Pluribus, insanlığın bir gecede kökten değiştiği bir dönemi konu alıyor. Huzur ve uyum vaat eden, ancak bireyselliği tamamen silip atan bir virüs salgını, dünyanın çehresini geri dönülmez biçimde değiştirir. Olaylar, New Mexico’nun Albuquerque kentinde geçer. Hikâye, uzaydan gelen bu gizemli virüse karşı bağışıklığı bulunan 12 kişiden biri olan Carol Sturka’nın gözünden anlatılır.
Her şey, uzaydan iletilen bir sinyalde gizli RNA dizisinin laboratuvarda çoğaltılmasıyla başlar. Bu virüs insanlığı tek bir zihin yapısında birleştirir; artık herkes aynı şekilde hisseder, düşünür ve tepki verir. Dünya yüzeyinde savaş, öfke ve çatışma kalmaz; herkes mutlu, huzurlu ve birbirine bağlıdır. Fakat bu “kusursuz düzen”in bedeli ağırdır; özgür irade ve bireysellik yok olmuştur.
Carol Sturka, bu kolektif bilincin dışında kalmış az sayıdaki insandan biridir. Yeni dünyanın gözünde bir anomali, hatta bir tehdit olarak görülür. Pluribus, Carol’ın yalnızlıkla, kayıpla, öfkeyle ve direniş arzusu arasındaki iç çatışmasını merkeze alarak, “birlik” uğruna insan olmanın özünden neler feda edilebileceğini sorgular.





2:03
1:02
0:34