Hesabım
    Dehşet Sokağı
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Dehşet Sokağı

    <b>Dehşet Sokağı</b>’na <br>Tam Gaz

    Yazar: Ertan Tunç

    George Lutz (Ryan Reynolds), Kathy (Melissa George) ve Kathy'nin ölen eşinden olma üç çocuğu Billy (Jesse James), Michael (Jimmy Bennett) ve Chelsea (Chloë Grace Moretz) bir yıl önce bir katliama tanıklık etmiş lanetli bir eve taşınırlar.

    Olan bitenden haberi olmayan bu kutsal aile çok geçmeden garip olaylarla karşı karşıya kalırlar. Şimdi bir ev şayet lanetli ise neden lanetini göstermek için birkaç gün pusuda yatar, ailenin eve yavaş yavaş ısınmasını hatta bir takım tadilatlar yapmasını bekler, anlamak mümkün değil.

    Emlakçının evi inanılmaz ucuza vermesinden işkillenmeyen ebeveynler nasıl olur da Amerikan tarihinin en kanlı aile katliamlarından birinden habersiz olurlar? Hadi bunu kavramak mümkün çünkü Dehşet Sokağı, gerçek bir olaydan hareket ediyor. Gerçekten yaşanmış bir kıyımdan ve kayıtlara geçmiş bir çiftin şikayetlerinden yola çıkıyor ama hikayenin gerisi bir senaristin hayal gücüyle şekilleniyor.

    Dehşet Sokağı, 1979 tarihli The Amityville Horror filminin bir versiyonu sayılabilecek bir yeniden-çevrim. Yine hikayenin başı var ama yine sonu yok. Çünkü hikaye paranormal olaylarla ilişkilendiriliyor ve böylelikle de bir çıkmaza sürüklenmek zorunda kalıyor. Şimdi "Yakala onları, öldür onları" diyen aparatların yer aldığı filmlerde gerçek kahramanı, gerçeküstü fenomenin karşısına nasıl çıkartabilirsiniz ki? Bir yerlerden ama nereden geldiği belli olmayan bir sesle nasıl mücadele edebilirsiniz ki? Zamanında buna birtakım çözümler bulundu: Şeytan çıkarma (exorcism) gibi, kötülüğün geledurduğu bir kapıyı, bir geçidi kapama gibi. Ama bunlar sadece devam filmi olasılığını ve olabilirliğini arttırmaya yaradı.

    Damiano Damiani, Richard Fleischer gibi ustalar da Amityville hikayesine bir anlam katabilmek için didindiler ama başarısız oldular. Çünkü Amityville olayının bir sonu olması imkansız, sonu olmayan ve başı da bir yere bağlanmayan bir hikayeden de bir başyapıt çıkması herhalde beklenemez. O halde sekiz varyasyonun sekizinin de başarısız olması tesadüf değil. Peki elimizdeki Dehşet Sokağı, seriye ne katmış? Teknik denetim ve görsel şoklar dışında hiçbir şey!

    Dehşet Sokağı; kanlı filmleri, hayaletli filmleri ve çocukların kurban olarak seçildiği filmleri sevenlerin beğenebileceği özel bir paket gibi. Kan, kusmuk, cinayet, hayalet bolca var. En sağlamından ses efektleri, müthiş bir karabasan havası filme hakim. Türde başarılı olmuş diğer filmlerin klişelerini bir araya getiren toplaşık bir korku filmi Dehşet Sokağı. Misyonerin işkence edip, öldürdüğü yerlilerin laneti üzerine bir filme dönüşmesinden, şeytan çıkarmaya gelen rahip Callaway'e, saçma sapan repliklerinden bir aile draması tadı taşımaya çalışmasına kadar her özelliği bilindik temalar üzerine kurulu. Çok kanlı olduğu için de korkutmadığını, germediğini söylemek haksızlık olur.

    Tüfekle ailesini katleden cani baba, babası tarafından öldürülen küçük çocuğun hayaleti, gaipten gelen kana susamış sesler, sonradan rüya olduğunu, halüsinasyon olduğunu anladığımız sahneler. Hepsi ama hepsi, güçlü bir görüntü ve ses çalışmasıyla beraber amacına ulaşan korku öğeleri olarak başarıyla kullanılmış.

    Ryan Reynolds, Jesse James ve Jimmy Bennett'in performanslarından güç alan Dehşet Sokağı, bir film izlerken korkmak, gerilmek isteyen ve neden korktuğu konusunu fazla kurcalamayacak olan sinemaseverler için biçilmiş kaftan. Gerçek olaylardan yola çıkıp gerçekdışı olaylara kapağı atan uyduruk senaryosuna rağmen, iyi bir sinemada izlenirse belli bir tatmin duygusu sağlayan sıkı bir korku filmi.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top