Hesabım
    Festivaldeyiz! Beyazperde #ifteizledi 2017!

    Beyazperde.com yazarları ve editörleri !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali'nde izlediklerini yazıyorlar!

    Raving Iran

    2000'lerin başında memlekette 'hayırdır' dedirten bir dans müziği patlaması yaşanmıştı. Genç kuşağın favori hafta sonu etkinliklerinden biri kulüplere ve kumsallara koşturmak olmuştu. Sonra ilgiler azaldı, hevesler kaçtı. Ortada sayısı çok fazla olmayan tekno müziğin dansa dönük olanına da, dans ettirmeyen IDM gibi türlerine de eşit derecede ilgi duyan has tekno müzik dinleyicisi kalmıştı. Ve onlar Babylon, Indigo gibi mekanlarda bir araya gelerek bu türe olan bağlılığını her fırsatta ortaya koydu...

    Raving Iran belgeseli aslında nefis bir aşk mektubu. Hem çok hüzünlü hem de çok komik. Ve kabul etmek lazım müthiş bir macera. Böyle belgesele her zaman denk gelmiyor ya insan. Hüzünlü çünkü tekno müziğe gönül vermiş iki arkadaş, basit bir rave için sevimsiz bir baskını, tutuklanmayı göze alıyor. Komik çünkü ikilinin bürokrasi karşısında düştüğü durumlar, mesela albüm kapağı gibi olaylardan ötürü, son derece komik. Traji-komik. Raving Iran izleyebileceğiniz en sıkı macera filmlerinden biri çünkü bu teknocu dostlar Avrupa'dan aldıkları bir konser teklifini kabul ettiklerinde kendi ülkelerine bir daha dönüp dönmeyeceklerini bilmiyorlar. Bu sorunun cevabı belgeselin son anlarında gizli. Rave daima politik bir eylem olmuştur ve bunun nedeni sadece uyuşturucu ve dans ilişkisi değildir. Mesela İngiltere'de yıllarca rave'ler polisten gizli, korsan radyolarla düzenlenmiştir. Fakat Anoosh ve Arash'ın yaşamında, rave'in, tekno sevmenin politik anlamı çok daha derin. Yaşam tarzına getirilen yasaklar ve yasakları delmenin yolları üzerine eşsiz bir belgesel. 

    Serdar Kökçeoğlu

     

    facebook Tweet
    Öneriler
    Yorumlar
    Back to Top