Hesabım
    Kaplumbağalar da Uçar
     Kaplumbağalar da Uçar
    6 Mayıs 2005 Sinemada | 1s 35dk | Dram
    Yönetmen Bahman Ghobadi
    |
    Senarist Bahman Ghobadi
    Oyuncular: Soran Ebrahim, Avaz Latif
    Orijinal adı Lakposhtha ham parvaz mikonand
    Üyeler
    4,3 413 Puanlama, 62 Eleştiri
    Beyazperde
    4,0
    Puanım :
    0.5
    1
    1.5
    2
    2.5
    3
    3.5
    4
    4.5
    5
    İzlemek İstiyorum

    Özet

    Film Türkiye-İran sınırında bulunan bir Kürt mültesi kampında geçmektedir. Mayın toplayarak yaşayan Soran 13 yaşında bir çocuktur. Kasabadakiler için hazırladığı bir anten aracılığı ile Saddam’ın düşüşünü haber alıp herkese duyurur. Bu sırada Agrin de 14 yaşında bir annedir. Soran ona aşık olur ama Agrin’in ağabeyi Henkov tarafından huzursuz edilir. Henkov’un kolu yoktur çünkü bir mayın basmıştır. Şimdi ise gelecekten haber verebilmek gibi bir yeteneği vardır. Film, 52. San Sebastian Film Festivali’nde En İyi Film seçilmiştir. En İyi Senaryo dalında da Jüri Özel Ödülü’ne layık görülmüştür. Ve bir de Berlin Film Festivali’nde Barış Ödülü kazanmıştır. Kaplumbağlar da Uçar, Saddam’ın ardından Irak’ta çekilen ilk filmdir.

    Beyazperde Eleştirisi

    4,0
    Çok İyi
    Kaplumbağalar da Uçar

    Mayınlarda Saklı Çocuk Yüzleri

    Yazar: Misafir Koltuğu
    Sığındıkları sınır kapılarından başka gidecek yerleri olmayan insanların savaşın sınırındaki hikayeleri. Kapılarında bir savaş her an hazır beklerken ne zaman düşeceği belli olmayan bir bomba ile yaşamak... Daha önce Sarhoş Atlar Zamanı adlı filmiyle 2000 yılında Cannes'da Altın Kamera ödülünü alan İranlı Kürt yönetmen Bahman Ghobadi, yanı başımızda hala sürmekte olan savaşa tanık olurken, artık göre göre yabancılaştığımız görüntüleri ve duya duya duyarsızlaştığımız ölüm haberlerini dinlerken unuttuğumuz savaşı bize Kaplumbağalar da Uçar'da yeniden hatırlatıyor.Bu savaşa dışarıdan tekrar bakmamızı sağlarken çok yakın bir tarihe de ışık tutuyor.Son yıllarda atağa geçen İran Sineması artık batılılara "otantik" olmanın ötesinde çok daha farklı dünyalar sunuyor.Sınırda yaşayan bir grup çocuğun yaşadıklarını Ghobadi etkili bir dille anlatmış. Satellite (adını lakabından alıyor) ve çevresindek

    Fragmanlar

    Kaplumbağalar da Uçar Orijinal Fragman 1:44
    Kaplumbağalar da Uçar Orijinal Fragman
    36.020 gösterim
    Öneriler

    Oyuncular

    İzleyici eleştirisi: sevdiler

    En iyi ve en faydalı yorumlar
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    5 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    OYUNCULUKLARIN ZİRVE YAPTIĞI BİR BAŞYAPIT 10 ÜZERİNDEN 10 Amerika’nın Irak’ı işgali/yağmalaması/varolan cehennem ateşini iyice harlamasının adını “savaş” olarak dünyaya yutturmaya çalıştığı zor koşullarda, Irak-Türkiye sınırındaki mülteci kampına kamerasını çeviriyor Bahman Ghobadi. Bir yandan yöredeki kasabalarda evlere anten takarak para kazanan diğer yandan da kasaba ve çevresindeki mayınları ...
    Devamını oku
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    21 Aralık 2013 tarihinde eklendi
    Ghobadi'nin filmin sonundaki notu her şeyi açıklamaya yetiyor aslında. Yine vurucu, sonuna kadar gerçek bir filme imza atmış. Hayatım boyu izlediğim filmler arasında çocuklardan oluşan bir kadrodan en fazla verim alanı. Ve inanın bana çok film izledim. Bahsedecek çok şey var aslında filme dair. Örneğin filmin adı. Bazılarına göre eski bir Kürt hikayesinden, bazılarına göre ise kaplumbağaların mayın toplama işinde ...
    Devamını oku
    -alp-
    -alp-

    Takipçi 195 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    26 Haziran 2010 tarihinde eklendi
    Buğulu gözlerle izlemekten başka şansımız olmayan, değerli iran filmlerinden biri daha.. Kaplumbağalar da uçar, doğal oyunculukları ve derdini iyi anlatabilmiş yapısı ile duygu yüklü, kaliteli bir film.. Her anı mana dolu bu filmi, sinema aşıklarına şiddetle öneririm...
    cudiferat
    cudiferat

    Takipçi 177 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    20 Mayıs 2009 tarihinde eklendi
    Lütfen gerçekçi yaklaşalım; Filmi olağanüstü kılan Çocukların oyunculuğu, Yönetmenin o sekansları çekebilmek için çocuklarla olan uzun uğraşı, Savaşın acı gerçekleri. Bunlar haricinde sinematografik açıdan (Müzikleri hariç, Soundtrack albümünü edindim mutlaka sizde dinleyin ) pek olağanüstülük yok; hepimiz bilincinde olmalıyız gerçeğin. Bu tür konu ve gerek yönetmen gerek çocukların harcadığı ...
    Devamını oku

    Fotoğraflar

    Teknik bilgiler

    Ülke Irak, İran
    Dağıtımcı -
    Yapım yılı 2004
    Metraj uzun metrajlı film
    İlginç Detaylar -
    Bütçe -
    Dil ARABIC
    Görüntü formatı 35mm
    Renk Renkli
    Ses formatı Dolby Digital
    Yapım formatı 1.85 : 1
    Viza numarası -

    Bu Filmi Beğendiysen, Şunlara da Göz At:

    Bu filmi sevdiyseniz, şunlar da ilginizi çekebilir: : Yılın en iyi filmleri 2004, En iyi film: Dram, {Genre} türündeki en iyi filmler : 2004.

    Yorumlar

    • UGUR-TAZEG?L
      OYUNCULUKLARIN ZİRVE YAPTIĞI BİR BAŞYAPIT 10 ÜZERİNDEN 10Amerika’nın Irak’ı işgali/yağmalaması/varolan cehennem ateşini iyice harlamasının adını “savaş” olarak dünyaya yutturmaya çalıştığı zor koşullarda, Irak-Türkiye sınırındaki mülteci kampına kamerasını çeviriyor Bahman Ghobadi. Bir yandan yöredeki kasabalarda evlere anten takarak para kazanan diğer yandan da kasaba ve çevresindeki mayınları himayesindeki çocuklarla birlikte toplayarak onlara bakan nam-ı diğer Satellite, Halepçe’den gelen Agrin, abisi ve kardeşiyle (aslında Agrin’in tecavüze uğraması sonucu doğan ve istemediği oğlu) ilgilenmeye başlar. Agrin’in hiç gülmeyen hüzünlü ve acı dolu yüzü ve abisinin geleceği görebilme yeteneği Satellite’ın işgal ile şekillenecek geleceğinin parçaları haline gelecektir.Irak’ın işgalinden sonra çekilen ilk film olan Kaplumbağalar da Uçar, Oscar adaylığı ile birlikte sayısız ödül kazanmış bir başyapıt. Politik arkaplanının yarattığı dramı çok zor koşullar altında yaşamaya çalışan ve travmalarını küçücük bedenlerinin içinde –belki de- sessizce yaşayan çocukların gözünden anlatan Ghobadi, tarif edilemeyecek kadar zor bir işin altından başarıyla kalkıyor. Filmin Amerikan işgal ekibince desteklenmesinin filmin gücünden bir şey kaybettirmediğini ama bu desteği veren kurumların ne kadar terbiye yoksunu olduklarını da kanıtlaması, filmin turnusol kağıdı işlevini görmesini sağlıyor.Sana kırmızı balık yakalarım. Nasıl ve nerden başlasam bilemiyorum. Böyle yaşamları yorumlamaya yetecek kadar kelime varmı heybemde emin değilim. Bizlere oldukça yakın bir coğrafya da geçen bir hikaye , ama bu sıradan bir hikaye değil. Bu hikaye çok acı ve maalesef gerçek. Para hırsının insanoğluna neler yaptırdığını anlamak isteyenler için verebileceğim tek öneri Irak’a , Suriyeye , Libya’ya , Musul’a kısacası Ortadoğuya bakmalarıdır. Hayatın en acımasız yanlarından birini görürsünüz orada , insanların gözlerine baktığınızda utanırsınız , yere bakarsınız , insanların gözlerine bakamassınız. Orada öyle bir utanırsınız ki anlatamam , insanlar gelip geçerken size bakarlar , çünkü merak ederler . Siz onlara birilerini anımsatırsınız , başlarına bir daha aynı şeylerin gelip gelmeyeceğini merak etmezler , çünkü başlarına gelen şey onların yakasından henüz ayrılmadı. Size bakarlar çünkü siz farklısınızdır, bedenleriniz tamamen yerli yerindedir ,bacaklarınız , kollarınız , gözleriniz hep yerli yerindedir. Bacakları olmayan bir çocuk gelir , sizin yaşlarınızdadır ama size öyle bir bakar ki bir daha utanırsınız , evet ayaklarınız olduğu için utanırsınız. Sonra bir sonbahar yağmuru gelir , oradaki insanların üzerindeki tozları siler ve elbiseleri çamur içerisinde kalır . Siz şemsiyeniz elinde utanırsınız , evet şemsiyenizi açmaya utanırsınız , utanmalısınızda. Çoğumuz evlerimizde sıcak yataklarımızda uyurken unutur o insanları , bir filmden çıktığınızda mideniz bulanır , önünüze gelen yemeğe bakar ve beğenmeyiz. Ama ordakiler öyle değildir , en son ne zaman sıcak bir çorba içti bilinmez , en son ne zaman sinemaya gitti bilinmez. Ülkesi birilerinin botları altında ezilirken aklından geçen şey bunun ne zaman biteceğidir. Orada birileri (kim olduklarını biliyorsunuz) ordaki kadınlara ve küçük kızlara neler yapıyor bir bilseniz. İşte bu film tüm bunlara bir cevap niteliğinde. İnsanlığın (ki içimizde ve dünyada ne kadar kaldı bu konuda ciddi tereddütlerim var) yüzüne atılan sert bir tokat. Bu filmi bitirdikten sonra bir saat falan yerimden kalkamadım , inanın mideme bir sancı girdi ve kalkamadım yerimden. Dünyadaki en masum şeylerin başına gelenleri gördüğümde artık gücümün tamamının bittiğini hissettim , hayatta şikayet ettiğim şeylerin ne kadar önemsiz olduğunu gördüm . Sakın yanlış anlamayın , halinize şükredin demiyorum , bu a’lçaklık olurdu. Başkalarının acılarına bakarak kendi halinden hoşnut olanlar işte bunlar a’lçaklardır ve oradaki çocukların başına gelenlerin sağlayıcılarıdır. Bu filmi yapanların tamamına teşekkürü bir borç bilirim ve eklerim. İnanın hayatımın sonuna kadar unutmayacağım bu filmi. Agrin’i , Hengov’u ,Risa’yı,Satelitte’yi. Hiçbirinizi unutmayacağım. Yorumu başlangıç cümlesiyle paralel olan ve neredeyse aynı konuları işleyen Uçurtma Avcısı filminden bi replikle bitirmek istiyorum. Senin için bin tane olsa yine yakalarım
    Back to Top