Trenin kullanılması sadece geçişleri vermek için değildi ama değil mi?
Tren her ikisi için de en uygun araç. Canan’a bu kadar stresli ve zor bir yolculukta ara ara insanlardan kaçabileceği bir mekan lazım. Otobüsle gitse olmaz. Yanındaki esir alabilir, sorularıyla bunaltabilir, kaçamaz da. Ama trende kompartıman var, koridor, lokanta var… Leyla’nınsa acelesi yok. Uzun bir yol, dışarıda sürekli akan bir dünya, bir de şahane bir lokanta. Yemek yeyip bir şeyler içebileceğin, lokantada istersen sohbet edebileceğin, istemezsen odana kaçabileceğin bir araç tren. İkisinin de ruh halline uygun yani.
Leyla’nın ruh hali konusunda neler söyleyebiliriz, kendi kafasında dünyayı mı gördük, yoksa o zaten gerçeklik miydi?
İç dünyasıyla dış dünya arasında gidip geliyor diyebiliriz, bazen yumuşak bazen sert geçişlerle. Öngörüp gerçeğe dönüştürdüğü şeyler de var, yaşamayıp sadece hayalinde bıraktıkları da.
Yavuz karakterinin ölmekle hayatta kalmak arasında bir iknaya, bir çabaya mı ihtiyacı var?
Film boyunca Yavuz’la seyirciyi baş başa hiç bırakmadık. Filmi izledikten sonra baş başa kalsınlar istedik. Biz Yavuz’un ruh haline dair kendi hayalimizi paylaştık, üzerine bin hayal kurulur umarım.
Oyuncuları nasıl belirlediniz?
Oyuncuları yazdıktan sonra belirledik, yazarken hiçbiri belli değildi. Başak Köklükaya ilk aklıma gelen oyunculardan biriydi. Hem oyunculuğunu hem de ifadesini beğendiğim için Leyla rolüne çok uygun olacağını düşündüm. Öykü’yü yıllar önce Berkun Oya’nın “Güzel Şeyler Bizim Tarafta” oyununda izleyip çok beğenmiştim. O zamandan aklımdaydı, uygun rol ve zamanda birlikte çalışmak istiyordum. Ama asıl audition’da herşey netlik kazandı. Audition çekimlerini hep ikili yaptık. Başak’la Öykü’yü birlikte izlediğimde uyumları gerçekten etkileyiciydi. Hayalimdeki ikili resme çok yakındı. Yiğit Özşener de öyle. Onu hep farklı tiplerde izlemiştim, fizik olarak uygun olup olmayacağından emin değildim en başta. O da asıl autionda beni heyecanlandırdı. Sonra bu rol için iyice zayıfladı, saç sakal filan derken tam Yavuz olup çıktı karşımıza.
