey yöneticisi Brad (Jude Law), Brad'in mutsuz model sevgilisi Dawn (Naomi Watts), yaşadığımız dünyanın küresel sömürüye dayalı düzeninden sıkılımış bir itfaiyeci olan Tommy (Mark Wahlberg), varoluşçu dedektifler Bernard ve Vivian (Lily Tomlin) ile onların Fransız rakibeleri Caterine (Isabelle Huppert). İnanın, dedektif olmayan diğerleri tek tek iyi tipler olabilecekken, tümü birarada kötü bir karışım oluşturmuş.

    Asıl Sebep: Filmin derdi, insanoğlunun varoluş problematiği. Zaten karakterler de bunun arayışı içindeler. Öğreten adamlar olan dedektifler (gurular da diyebilirsiniz) dışındaki genç yetişkinler, hala 'Ben kimim? Neredeyim? Hayatın acılarına katlanılabilir mi?' gibi sorulara cevap aramaktalar.

    Bu cevapları bulmak için başvurdukları yol (dedektifler) zaten yeterince sıkıcıyken, buldukları cevaplar ne kadar tatmin edici oluyor, tartışmalı.

    Bir de bu cevapların bulunmasına yönelik kendini arayış sürerken, filmin Albert'tan gelen bir çevreci duyarlılığı var gibi. Tommy'nin ortaya çıkmasıyla bu fikirler bir adım daha ileri götürülerek küreselleşme ve haliyle kapitalist düzen karşıtlığı da işin içine giriyor. Bu şekilde bakıldığında filmin çok önemli iki soruna el attığı ve sırf bunun için bile takdir edilmesi gerektiği düşünülebilir; ancak filmin ironik dili içinde bu önemli sorunlar eriyip gitmiş, kötü birer şaka halini almış.

    Pekiyi, bu anlatılanlar filmin izlenemeyecek sıkıcılıkta olduğuna mı delalettir? Hayır. Film izlenebilir, arada az da olsa beğenilecek bazı ögeler de bulunulabilir (eğlenceli çarşaf metaforu gibi); ama film erişmek istediği derinliğe gelebilmeyi bırakın, daha kumsala bile varabilmiş değil.

    Yönetmen David O. Russell, karanlık varoluşlara varan bağımsız filmlere bir alternatif getirmek istediğini söylemiş ve kendi hayatında sorduğu soruları filme taşımaya çalışmış. Herhalde bu yüzden de filmde bir fikir uçuşması hakim.

    Bu kadar uçmak mideye zarar verebilir, kafayı da yorar. En iyisi biz inişe geçelim de rahat edelim...

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top