Hesabım
    What is the Matrix..?

    Matrix'i Anlamak konulu söyleşide renkli anlar yaşandı. Beyazperde.com oradaydı.

    Matrix Reloaded'ın vizyona girmesiyle birlikte yaşanan tartışma rüzgarları, yerini mevsim normallerine bırakmaya başladı. Gazetelerden, televizyonlara sıçrayan tartışmalar, ne yazık ki

    Aydın Uğur'un yönettiği söyleşiye katılan isimler; Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Tuna Erdem, 9 Eylül Üniversitesi Sinema-Tv Bölümü Başkanı Oğuz Adanır ile Sinema Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Açar'dan oluşuyordu. Tuna Erdem, özellikle ilk Matrix filminin ardından Sinema Dergisi'nde çıkan kapsamlı yazısıyla dikkat çekmiş ve yeni filme dair düşünceleri merakla beklenen isimlerden biri olmuştu. 9 Eylül'de Simülasyon dersi veren Oğuz Adanır ise, Altyazı dergisinin Haziran sayısında Simülasyon kuramı çercevesinde, sinemaya dair düşüncelerini ortaya koyarken, Matrix-Simülasyon ilişkisine dair de çarpıcı açıklamalar yapmıştı. Mehmet Açar ise, Sinema Dergisi'nin Haziran sayısında, devam filmine nasıl yaklaşılması gerektiğiyle ilgili editör yazısı ile düşüncelerini ortaya koymuştu. Yazarlar görüşlerini, bu defa da izleyicilerin karşısında savundular.

    Söyleşi, sinemayla yakından ilgili konuklarının ve heyecanlı bir izleyici topluluğunun etkisiyle, televizyonlarda gördüklerimizden oldukça farklı ve zihin açıcı bir tartışma ortaya koydu. Düşüncelerin neredeyse taban tabana zıt olması ise, kimi zaman gerilimin yükselmesine neden olduysa da, Matrix'i anlamak olayını ciddiye alanlar için, bu bile sevindirici bir hadiseydi. İlk Matrix'in farklı okumalara açık oluşu da, zamanında sinema yazarlarının karıştığı, ilginç bir polemiğe vesile olmuştu hatırlanacağı gibi.

    Peki, söyleşiden aklımızda neler kaldı? İlk Matrix'in ardından yadığı yazıyla, filmin göndermeler zincirini tüm yönleriyle ortaya koymaya çalışan Tuna Erdem, filmin sinema tarihinde bir devrim olduğunu savunuyordu. Filmi, animatrixlerden ve bilgisayar oyunundan ayırmadığını ve bütün bu yapının, izleyiciyle etkileşim halinde olarak, bir devrim niteliğinde olduğunu savundu. Konuşmasının, bize göre en çarpıcı yanı ise üçüncü filme dair söyledikleriydi. Erdem, üçlemenin son filminin de, ucu açık bir biçimde sona ereceğini ve kafamızı karıştıran soruların, üçüncü filmde de devam edeceğini iddia etti...

    Oğuz Adanır ise filme mesafeli yaklaşarak, yapımın ticari yönüne vurgu yaptı. Matrix filmleriyle, ünlü Fransız filozof Jean Baudrillard arasındaki düşünsel ilişkinin ise gerçekliği olmadığını, yapımlara gereğinden fazla anlam yüklendiğini savundu. Adanır'ın sözlerinde öne çıkan görüşü ise, özellikle devam filminin, sırtını yasladığı özel efektler nedeniyle bir film olarak bile kabul edilemeyeceğiydi.

    Mehmet Açar ise söyleşinin başında filmlere dair düşüncelerini özetledi. Yazarın, özellikle bilim kurgu edebiyatı ve sinemasıyla olan yakınlığı bilindiği için sözünü uzun tutması kimseyi rahatsız etmeyecekti. Ama kısa bir özetle yetinmek zorunda kaldı izleyici, bunda Aydın Uğur'un diğer konuşmacıların ardından tekrar ona dönmemesinin de etkisi olabilir.

    Özellikle iki ucu temsil eden Adanır ve Erdem'in görüşleriyle renklenen söyleşi, gazete ve televizyon programlarıyla kafası karışan izleyiciler için zihin açıcı oldu. Aynı temanın, başka konuşmacılarla da masaya yatırılacağı yeni söyleşilerin olması dileğiyle...

    facebook Tweet
    Öneriler
    Yorumlar
    Back to Top