Oscar ödüllü aktris Sophia Loren beyaz perdeye geri dönüyor. 10 yılın ardından ilk kez bir filmde boy gösterecek olan oyuncuyu oğlu Edoardo Ponti'nin yönettiği "The Life Ahead" filminde göreceğiz. İkonik oyuncu Loren, 12 yaşındaki Senegalli göçmen Momo adında bir çocukla bağ kuran ve geçmişindeki toplama kampı yaralarını kapatmaya çalışan Madame Rosa'yı canlandıracak.
Orijinal adı "La vita davanti a sé" olan film, Romain Gary’in "La vie devant soi" adlı romanından beyaz perdeye uyarlanacak. Roman daha önce İsrailli film yapımcısı Moshe Mizrahi tarafından "Madame Rosa" ismiyle de filme çekilmişti. Simone Signoret başrollü film 1978'de En İyi Yabancı Dilde Film dalında Oscar ödülü kazanmıştı. 84 yaşındaki Loren, Signoret ile aynı rolü oynuyor, ancak Ponti iki uyarlamanın çok farklı olduğunu söyledi. Ponti, Mizrahi’nin filminin Madam Rosa’nın bakış açısından anlatılırken, kendi filminin Momo'nun bakış açısını izleyeceğini söyledi.
Filmin çekimleri İtalya'da başladı. Günde 10 saat çalışmakta olan Loren, "izleyicilerin çok şaşırtıcı bulacağını düşündüğü bir şekilde kendini ifade etme" yöntemi bulduğunu söyledi. Oğlunun, elinden gelenin en iyisinden başka bir şeye razı olmayacağını ekleyen oyuncu; "Beni çok iyi tanıyor. Yüzümün her santimini, kalbimi, ruhumu biliyor. Sadece en derin gerçeğime çarptığımda bir sonraki sahneyi çekmeye geçecek" diye konuştu. Ünlü annesini üçüncü kez bir filmde yöneten Ponti, annesinin performansının harika bir durumda olduğunu söyledi. Annesi hakkında; "84 yaşındayken hem duygusal hem de fiziksel olarak çok derin, çok zorlu bir film yapmak için her şeyini ortaya koymak istedi. Her sahnede yaklaştığı enerji ve tutkuyu izlemek harikaydı." diye konuştu.
Oyuncu kadrosunun geri kalanı; transseksüel İspanyol aktris Abril Zamora, İtalyan oyuncu Renato Carpentieri, İranlı oyuncu Babak Karimi ve Momo’yu oynayan yeni keşif çocuk oyuncu Ibrahima Gueye’den oluşuyor. Ponti, filmin güney İtalya liman kenti Bari'de geçtiğini söyledi.
Kültürel, ırksal ve dini olarak birbirinden daha farklı olamayacak olan iki insan arasındaki arkadaşlık ve sevgi hikayesini temel alan roman aynı zamanda modern bir ailenin hikayesini de ele alıyor. Soykırımdan kurtulmuş olan Madam Rosa, 35 yaşında bir transseksüel kızı, 12 yaşındaki Senegalli sokak çocuğu ve 10 yaşındaki Rumen sokak çocuğu ile kendi ailesini yaratıyor.
Filmin 2020 Mart'ta seyirciyle buluşması planlanıyor.
