Hesabım
    Sinemacıların Ağzından Sinemada Gerçek ve Gerçeklik!

    7. Uluslararası Suç ve Ceza Filmleri Festivali "Sinemada Gerçek ve Gerçeklik" paneli gerçekleşti.

    "Herkes için adalet" sloganıyla yola çıkan Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali kapsamında "Sinemada Gerçek ve Gerçeklik" paneli gerçekleştirildi. Panel kapsamında her konuşmacı kendi mesleği ve bakış açısı çerçevesinde Sinema ve gerçeklik konusuna ilişkin görüşlerini aktardı.

    Yönetmen ve senarist Onur Ünlü sinemanın temel sorununun gerçeklik değil inandırıcılık olduğunu belirterek; "Sinema bir etik problemdir estetik değil. Hakikat bir tanedir bana göte herkese göre değişmez. Sinema gerçeği speküle ediyor, ben de ediyorum. Çok da güvenilir değildir. Gerçek kendi başına bir konudur, sinema gerçekle çok bağdaşmıyor hakikati sinemada aramamalıyız. Yeri burası değil" diye konuştu.

    Prof. Dr. Şükran Esen; "Sinema ve gerçeklik konusunu üç başlık altında toplayabiliriz. Sinema nasıl bir araçtır. Gerçek nedir, sinema ve gerçeklik nasıl birbirine bağlanır? Sinema bir teknolojik, eğlence ve bir yandan da propaganda aracı. Gerçeğin anlamı ise nesnel olarak var olan şey. Gerçekler sinemada nasıl aktarılabilir? Sinema kuramcısı Andre Bazin sinemanın yani makine olarak gerçeğe nasıl yansıyabileceğini söyleyen biri. Ona göre sinema hayatın pelikül üzerindeki izi, ışığın izi. Sinemaya Veronica'nın Mendili demiş o yüzden. Geometriden yararlanmış. Sinemaya sürekli uzaydaki eğriyi kesmek için yaklaşan ama onu kesmeyen bir doğru üzerinden yaklaşmış. Sinema da gerçeğe çok yaklaşmış ama onun yerine geçememiştir der hep" derken, sinema yazarı Murat Tolga Şen ise film algısının eleştirmenlerin filmlere nasıl baktığıyla ilgili olarak değiştiğinin altını çizdi. 

    Şen; "Sinema gerçeklikten uzak bir eğlence illüzyonu. Erken dönem örneklere Georges Melies imzalı Aya Yolculuk'a baktığımızda sinemanın gerçeklikten uzak bir şekilde başlamış olduğunu söyleyebiliriz. Trenin gara girme görüntüsünden sonra hızla uzaklaşılmış gerçeklikten.. Ama sinemada bir suret gösterme durumu olduğu için sürekli bir gerçeklik gösterme yoluna sürüklenilmiş. Böyle bir sorumluluğu yoktur yönetmenin. İlla politik argümanlar gerçekçi sinemada yoktur, fantastik sinemanın içinde de politik argümanlar vardır. Atıf Yılmaz filmleri vardır, fantastiktir ama dönemin gerçekliğine de eğilir. Ah BelindaArkadaşım Şeytan gibi. Gerçekliği aradığım yerler belgeseller. Sinemacıların gerçeklik üretmek gibi bir kaygıları yoktur olmamalıdır" derken, sinemacı Farhad Eivazi ise; "Belgesel sinema gerçeğin peşinde olma halidir. Devlet başka bakıyor, yönetmen başka bakıyor farklı bir gerçeklik yakalıyor. İran’da iyi olan bu kadar baskıya rağmen onu nasıl yapacağını bulmaktır. İlk film devlet desteğiyle yapıldı, diğerleri ülkede yasaklı, ama ikisinin de farklı bir gerçekliği var. İran toplumu için yapılan filmler bu. Bir yönetmen bir olayın her boyutunu anlatamaz. Film sadece bizi bir olayla tanıştırır, yönetmen kendi bakış süzgecinde bir parçasını yansıtabilir ancak" dedi. 

    Festival bu yıl uzun ve kısa film yarışmaları, gösterimlerin yanı sıra düzenlenecek paneller, atölye çalışmaları ile Beyoğlu Atlas ve Nişantaşı City’s sinemalarında seyirciyle buluşuyor. Festivalin ayrıntıları için http://www.icapff.com ziyaret edilebilir.

    facebook Tweet
    Benzer Haberler
    • 7. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali 3 Kasım’da Başlıyor!
    • 7. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Başladı!
    Öneriler
    Yorumlar
    Back to Top