Hesabım
    Kaplumbağalar da Uçar
    Ortalama puan
    4,2
    414 Puanlama
    Kaplumbağalar da Uçar hakkında görüşlerin ?

    62 Kullanıcı yorumları

    5
    23 Eleştiri
    4
    27 Eleştiri
    3
    3 Eleştiri
    2
    6 Eleştiri
    1
    2 Eleştiri
    0
    1 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    5 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    OYUNCULUKLARIN ZİRVE YAPTIĞI BİR BAŞYAPIT 10 ÜZERİNDEN 10

    Amerika’nın Irak’ı işgali/yağmalaması/varolan cehennem ateşini iyice harlamasının adını “savaş” olarak dünyaya yutturmaya çalıştığı zor koşullarda, Irak-Türkiye sınırındaki mülteci kampına kamerasını çeviriyor Bahman Ghobadi. Bir yandan yöredeki kasabalarda evlere anten takarak para kazanan diğer yandan da kasaba ve çevresindeki mayınları himayesindeki çocuklarla birlikte toplayarak onlara bakan nam-ı diğer Satellite, Halepçe’den gelen Agrin, abisi ve kardeşiyle (aslında Agrin’in tecavüze uğraması sonucu doğan ve istemediği oğlu) ilgilenmeye başlar. Agrin’in hiç gülmeyen hüzünlü ve acı dolu yüzü ve abisinin geleceği görebilme yeteneği Satellite’ın işgal ile şekillenecek geleceğinin parçaları haline gelecektir.

    Irak’ın işgalinden sonra çekilen ilk film olan Kaplumbağalar da Uçar, Oscar adaylığı ile birlikte sayısız ödül kazanmış bir başyapıt. Politik arkaplanının yarattığı dramı çok zor koşullar altında yaşamaya çalışan ve travmalarını küçücük bedenlerinin içinde –belki de- sessizce yaşayan çocukların gözünden anlatan Ghobadi, tarif edilemeyecek kadar zor bir işin altından başarıyla kalkıyor. Filmin Amerikan işgal ekibince desteklenmesinin filmin gücünden bir şey kaybettirmediğini ama bu desteği veren kurumların ne kadar terbiye yoksunu olduklarını da kanıtlaması, filmin turnusol kağıdı işlevini görmesini sağlıyor.

    Sana kırmızı balık yakalarım. Nasıl ve nerden başlasam bilemiyorum. Böyle yaşamları yorumlamaya yetecek kadar kelime varmı heybemde emin değilim. Bizlere oldukça yakın bir coğrafya da geçen bir hikaye , ama bu sıradan bir hikaye değil. Bu hikaye çok acı ve maalesef gerçek. Para hırsının insanoğluna neler yaptırdığını anlamak isteyenler için verebileceğim tek öneri Irak’a , Suriyeye , Libya’ya , Musul’a kısacası Ortadoğuya bakmalarıdır. Hayatın en acımasız yanlarından birini görürsünüz orada , insanların gözlerine baktığınızda utanırsınız , yere bakarsınız , insanların gözlerine bakamassınız. Orada öyle bir utanırsınız ki anlatamam , insanlar gelip geçerken size bakarlar , çünkü merak ederler . Siz onlara birilerini anımsatırsınız , başlarına bir daha aynı şeylerin gelip gelmeyeceğini merak etmezler , çünkü başlarına gelen şey onların yakasından henüz ayrılmadı. Size bakarlar çünkü siz farklısınızdır, bedenleriniz tamamen yerli yerindedir ,bacaklarınız , kollarınız , gözleriniz hep yerli yerindedir. Bacakları olmayan bir çocuk gelir , sizin yaşlarınızdadır ama size öyle bir bakar ki bir daha utanırsınız , evet ayaklarınız olduğu için utanırsınız. Sonra bir sonbahar yağmuru gelir , oradaki insanların üzerindeki tozları siler ve elbiseleri çamur içerisinde kalır . Siz şemsiyeniz elinde utanırsınız , evet şemsiyenizi açmaya utanırsınız , utanmalısınızda. Çoğumuz evlerimizde sıcak yataklarımızda uyurken unutur o insanları , bir filmden çıktığınızda mideniz bulanır , önünüze gelen yemeğe bakar ve beğenmeyiz. Ama ordakiler öyle değildir , en son ne zaman sıcak bir çorba içti bilinmez , en son ne zaman sinemaya gitti bilinmez. Ülkesi birilerinin botları altında ezilirken aklından geçen şey bunun ne zaman biteceğidir. Orada birileri (kim olduklarını biliyorsunuz) ordaki kadınlara ve küçük kızlara neler yapıyor bir bilseniz. İşte bu film tüm bunlara bir cevap niteliğinde. İnsanlığın (ki içimizde ve dünyada ne kadar kaldı bu konuda ciddi tereddütlerim var) yüzüne atılan sert bir tokat. Bu filmi bitirdikten sonra bir saat falan yerimden kalkamadım , inanın mideme bir sancı girdi ve kalkamadım yerimden. Dünyadaki en masum şeylerin başına gelenleri gördüğümde artık gücümün tamamının bittiğini hissettim , hayatta şikayet ettiğim şeylerin ne kadar önemsiz olduğunu gördüm . Sakın yanlış anlamayın , halinize şükredin demiyorum , bu a’lçaklık olurdu. Başkalarının acılarına bakarak kendi halinden hoşnut olanlar işte bunlar a’lçaklardır ve oradaki çocukların başına gelenlerin sağlayıcılarıdır. Bu filmi yapanların tamamına teşekkürü bir borç bilirim ve eklerim. İnanın hayatımın sonuna kadar unutmayacağım bu filmi. Agrin’i , Hengov’u ,Risa’yı,Satelitte’yi. Hiçbirinizi unutmayacağım. Yorumu başlangıç cümlesiyle paralel olan ve neredeyse aynı konuları işleyen Uçurtma Avcısı filminden bi replikle bitirmek istiyorum. Senin için bin tane olsa yine yakalarım
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    21 Aralık 2013 tarihinde eklendi
    Ghobadi'nin filmin sonundaki notu her şeyi açıklamaya yetiyor aslında. Yine vurucu, sonuna kadar gerçek bir filme imza atmış. Hayatım boyu izlediğim filmler arasında çocuklardan oluşan bir kadrodan en fazla verim alanı. Ve inanın bana çok film izledim. Bahsedecek çok şey var aslında filme dair. Örneğin filmin adı. Bazılarına göre eski bir Kürt hikayesinden, bazılarına göre ise kaplumbağaların mayın toplama işinde kullanılmasından geliyor. Gerçek olan şey ise film boyunca önemli sahnelerde kaplumbağa ve sırtında taşıdığının (ki kendisinin hem evi hem de en büyük yükü) vurgusuna şahit oluyoruz. Savaşın dili, dini, ırkı yoktur. Dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın, aklımızın hayalimizin eremeyeceği biçimlerde etkiler orada bulunanları. Bizler gibi şanslı nesiller ise böyle olayları ve hikayeleri filmlerde, haberlerde, türkülerde görüp üzülüyoruz. Fakat ne yazık ki bazen bunları yaparken bile unutuyoruz, aslında hepsinin de bize ne kadar yakın ve dünyayı topyekun ilgilendiren meselelerin başında geldiğini. İnsanı derinden etkileyen, moralini bozan bir film. İzlenmesi gerek.
    -alp-
    -alp-

    Takipçi 195 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    26 Haziran 2010 tarihinde eklendi
    Buğulu gözlerle izlemekten başka şansımız olmayan, değerli iran filmlerinden biri daha.. Kaplumbağalar da uçar, doğal oyunculukları ve derdini iyi anlatabilmiş yapısı ile duygu yüklü, kaliteli bir film.. Her anı mana dolu bu filmi, sinema aşıklarına şiddetle öneririm...
    cudiferat
    cudiferat

    Takipçi 177 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    20 Mayıs 2009 tarihinde eklendi
    Lütfen gerçekçi yaklaşalım; Filmi olağanüstü kılan Çocukların oyunculuğu, Yönetmenin o sekansları çekebilmek için çocuklarla olan uzun uğraşı, Savaşın acı gerçekleri.

    Bunlar haricinde sinematografik açıdan (Müzikleri hariç, Soundtrack albümünü edindim mutlaka sizde dinleyin ) pek olağanüstülük yok; hepimiz bilincinde olmalıyız gerçeğin.

    Bu tür konu ve gerek yönetmen gerek çocukların harcadığı emekle daha çarpıcı, bitirici, vurucu ne derseniz bir film yapılabilirdi; kötü mü "tabii ki hayır"; izlenmeli mi? "elbette".
    Sarhoş Atlar ile kıyaslamak gerekirse bu film daha güzel bence.. 8,4/10

    Dipnot: Buradaki arkadaşların yorumlarını dikkate alarak, orjinal dili için DVD versiyonunu tam 1 sene aradım ve iyiki de öyle yapmışım. Tecrübelerini paylaşan arkadaşlara içten teşekkürler...
    jamesbond-2
    jamesbond-2

    Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    21 Eylül 2006 tarihinde eklendi
    herkesin izlemesi gereken filmlerden biri hayat ın toz pembe olmadığını bir kez daha bu filmle anlıyoruz.oyuncular ın da amatör olmasına rağmen güzel bir iş çıkardıklarını söylemeliyim.izlemeyenlere şiddetle tavsiye edilir.8/10
    naked-soul
    naked-soul

    Takipçi 561 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    10 Kasım 2005 tarihinde eklendi
    son derece mükemmel ve ben filmi anlatacak kelime haznesine sahip değilim^^The New York Times’ın dediği gibi ’çok üzücü’, NewYotek’in dediği gibi ’unutulmaz’ ve The Gurdian dediği kadar ’şaşırtıcı bir perforformans’... işte 55. Berlin Film Festivalinde ve 52. San Sebastian Film Festivallerinde en iyi film ödüllerini alan bir Bahman Ghobadi filmi..
    electronica
    electronica

    Takipçi 228 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    12 Temmuz 2010 tarihinde eklendi
    Savaşa karşıt filmler arasında yer alan, çok beğendiğim, düşündüren, mesajlar veren, çok güzel bir film ... 10 üzerinden 10 puan ...Yönetmen film ile ilgili yorumunda: Filmimi diktatör ve faşistlerin politikalarına kurban edilen tüm masum dünya çocuklarına ithaf etmek istiyorum diyor.Evet bu filmde de savaşın masum sivil halka ve özellikle de masum çocuklara ne kadar da zarar verdiğini görüyoruz. Çocuklar küçük yaşlarda yaşıtlarıyla oyunlar oynayıp, okula gidecekken, hayatı tanıyacakken savaşın acımasız yüzü ile tanışıyorlar.Oyuncak yerine mayınlarla tanışıyorlar, park alanı ise mayın arazisi oluyor. Ve bu acı ve yokluk içinde yaşam, çocuklarda travmalara sebep oluyor hayatları boyunca ...Barışın değerini ve kıymetini bilmemiz gerekir. Çünkü savaşlarda mağdur olan kesim hep masum halklardır, çocuklardır. Savaşa ve silahlanmaya hayır !!!
    tolstoyevski
    tolstoyevski

    Takipçi 76 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    21 Kasım 2006 tarihinde eklendi
    iŞgal sonrası Irak’nda bir sınır köyünde oluşturulan ’mayın krallığı’.Mayın satarak geçimlerini sağlamaya çalışan çocuklar...Dağılan vücutlar,parçalanan yaşamlar... İran sinemasının yeni kuşak yönetmenlerinden Bahman Ghobadi(Abbas Kiarostami’nin asistanlığını yapmıştı) bizleri bir taraftan işgalin gölgesinde çerçevelenmiş stilize bir dünyaya götürürken diğer taraftan da metaforik anlatımını bütünleyici bir unsur olarak ustaca kullanıyor.(özellikle kaplumbağa metaforuna dikkat!) Küreselleşen dünyanın çelişkili yüzünÜ(zengin yoksul diyalektiği) bütün çıplaklığıyla ortaya koyan film,işgalin gölgesinde ayakta kalma mücadelesi veren çocuk yaşamlarına dair güçlü bir çalışma...Talanın ve yağmanın kol gezdiği bir dünyada yükselen acı bir çığlık...Sarsıcı olduğu ölçüde de sanatsal...Bahman Ghobadi bu filmde ’toplumsal gerçekçi’ sinema anlayışının hakkını gerçektende çok iyi veriyor...
    sidarta21
    sidarta21

    Takipçi 104 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    19 Haziran 2006 tarihinde eklendi
    film gerçekten çok iyi.konusu,oyunculuk.ama kafama takılan benim dublaj.dünyada en iyi yaptığımız birkaç işten biri sanırım dublaj ama bu filmde becerememişiz.şehirden uzak yaşayan insanlar muazzam konuşamazlar.aksan olsaydı çok çok daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum.mesela bunu terminal filminde çok iyi yapmışlar ama bu filmde neden akıllarına gelmemiş anlamadım.tabi filmin dublajı kötü diye filmin puanını düşük tutacak değilim.10/9
    ihate-clowns
    ihate-clowns

    Takipçi 49 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    24 Ağustos 2006 tarihinde eklendi
    Çocukluklarından vazgeçmiş hayatta kalabilmenin uçurum kenarına defalarca gidip gelmek yerine,atlamaktan vazgeçmeden yaşayabilmenin yolunu mayın toplamak ve onu satarak para kazanmaktır.ırak-abd savaşının en acımasız portresini çizen filmde evet bunlar gerçekten uçar! demeden bitiremiyor insan filmi..onların uçabilceklerini hayal etmek bile güzel..evet o gaz maskesi onlara yetmeyecek,evet onlar mayın toplarken bir bacaklarını daha kaybedecekler ama savaş anında onlar uçacak,bir kuştan veya bir amerikan helikopterinden daha çok sevindirici bir şekilde uçacaklar en azından bu filmi izleyen herkes onların uçtuğuna inanacak..nereye olduğunu bilmek ise uçtukları sevincinin yanında sönük kalacak düşünülmeyecek bile!.
    cnksy
    cnksy

    Takipçi 114 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    6 Haziran 2007 tarihinde eklendi
    Bu filmin ilk defa beyazperdenin bir formunda duydum,formun ismi en iyi ve en kötü filmlerdi ve kaplumbağalarda uçar bir kaç arkadaşın en iyi filmim listesindeydi,sonra burdaki puanıda görünce filmi izlemek için heveslendim,maalesef ne en iyi film nede bu kadar puanı hak ediyor.Anlattığı konu güzel ama filmde duygu yoksunluğu var,ben hiç beğenmedim yani,filmdeki oyuncuların hepsi çocuklar fakat roller iyi,ama kurguda duygu eksikliği var,çocuk oyuncuların rolleri hatırına 6/10 iyi seyirler.
    Ramazan Guven
    Ramazan Guven

    Takipçi 94 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    24 Mart 2008 tarihinde eklendi
    bahman dan yine bir başyapıt, bu filmin de de pek çok ödül alan bahman çok başarılı bir yönetmen olduğunu biz sinemaseverlere ıspatlıyor...dillerin sinemada birleştiği bu harika eseri kaçırmayın...
    kuzularynsessizli-i
    kuzularynsessizli-i

    Takipçi 804 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    28 Eylül 2007 tarihinde eklendi
    Sarhoş Atlar Zamanı filmine oranla sönük kaldı benim gözümde...Bahman Ghobadi o bir filminde daha gerçekçi, daha iyi yaklaşmış olaylara...Bu filmde iyiydi ama nedense beni fazla etkilemedi...
    verbalkint92
    verbalkint92

    Takipçi 177 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    20 Ocak 2006 tarihinde eklendi
    Mayınlar,sakat insanlar, ailesini kaybeden cocuklar ve kampta giderek büyüyen mutsuzluk ve korku...Yönetmenden ağır silahlara karşı sembolik bir isyan. Uzun süredir parçalanan bir coğrafyanın biriktirdiği acıyı görürken insanın midesi bulanıyor.Olağanmış gibi devam eden hadiseleri görenler bir sanat dehasının imbiğinden geçirdiği bu büyük acıyı hissetmeye başlıyor.Yılların hüznünü acısını trajik bir biçimde izleyicinin psikolojik iklimine sokan, rejim değişikliği sonrası ırakta çekilen ilk film olması sebebiyle de ayrı bir önem taşıyan cok başarılı bir film.
    ultraaslanserhat
    ultraaslanserhat

    Takipçi 126 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    29 Temmuz 2008 tarihinde eklendi
    "kaplumbağar da uçar" sarsıcı bir film
    iranlı kürt yönetmen bahman ghobadı nin hem senaryosunu yazıp hemde yönettiği bu film iran sinemasının son yıllarda çıkardığı belkide en iyi film. film türkiye-ırak sınırında amerikan işgali altındaki bir kült mülteci kampında yaşayan çocukların sefalet acı ölüm tehlikesini anlatıyor bu çocuklar modern dünyanın diğer çocuklarından farklıdır onların sıcak bir yuvası üzerlerine şevkatle titreyen aileleri eğitim alabilecekleri okulları yoktur onlar hayatlarını patlamamış mayınları toplayıp satarak kazanmaktadırlar ve bir çoğu kollarını bu işte yitirmesine rağmen ağızlarıyla da olsa mayınları toplayıp para kazanma derdindedirler.13 yaşındaki satellite kampta ingilizce bilen tek kişidir kamptaki çocuklarında lideridir ama hem çocuklar hem büyükler ona büyük bir saygı duymaktadır satallite kampa yeni gelen 14 yaşında ki küçük anne agrin e umutsuzca ve çocukça bir masumiyetle aşık olur ama agrin in geçmişi büyük bir trajedi ile doludur (filmin kilit noktalarından biri bu kızın hikayesi) ve intihar etmek istemekte fakat bir türlü cesaret edememektedir
    yönetmen bizlere mülteci kamplarında tank hurdaları ve yırtık çadırlarda yaşamanın zorluğunu etkileyici bir biçimde kullandığı sinematografisi ile hisetriyor filmdeki plan sekanslar olması gerektiği gibiydi ne sanatsal kaygılarla gereğinden fazla uzun tutulmuş nede iyi bir görsellik oluşturulmak için gereksiz kamera hareketlerine renk tonlamalarına yer verilmiş her şey olması gerektiği gibi yönetmen böylesine bir savaş ve sefaletde bile masumiyetlerini hiç yitirmemiş çocukların gözünden harika bir oyuncu yönetimi ile anlatıyor sezgilerini oyunculuklar ise birinci sınıftı filmde ışık renk kullanımı herçey çok etkileyiciydi filmin her karesinde oyunculuklar ve sinematografi ince elenip sık dokunmuş üstelik çok kısa bir yer tutsada müziklerin sarsıcı etkisi izleyicinin anında gözlerinin dolmasına sebebiyet veriyor ama ne mutlu ki yönetmen filmin hiçbir noktasında duygu sömürüsüne başvurmamış üstelik film bir çok defa düşünmeye sevk ediyor insanı ister istemez pazarlarda sebze meyve gibi satılan ağır makinali silahlar roketler baskıcı bir dikdatör ile işgal korkusu, eğitim alamayan her an köle gibi çalışan ve despotların oyuncağı olan çocuklar istikrarsızlık belirsizlik sefalet sonu görünmeyen dipsiz karanlık bir kuyu işte ırağın durumu bu üstelik bunlar kıtalar arası bir mesafede değil hemen komşumuz olan bir ülkede oluyor gerçekten düşünmeden edemiyor insan
    film insanı bir çok yönden etkiliyor düşünrüyor sarsıyor ve çok çok daha fazlasını yapıyor iran sinemasının başyapıtı bence bu film kesinlike izleyin
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top