Brokeback Dağı: en yeniler yorumlar - Sayfa 5

Filmde oyunculuklar iyi ama bize anlatmak istediği şey biraz boşlukta kalmış,''AŞK'' mış.Ne yapıyorlar birbirleri için hiçbirşey brokeback'e gidip oturuyorlar ikiside bence fedakarlık yapmıyor,sonrada bunun adı aşk oluyor,ben filme aaa bir erkekle diğeri öpüştü ne kötü bir film gözüyle bakmıyorum,çünkü bunlar olağan şeyler.Benim eleştirdiğim nokta aşk aşk aşk diyorlar ama ben o aşk kokusunu hissedemedim filmde,hani bir anda olup biti veriyor,bir gelişme evresi yok ilişkilerinin,ne bileyim bir hoşlantı belirtisi yada başka birşey, direk cinselliğe geçmeleri aradaki aşk'ı anlatmaktan çok uzak kalıyor bence,oyunculuklarıyla güzel ama anlatmak istediği duyguyu iyi vermeyen 3 oscarlı bir film,fikir edinmek için izleyin derim,bu arada dvd'de özel seçenekleri izliyodum oradaki yorumlarda gözleri dolan varmış filmi seyrederken!!O kadar da değil artık canım.6/10 iyi seyirler.

sanirim bu filmden hoslanmayanlari rahatsiz eden sey yasanan ilikinin normallestirilmesi. insanlarin kafasindaki escinsel kaliplarini yikmasi. ezberleri bozmak icin de yönetmen kasitli olarak ''erkek'' bilinen kovboylari secmis.
kahramanlarin gay degil aslinda biseksüel olmalari da insanlari rahatsiz etmis anlasilan. insanlar escinsellerin seks pesinde kosan arsizlar oldugunu düsündüklerinden asik olabileceklerine de ihtimal vermiyorlar.
film kesinlikle cok cok iyi. müziklerse az rastlanilir cinsten. heat ledger ise tek kelimeyle döktürmüs.

hayatımda izlediim en ii aşk filmlerinden biri böle sıradışı bir aşk ancak bu kadar güsel işlenebilir mükemmel:)

aşk filimi değil diyenlere katılıyorum.
benim bu filimden anladağım iki eşcinselin yaptıkları bi kaç kaçıklığın saçma sapan bir şekilde sürdürmeleri. ve bu adamlar. işsiz güçsüz bütün boş gezen insanlar değil. ne güze karıları çoçukları var ve buna rağmen saçma sapana işleri sürdürmeye devam etmemek gerektiğini ve bazen anlık yapılan yanlışların devam ettrilmemesi gerektiğini anlatıyor...

kovboyların hayatına yeni bir boyut getirmiş film.yer yer dram dozu artan yönetmeni ve oyunculuklarıylada adından sözettiren kayda değer bir sinema örneği...

gercekten cok kaliteli bir basyapıt ilk defa bir eşcinsel ilişkinin boyle samimi olabilecegi düşüncesini gosteren bir film mutlaka izlenmeli

Gayet hoş bir filmdi. Sırf gayleri konu aldığı için izlemeyen insanlar var ama aynı ilişki iki kadın arasında olsa kimse ses çıkarmayacak belki de. Bu kadar duygusal oacağını tahmin etmemiştim. Ginali de çok iyi olmuş. Uzak doğulu yönetmeni tebrik ederim...

filmi güzel kılan ve aklımda o sahnesiyle kalan kısmı:mavi kuş ve şarap akan nehirler kısmıydı.çok etkilendim,aşkın nasıl insana herşeyi olduğundan farklı gösterdiği ki aslında bu anlamda sadece pembe gözlük gibi tüm renkleri pembeleştirdiğini anladım bu filmden.

bence güzel film olmuş konusu çok orjinal sıradan bir film değil.hatta oskarda verilebilirdi.

film mükemmel çok beğendim ama keşke sonu daha güzel olsaydı.ağlamamak için kendimi zor tuttum...

Film çok güzeldi normalde olsa kızacağımız dışlayacağımız bir seyi değişik bir şekide ele alıyorlar.Film çoğu aşk filminden güzeldi.Filmdeki doğa manzaraları zaten bir muhteşemdi.Bu rollerin hakkını veren bu iki aktör ayakta alkışlanmalı yaptıkları hiçte kolay bir iş deği!!

Kaplan ve Ejderha filmini çok sevdiğim Ang Lee harika bir filme imza atmış.Oyunculukları,muhteşem doğa manzaraları ve enfes müziklerle bezeli dramda iki erkeğin 20 yıla varan aşkının sarsıcı,etkiliyeci ve hüzünlü hikayesini sinema sanatını sonuna dek hissederek izliyoruz.Filmi izlerken akademiye çok kızdım.Film ödülünü eşcinsel filmi diyerek vermediler.Harikulade görüntü çalışmasını pas geçip geyşa filmine verdiler.Yönetmen,müzik ve senaryo ödülü ile yetinen bu başyapıt diğer filmlerin aksine 50 yı sonra bir klasik olarak anılacaktır.

harika bi film gerçekten de çok etkileyici. filme konusu itibariyle eleştirel yaklaşmak yanlış olur. güzel bir duygu filmi.

yeşil gölün,aydınlık hislerin habercisi olan bulutlarla aşık attığı,atların şevk dolu bir özgürlükle koştuğu ağaçların onları baştan çıkartan rüzgarla boğuştuğu şeytanın kulesinin gece gündüz bir başına nöbet tuttuğu beyazperdeden görsel hiddetiyle bal damlatan acı bir aşk filminin vuku bulduğu yer...wyoming...sene 1963... ennis;olgun,üzgün,karamsar,masum... jack;aklından ne geçiyorsa direk söyleyen neşeli ama yaşama karşıda öfkeli... para ihtiyacından dolayı bu iki farklı insanın hayatı kesişir.fasulyeler yenir,yasak ateşler yakılır,kısa ve öz muhabbetler yapılır,yağmurlar yağar üstlerine...günler geçer .ennis ve jack bir gece aynı çadırı paylaşır.bu gece de brokeback dağı yıllar yılı sürecek çaresiz bir sevgiye gebe kalır.iki erkeğin birbirine bakışları, kavuşmaları, buluşmaları, kopamamaları, direnmeleri, toplumsal sınırlamalar, aradaki kadınlar, gerçekler... ve bonus olarak dağ, nehir manzaraları... lee nin oyuncu yönetimindeki ustalığını da toza dumana katarak kanıtladığı filmdir bu.kusursuzluğu yakalamalarında rehberlik ettiği iki başrol oyuncusu ise sevdiği adama derin bir tutkuyla bağlı olan ve son ana kadar gizeminden hiç birşey kaybetmeyen ennis’e hayat veren heath ledger ve bıkıp usanmadan düzene başkaldırıp birlikte yaşayabileceklerini savunan,sigarasını her yakışında içine ennis i çeken jack i yansıtan jake gyllenhaal...dağların arasına sıkışıp kalmış bir hüznün kavuşamamanın ağır yükünün kelimelerin tutulamayan balıklara tabi olduğu yaşamsal darbelerin,devrim niteliğindeki gömlek sahnesi gibi unutulmayacak anların sahibi... ve brokeback mountain bir eşcinsel filmi değil aslında bir kovboy filmi hiç değil.ang lee nin de dediği gibi 'evrensel bir aşk filmi'... sükut-u hayale uğramış heyecanları,bakışlardaki beni kurtar yazılarını gün olur devran döner den nasibini alamamış bir aşkı,gustavo santaolalla nın ezgileriyle dinlemek süper bir şey.ve her dinlendiğinde kalbin düzeniyle oynayan ve sinema tarihinin en çarpıcı özgün film şarkılarından biri olan 'a love that will never grow old'... ang lee hüzün en kalıcı duygudur diyor...belki de ennis ve jack in iç sızlatan aşkının tüm şeytani gizemi burada yatıyor.çünkü ben bu yazıyı yazarken bile hüzün doldum...bu şeytan ennis ve jack e hiç rahat vermiyor.'keşke senden nasıl vazgeçebileceğimi bilseydim'diyor jack.çünkü hayatları boyunca ikiside içten içe hiçbirşeyden korkmuyorlar birbirlerini sevmekten korktukları kadar... ama yine de jack in külleri hiçbirzaman 'hoşçakal' demek istemeyenlere armağan olsun...

bu filmi birçok defa izledim ama bir türlü izlemeye doyamıyorum. her izlediğimde filmden tekrar tekrar etkileniyor ve duygulanıyorum. çok anlamlı ve çooook süpeeeer bir film.