Hesabım
    Filmlere Göre Feleğin Çarkının İşleyişi!

    Hayatınızın bug'ı burada!

    Hayatın kılavuzunu arayanlara müjde! Sizler için sinema camiası tarafından söze dökülmemiş hayat kurallarını derledik.

    Hangi durumda ne yapmalısınız diye düşünmeye son! Bu Hollywood kılavuzumuzun yardımıyla siz de birer Hollywood yıldızı gibi yaşayacaksınız!

    #1

    Patlamalar aslında hiç de öyle ölümcül şeyler değildir. Kısa mesafeli bir koşu sizi patlamanın tehlikeli bölgesinden kolayca kurtarabilir. Patlamaya boyun eğip yaralanmak sizin şanssızlığınız değil tembelliğinizdir. Bakın Nicolas Cage'e, nasıl da koşuyor! Ondan daha tecrübelisini mi bulacaksınız?

    #2

    Eğer tek kişiye karşı 15 kişilik bir kavganın ortasında kaldıysanız (artık bunu hak edecek ne yaptınızsa..) hiç korkmayın. Karşınızdaki 15 adam sizin onları zorlanmadan dövebilmeniz için tek tek sıralarını bekleyecek, kendi sıraları geldiğinde size atak yapacaklardır. Üstelik de bir yumruğunuzla baygın düşüp size güzellik bile yapabilirler!

    #3

    Her Fransız filminden bildiğimiz üzere Eiffel Kulesi Fransa'daki her evin penceresinden görülebilir... İster Paris'ten ister Strazburg'dan bakın, dünyanın o engin harikası sizi selamlamak için orada olacaktır. Allah'ın bir işi işte..

    #4

    Masumiyet hayat kurtarır. Bakın Timmy'ye... Jurassic Park'ın küçük kahramanı koca bir T-Rex'i öldürebilecek olan elektrikli tellere dokundu, yetmedi temasın etkisiyle metrelerce aşağı düşüp yere yapıştı, üstelik kısa bir süre nefes alamadı. Ama 5 dakika sonra gayet sağlam bir şekilde (saç stili biraz bozulmuş olabilir) ayağa kalkıp yoluna devam etti. T-Rex de kimmiş?

    #5

    Köpeklerin müthiş varlıklar olduklarını hepimiz biliyoruz. Ama süpersonik yetenekleri olduğunu da bizden öğrenin istedik. Köpeklerin boy gösterdikleri her filmde kötü niyetli kişileri tespit edip sahiplerine işaret vermek adına havlama krizleri tutar. Ancak genellikle sahipleri bu önemli uyarıları dikkate almaz ve katil/soyguncu/psikopat karakteri akşam yemeğine falan davet eder... Biz köpekleri hak etmiyoruz galiba ya...

    #6

    Tuvaletler pek uğrak yeri değildir. Sizin haricinizdeki tüm insanlar nadiren tuvalete uğrar. Bu genellikle ihtiyaç gidermek için değil peşinde olduğunuz (ya da peşinizde olan) bir saldırgan tarafından dövülmek içindir. Genellikle ustaların canla başla didine didine yaptığı tuvaletler de sayenizde yerle bir olur. (Emeğe saygınız yok di mi hiç?..)

    #7

    İngilizce artık evrensel bir dil değildir, bırakın dünyayı, evrenin en uzak köşesine kadar baskın bir dil olmayı başarmıştır. İster Jüpiter, ister çok uzaklardaki bir galaksi, ister Klingonlar olsun mutlaka bu dili adeta birer dilbilimci kadar iyi konuşabilir, espriler şakalar yapabilirler. O yüzden İngilizce öğrenmekteki asıl amaç "CV'de iyi dursun"dan öte istila sırasında "kominikeyşın" gerekliliği olmalı... Her zaman Amerika'ya gelecek değiller ya!

    #8

    100 yıl öncesinin insanları duş almak gibi ufak hijyen dokunuşlarına pek de zaman ayıramıyorlardı. Ancak hepsinin dişlerinin inci gibi olduğunu bilmenizi istiyoruz. Ter kokabilirler, yüzlerinde çamur olabilir, aylardır bir kasabaya bile uğramamış olabilirler, ancak bir şekilde dişleri her daim pırıltı saçar. Sırrı misvak mı neyse artık...

    #9

    Köpekler demişken, onlar da en az terminatörler kadar yok edilemez olabilirler. Bazı örnekler haricinde köpekler hikayenin başından sonuna kadar oradadır. Salgın hastalık, kurşunlar, patlamalar falan pek onlara işlemez... Özellikle Will Smith'le tanışıksanız ona güvenle köpeğinizi emanet edebilirsiniz!

    #10

    Makyaj yapanların en büyük şikayetidir makyajının akması... O özenle sürülen rimeller, özellikle yumuşak dokunuşlarla tamamlanan göz kalemi çizgileri bütün efora rağmen azıcık bir terlemede isyan edip sizi terk eder. Aslında makyajın akmamasını sağlamak için çok basit bir yöntem var; denize girin! Denizdeyken makyajınız asla akmaz. Artık tuz mu sabitliyor, denizin güzelleştirici etkisinden mi orasını ben bilemem...

    #11

    Yer çekimi komik bir kavramdır. Her obje üzerindeki etkisi boyutsal olarak değişir. Mesela bir uzay gemisindeyseniz yer çekimi sebebiyle geminiz paramparça olabilir, motor dairesinde mürettebatınız havalarda uçuşup pinpon topu gibi sekebilir ancak eğer siz kaptanla birlikte güvertedeyseniz ancak sağa sola sallanırsınız. Yüksek statünün bir ağırlığı var tabii, öyle yerinden etmek kolay değil.

    #12

    Eğer asker, polis, doktor ya da tamirci gibi birileri çevrenizdeyse ve sizin acil kaçış planına ihtiyacınız varsa tek yapmanız gereken şey onların kafalarına vurup bayıltarak kıyafetlerini çalmanızdır. Merak etmeyin, bu konuda her zaman şans sizden yana olacak. Görünüşte sizden 3 beden büyük ya da 20 kilo zayıf birinin kıyafetini bile almış olsanız size cuk oturacaktır.

    #13

    Eğer tek çocuklu bir aile değilseniz hiçbiriniz birbirinize benzemezsiniz. Kimse de bunu garipsemez... Hiçbir zaman "annene mi benziyorsun babana mı?" sorusunun bir cevabı yoktur çünkü garip bir şekilde ikisine de şekil şemal itibariyle zerre benzemezsiniz.

    #14

    Eğer toplumun geri kalanından gizli saklı bir işle uğraşıyorsanız işinize yarayacak bir elemanın illa ki bir gece kulübü vardır. Genellikle oldukça havalıdır ancak ister dost olun ister düşman, asla orada oturup da iki tek atamazsınız. Ya yardım istemeye gidersiniz ya da mekanı basmaya... İster vampir olun ister şeytan avcısı ister siber aktivist, sonuç hep aynı.

    #15

    Yabancıların size gelince kendi dillerinde konuşmasına aldanmayın, siz gittiğiniz an birbirlerine dönüp akıcı bir şekilde sizin konuştuğunuz dili konuşmaya başlarlar. Uyuzlukları sizedir. (Artık yine ne yaptıysanız...)

    #16

    Bir aracı patlatmak için bombalara, düzeneklere falan gerek yoktur. 3 adımda başarılı bir suikastçi olabilirsiniz. 1) Arabayı bir yere park edin. 2) Güvenli bir mesafeye geçin. 3) Arabanın benzin deposuna silahla ateş edin. İşte size tertemiz patlama. Masraf yok, uğraş yok.

    #17

    Uçak, gemi yolculukları ani kazalar için lütfedilmiş yerlerdir. Zira böyle yerlerde mutlaka işinin ehli bir doktor bulunur. Genellikle yolculuğun alkollü ikramlarını geri çevirmiş, belki birine bir şey olur diye akşam yemeğine de yanına doktor eşyalarını almıştır. Bayıldığınız anda bypass yapmaya hazırlıklıdır.

    #18

    Bir şeyi satın alırken uzun uzun nakit para denklemeniz aslında oldukça gereksizdir. Zira siz bilmeseniz de cebinizden çıkardığınız paranın miktarı tam olarak alacağınız şeyin fiyatına denktir. Ama siz ona güvenmeyip parayı saymaya başlayınca para size küser ve işinizi zorlaştırmak için azalır veya çoğalır. Gerçek hikaye.

    #19

    Mezarlıkların üzerinde asla güneş açmaz, tam aksi yazın en sıcak ve aydınlık günlerinde bile ne hikmetse oraya hep yağmur yağmaktadır ve tepesinde kara bulutlar olur. Kuş uçmaz, kervan geçmez. Otoyolun kenarında bile olsa tek bir çıt bile duyamazsınız.

    #20

    Eğer birinden nefret ediyorsanız illa ki o insana aşık olacaksınız demektir. Kimden nefret ettiğinize dikkat edin!

    #21

    Şayet bir yere yetişmeniz gerekiyorsa, ki bu yer dünyanın en işlek caddesi de olabilir, her zaman gireceğiniz binanın tam önünde park yeri bulabilirsiniz. Hem de tam olarak arabanızın boyutlarına göre!

    #22

    Kabus gören her insanın temel adımları şunlar olmalıdır; 1) Kabus görün 2) Uyanın 3) Doğrulup oturun 4) Nefes nefese bir şekilde etrafa bakının. Doğru sıralamayla yapmanız çok önemli!

    facebook Tweet
    Öneriler
    Yorumlar
    Back to Top